Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2018/15632 E. 2019/772 K. 23.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/15632
KARAR NO : 2019/772
KARAR TARİHİ : 23.01.2019

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Katkı Payı Ve Katılma Alacağı

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün bir kısım davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

.K.. A R A R

Davacı … vekili, dava dilekçesinde sayılan, muris eş adına edinilen taşınmazlar nedeniyle 50.000,00 TL alacağın davalıdan alınarak davacıya verilmesini talep ve dava etmiş, 11.12.2014 tarihli dilekçesi ile talep miktarını 773.133,95 TL’ye yükseltmiştir.
Davalılar, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüyle, 773.133,95 TL alacağın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir. Hüküm, bir kısım davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir (6100 Sayılı HMK mad.33). İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, sağ eş tarafından, diğer mirasçılara karşı açılan katkı payı ve artık değere katılma alacağı isteğine ilişkindir.
1. Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından; dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine, takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, bir kısım davalılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Bir kısım davalılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelemesinde;
a.Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde; Mahkemece, …’da bulunan 8 adet taşınmaz yönünden tapu akit tablosundaki karmaşa nedeniyle; murisin bu mallarda ne kadarlık miras hakkı olduğu, diğer mirasçılardan satın alınan miktarın net bir şekilde görülemediği, mevcut hali ile tapu senedinde yazılı oranlara bağlı kalınarak hesaplama yapıldığı belirtilerek katılma alacağı hesaplanmış ise de, yapılan araştırma ve inceleme yeterli değildir. O halde, Mahkemece, Tapu Müdürlüğüne müzekkere yazılarak muris eş … tarafından 01.01.2002 tarihinden sonra satın alınan hisse miktarının, … adına olan toplam hisse miktarının ve devre esas senetlerin sorularak gönderilmesinin istenmesi, gelen yazı cevabına göre, gerektiğinde konusunda uzman bilirkişi tarafından 01.01.2002 sonrası satın alınan hisseler ile miras kalan hisselerin belirlenmesi için rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur.
b. Mal rejiminin tasfiyesi sonucunda belirlenecek katılma alacağı, terekeye ait borç olup, mirasçıların miras paylaşımından önce ödenmesi gerektiği kabul edilmektedir. Terekeye ait borç ödendikten sonra kalan miktar, mirasçılar arasında miras payları oranında paylaşılır. Tereke borçlarından bu sıfatını kaybetmemiş tüm mirasçılar, üçüncü kişilere karşı kişisel olarak (4721 Sayılı TMK mad.599/2) ve müteselsilen (TMK mad.641) sorumludurlar. Her ne kadar, davacı temyize konu davayı terekenin alacaklısı sıfatıyla açmış ise de; davacı da dahil davanın tarafları, ortak mirasbırakan …’nın mirasçısıdırlar ve tereke borçlarından yukarıda açıklanan kanuni düzenlemeler çerçevesinde hepsi de sorumludurlar. Başka bir anlatımla, mirasçılık sıfatına sahip olduğundan (TMK mad.499), alacaklı ve borçlu sıfatı davacı sağ eşte kısmen birleşmiştir.
Taraflarca, mirasçılardan herhangi birinin mirasçılık sıfatını yitirdiği (4721 Sayılı TMK 511 vd., 578 vd., 605 vd. maddeleri) iddia edilip kanıtlanmamıştır.
Tüm bu açıklamalar nedeniyle, davacı mirasçı sağ eşin mal rejiminin tasfiyesi nedeniyle talep ettiği ve terekeye ait borç sayılan alacak miktarından, davanın mirasçılar arasında görülmesi nedeniyle, davacı da dahil bütün mirasçılar miras payları oranında sorumludurlar. Buna göre, hüküm altına alınan tereke borcundan davacının da miras payı oranında sorumlu olduğu gözetilerek, mirasçı davalılardan tahsiline karar verilecek miktarın hüküm fıkrasında gösterilmesi gerekirken, bu husus göz ardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeplerle 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA; bir kısım davalılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının yukarıda 1. bentte gösterilen sebeplerle reddine ve HUMK’un 440/I. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene .iadesine, 23.01.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.