Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2018/15765 E. 2019/7348 K. 11.09.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/15765
KARAR NO : 2019/7348
KARAR TARİHİ : 11.09.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVALILAR :
DAVA TÜRÜ : Nüfus Kaydının Düzeltimi

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın usulden reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

K A R A R

Dava dilekçesinde, davacı …’in annesi Rahime’nin Dilara ile …’ın kızı olmasına rağmen, nüfus kayıtlarında Dedi ile … kızı olarak kayıtlı olduğu, Dedi ile …’nin kızı …’ın ise Dilara ile …’ın kızı olarak nüfusa kayıtlı olduğu bu şekildeki kayıtların gerçeği yansıtmadığı ileri sürülerek nüfus kayıtlarının gerçeğe uygun olarak düzeltilmesi istenmiş, mahkemece dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu başkasının kayıtlarını kullanma iddiasına dair ilk önce Nüfus Hizmetleri Kanunu 36/2.maddesi gereği İçişleri Bakanlığı’na müracaat edilmesi gerektiği, bu yola başvurulmadan doğrudan dava açılmasında hukuki yarar olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
04.06.1958 tarihli ve 15/6 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararı gereğince, maddi olayları açıklamak taraflara ve ileri sürülen olayları hukuken nitelemek ve uygulanacak Kanun hükümlerini tesbit etmek ve uygulamak görevi hakime aittir. Nitekim 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 33. maddesinde hâkimin, Türk hukukunu resen uygulayacağı belirtilmiştir. Bu ilke gereği açılan davayı nitelemek ve açılmış bir dava hakkında doğru hukuk kurallarını bulup uygulamak hâkime düşen bir görevdir.
Dava, nüfus kayıtlarının gerçeği yansıtmadığı iddiasına dayalı 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu 36. maddesi kapsamında nüfus kaydının düzeltilmesi istemine ilişkindir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 106.maddesinde, bir hakkın veya hukuki ilişkinin varlığının veya yokluğunun tespit davası yolu ile mahkemeden istenebileceği, Türk Medeni Kanunu’nun 30. maddesinin 2. fıkrasında ise, nüfus sicilinde bir kayıt yoksa veya bulunan kaydın doğru olmadığı anlaşılırsa, gerçek durumun her türlü kayıtla ispat edileceği, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu 36.maddesinin 1/c bendine göre ise tespit davalarının, kaydın iptali veya düzeltilmesi için açılacak davalara karine teşkil edeceği hükmünü içermektedir.
Nüfus kayıtlarının düzenli ve gerçeğe uygun olarak tutulması kamu düzeni ile yakından ilgilidir. Nüfus kayıtlarındaki istemlerle ilgili davalarda, mahkemelerin hiçbir kuşku ve duraksamaya neden olmaksızın doğru sicil oluşturmak zorunluluğu bulunmaktadır. Bu bakımdan hakim re’sen araştırma ilkesinin sonucu olarak kendiliğinden delil toplama yetkisine sahiptir.
Dosya içerisindeki bilgi ve belgeler ile iddianın ileri sürülüş şekline göre davacının annesi 1929 doğumlu Rahime’nin, Dilara ile …’ın kızı olmasına rağmen nüfus kayıtlarında … ile …’nin kızı olarak, 1920 doğumlu Rahime’nin ise … ile …’nin kızı olmasına rağmen Dilara ile …’ın kızı olarak nüfusa tescil edildikleri ve bu kayıtların gerçeği yansıtmadığı iddia edildiğinden mahkemenin nitelediği gibi başkasının kimlik bilgilerini kullanma durumunun somut olayda bulunmadığı, davacının gerçek durumun tespiti ile kayıtların düzeltilmesinde hukuki yararı bulunduğu kabul edilerek mahkemece işin esasına girilip verilecek karar ile murislerin mirasçıları ile miras hakları doğrudan etkileneceğinden iddia ile ilgili olarak, feth-i kabir yapılarak gerekli örnekler alınarak DNA incelemesi yaptırılıp alınacak rapor da gözetilerek toplanan ve toplanacak delillerin birlikte değerlendirilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın usulden reddi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle, usul ve yasaya uygun bulunmayan hükmün 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK’un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine,
peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 11.09.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.