Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2018/15387 E. 2018/19825 K. 06.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/15387
KARAR NO : 2018/19825
KARAR TARİHİ : 06.12.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Ecrimisil Alacağı

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

KARAR

Davacı vekili, … tarafından, sınırlı süreli ücretli …….. alanlarının üç yıl süre ile ihaleye çıkarıldığını, ihaleyi 23 … …….. Şirketinin kazandığını, işletme süresinin 01.12.2006-30.11.2009 tarihleri arasında olduğunu, sözleşme yapılan şirketin, sözleşmenin 22/5. maddesine aykırı olarak sözleşmeyi davalı şirkete devrettiğini, onay almadan davalı şirketin işlettiğini ve haksız kazanç sağladığını açıklayarak, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 10.000 TL tazminatın davalıdan alınmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, talebin zamanaşımına uğradığını, vekil edeni şirket ile davacı arasında herhangi bir sözleşme bulunmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; davalının sözleşmenin tarafı olmaması nedeniyle davalı şirketten talepte bulunulamayacağı gerekçesi ile davanın reddine ilişkin olarak verilen kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, “Davalı, davaya konu …….. alanlarını işletmesine olanak tanıyan ve davacıya karşı da ileri sürebileceği bir hakkı olduğunu kanıtlayamamaktadır. Bu durunda Mahkemece anılan sözleşmenin 22/5. maddesindeki devir yasağı, davacının sözleşme yaptığı şirkete karşı başlattığı icra takibinin sonuçsuz kalması ve davalının davaya konu olan yerleri davacı yönünden haksız olarak işgal etmesi karşısında taraf delilleri değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir iken eksik inceleme, yanılgılı değerlendirme ve yasal olmayan gerekçeler ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir” gerekçesi ile Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 25.6.2014 tarihli ve 2014/3879 Esas, 2014/10344 Karar sayılı ilamı ile bozulması üzerine, Mahkemece yeniden yapılan yargılama sonucunda, Türk Borçlar Kanunu’nun 72. maddesinde düzenlenen haksız fiile ilişkin zamanaşımı sürelerinin dolduğu gerekçesi ile davanın reddine dair verilen karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
Dava, ecrimisil isteğine ilişkindir.
Bilindiği üzere, 25.05.1938 tarih ve 29/10 sayılı Yargıtay…….. Kararı ve Yargıtayın aynı yoldaki yerleşmiş içtihatları uyarınca ecrimisil davaları beş yıllık zamanaşımına tabi olup bu beş yıllık süre dava tarihinden geriye doğru işlemeye başlar.
Somut olayda; davacı taraf, 17.1.2012 tarihli dava dilekçesi ile 01.08.2007 ila 30.11.2009 tarihleri arası dönem için ecrimisil talebinde bulunduğuna göre, az yukarıda açıklanan ilke çerçevesinde alacağın zamanaşımına uğradığını söylemek mümkün değildir.
Hal böyle olunca, Mahkemece taraf delilleri değerlendirilmek sureti ile işin esasının incelenmesi gerekirken, zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazları yukarıda açıklanan nedenle yerinde olduğundan kabulüyle, usul ve yasaya uygun bulunmayan hükmün 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK’un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 06.12.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.