YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/15383
KARAR NO : 2018/19675
KARAR TARİHİ : 04.12.2018
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalılar … ve … tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı, mirasbırakandan taraflara intikal ederek paydaşı olduğu 114 ada 1 parsel, 119 ada 4 parsel, 124 ada 23 parsel, 132 ada 80 ve 110 parsel, 136 ada 75 parsel sayılı taşınmazların davalılar tarafından ekilip biçilmek suretiyle kullanıldığını, kendi kullanımına engel olunduğunu ileri sürerek ……e karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, iddianın kısmen kanıtlandığı, bir kısım taşınmazlarda ise davalıların intifadan men edilmediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, davalılar ……… tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, paydaşlar arası …… isteğine ilişkindir.
1. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişmeli taşınmazların mirasbırakan Bilal adına kayıtlı olduğu, murisin 02.09.1969 tarihinde ölümü ile geriye mirasçı olarak davacı …, davalı … ve ……, dava dışı…………’in kaldığı, davalı …’nün ise 09.08.2012 tarihinde ölümü ile mirası 7 pay kabul edilerek çocukları ………’ye kaldığı, mirasçıların davaya dahil edildiği anlaşılmaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki, ……, haksız işgal tazminatı olup, husumetin taşınmazı haklı ve geçerli bir neden olmaksızın kullanan veya kullandıran kişi/kişilere yöneltilmesi gerekir.
Somut olayda, Mahkemece icra edilen 05.12.2012 günlü keşifte dinlenen davacı tanıkları dava konusu taşınmazların davalı … tarafından kullanıldığını beyan etmişler, davalı …’in kullanımı ise kanıtlanamamıştır.
Hal böyle olunca, davalı …’e yönelik …… isteğinin reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile bu davalı yönünden dava kabul edilerek tespit edilen ecrimsilden müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğuna karar verilmesi isabetsizdir.
2. Davalı …’ın temyiz itirazına gelince;
Bilindiği üzere ……, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarih 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. ……, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan ve kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ……in kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir. (YHGK’nin 25.02.2004 gün ve 2004/1-120-96 sayılı kararı) 25.05.1938 tarih ve 29/10 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ve Yargıtayın aynı yoldaki yerleşmiş içtihatları uyarınca …… davaları beş yıllık zamanaşımına tabi olup bu beş yıllık süre dava tarihinden geriye doğru işlemeye başlar.
Hemen belirtilmelidir ki, …… hesabı uzmanlık gerektiren bir husus olup, taşınmazın niteliğine uygun bilirkişi marifetiyle keşif ve inceleme yapılarak ve taleple bağlı kalınarak haksız işgal tazminatı miktarı belirlenmelidir. Alınan bilirkişi raporu, somut bilgi ve belgeye dayanmalı, tarafların ve hakimin denetimine açık olmalı ve değerlendirmenin gerekçelerinin bilimsel verilere ve HMK’nin 266 vd. maddelerine uygun olarak açıklanması gereklidir.
Bu nedenle, özellikle tarım arazilerinin haksız kullanımı nedeniyle ürün esasına göre talep varsa, bu konudaki resmi veriler, taşınmazın bulunduğu bölgede ekilen tarım ürünlerinin neler olduğu tarım il veya ilçe müdürlüğünden sorulmalı, ekildiği bildirilen ürünlerin …… talep edilen yıllara göre birim fiyatları ve dekara verim değerleri, hal müdürlüğünden ilgili dönem için getirtilmeli, bölgede münavebeli ekim yapılıp yapılmadığı, taşınmazın nadasa bırakılıp bırakılmadığı tespit edilmelidir.
Somut olayda; Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporunun karar vermeye elverişli olduğu söylenemez.
Şöyle ki, tarım arazilerinde ürün gelirine göre yukarıda yazılı ilkeler uyarınca …… belirlenmesi gerekirken taşınmazların icar bedelleri üzerinden ……in hesaplandığı anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca, ilgili tarım müdürlüğünden bilgi ve belgeler getirtilerek yukarıdaki ilkelere göre tespit edilecek ……e karar verilmesi gerekirken yetersiz bilirkişi raporu ile yetinilerek sonuca gidilmiş olması doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte yazılı nedenle davalı …’in, (2) numaralı bentte yazılı nedenle davalı …’ın temyiz itirazları yerinde görüldüğünden, kabulüyle, hükmün 6100 sayılı HMK’nin geçici 3. maddesi yollaması ile HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK’un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine, 04.12.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.