YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/15937
KARAR NO : 2019/686
KARAR TARİHİ : 22.01.2019
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İstihkak
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın istihkak iddiasının kabulüne, tasarrufun iptali davasının reddine karar verilmiş olup hükmün davalı-karşı davacı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı-karşı davalı üçüncü kişi vekili, kayden haczi yapılan iş makinasının 08.07.2011 tarihinde noterde yapılan devir sözleşmesi ile satın alındığını ve mülkiyet hakkının vekil edenine geçtiğini belirterek hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalı-karşı davacı alacaklı vekili, davacı ile borçlu şirketlerin aynı iş kolunda çalıştığını, davacı 3. kişinin borçlu şirketin piyasaya milyonlarca borcu olduğunu bildiği halde alacaklılardan mal kaçırmak amacı ile iş makinasını satın aldığını, satış bedelinin piyasa rayiç bedelinden çok düşük gösterildiğini, satışın muvazaalı olduğunu belirterek, istihkak iddiasının reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuş, karşı dava olarak açtığı tasarrufun iptali davasının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davaya konu icra takiplerinin ve dayanak bonoların tarihlerinin haczedilen iş makinasının devir tarihinden sonra olduğu, satış ile birlikte mülkiyetin davacı şirkete geçtiği, sicil kaydındaki değişikliğin mülkiyetin geçişine engel olmayacağı, tescil işleminin idari bir işlem olduğu, satış bedelinin piyasa rayiç bedelinin altında gösterilmiş olmasının muvazaanın ispatı için yeterli olmadığı gerekçesi ile istihkak iddiasının kabulüne, tasarrufun iptali davasının reddine karar verilmiş, kararı davalı-karşı davacı alacaklı vekili tarafından temyiz etmiştir.
Dava, üçüncü kişinin İİK’nin 96 ve devamı maddelerine dayalı istihkak iddiası ile alacaklının karşı dava olarak İİK’nin 97/17, 277-280. maddeleri gereğince açtığı tasarrufun iptali talebine ilişkindir.
1. İstihkak davasına ilişkin temyiz itirazları yönünden; dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine, takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davalı-karşı davacı vekilinin istihkak davasına yönelik temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Tasarrufun iptali davasına ilişkin temyiz itirazları yönünden; tasarrufun iptali davasının konusu, İİK’nin 280. maddesinde: “Malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun, alacaklılarına zarar verme kastıyla yaptığı tüm işlemler” olarak tanımlanmıştır. Bu davalarda takip borçlusu yasal hasım konumundadır. Karşı dava dilekçesi, ekli duruşma gün ve saatini gösterir uyarılı davetiye ile duruşmaya davet edilip taraf teşkili sağlandıktan sonra toplanacak delillere göre işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekmektedir.
Somut olayda; alacaklının açtığı tasarrufun iptaline ilişkin dava dilekçesinde borçlu taraf gösterildiği halde, Mahkemece dava dilekçesinin borçluya tebliği yönünde bir ara karar oluşturulmamış, davalı borçlu şirkete dava dilekçesi tebliğ edilerek, taraf teşkili sağlanmadan karar verilmiştir. Bu durum savunma ve adil yargılanma haklarını ihlal eden bir sonuç yaratmıştır ve hatalıdır. O halde Mahkemece, İİK’nin 97/17. maddesinde, ‘’İstihkak davasına karşı haczi yaptıran alacaklı, bu Kanunun 11 inci babı hükümlerine dayanarak ve muvakkat veya kati aciz belgesi ibrazına mecbur olmaksızın mütekabilen iptal davası açabilir..’’ düzenlemesi nazara alınarak, karşı dava bakımından, borçluya dava dilekçesi tebliğ edilerek taraf teşkili sağlanıp yargılama yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile tasarrufun iptali davasının reddine karar verilmesi doğru olmamış, hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (2) numaralı bentte açıklanan nedenler ile temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün İİK’nin 366. ve 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, (1) numaralı bentte açıklanan nedenler ile davalı-karşı davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddine,, taraflarca İİK’nin 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 22.01.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.