Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2018/15386 E. 2018/19826 K. 06.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/15386
KARAR NO : 2018/19826
KARAR TARİHİ : 06.12.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

KARAR

Davacı vekili, tarafların dava konusu 336 …….. sayılı taşınmazda paydaş olduklarını, taşınmazın arsa vasfında görünmesine rağmen üzerinde on adet dairenin bulunduğunu, dairelerden 1 ve 10 numaralı olanların boş olduğunu, diğer dairelerde ise kiracıların bulunduğunu, 7 ve 8 nolu dairelerin kiralarının Şubat 2012 tarihinden beri vekil edenleri tarafından alındığını, diğer kiraların ise yaklaşık üç yıldır davalı tarafından alındığını açıklayarak, 30.000 TL ecrimisilin davalıdan alınmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, 1 ve 10 nolu dairelerin boş olduğunu, kiraların, tarafların akrabaları olan …….. Erdeniz’e bırakıldığını ve bu kişiden de ortaklaşa alındığını, intifadan men şartının gerçekleşmediğini beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
Dava, paydaşlar arasında ecrimisil isteğine ilişkindir.
Paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan her zaman payına vaki elatmanın önlenmesini ve/veya ecrimisil isteyebilir. Elbirliği mülkiyetinde de paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine ecrimisil davası açabilir. Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı ya da kullanabileceği bir kısım yer varsa açacağı ecrimisil davasının dinlenme olanağı yoktur. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu, kesin sonuç getiren taksim veya ortaklığın satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir.
Somut olayda, davaya konu taşınmazın arsa vasfında olmakla birlikte üzerinde dairelerin olduğu, ancak kat mülkiyeti ya da kat irtifakının tesis edilmediği anlaşılmaktadır. Davaya konu taşınmaz üzerinde bulunan, 1 ve 10 nolu dairelerin boş olduğu, 7 ve 8 nolu dairelerin kiralarının …….. 2012 tarihinden beri kendileri tarafından alındığı bizzat davacılar tarafından beyan edildiğine göre, taşınmazda davacıların payına karşılık kullanabileceği bölümlerin bulunduğu açıktır. Kaldı ki, yargılama sırasında dinlenen davalı tanığı …….. Erdeniz’ de, davaya konu dairelerin kiralarının kendisine bırakıldığını, bu kiraları bazen davacılara verdiğini bazen de davalıya verdiğini beyan ettiğine göre davanın reddine karar verilmesi gerekirken, ecrimisil isteğinin kabulüne karar verilmiş olması doğru olmamıştır.
SONUÇ: Davalı vekilinin temyiz itirazları yukarıda açıklanan nedenle yerinde olduğundan kabulüyle, usul ve yasaya uygun bulunmayan hükmün 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK’un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 06.12.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.