Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2018/15351 E. 2018/20308 K. 17.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/15351
KARAR NO : 2018/20308
KARAR TARİHİ : 17.12.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

K A R A R

Davacı vekili, davacılar ile davalı … ve dava dışı …… Küçük arasında …. 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/156 Esas sayılı dosyasında elatmanın önlenmesi davası görüldüğünü, elatmanın önlenmesi davasının davalısı olan …… Küçük’ün kendisini vekille temsil ettirdiğini davalı …’ün ise kendisini vekille temsil ettirmediği halde Mahkemece lehine vekalet ücretine hükmedildiğini, hükmün Yargıtay 1. Hukuk Dairesi tarafından onandığını, … lehine verilen ilam vekalet ücretinin …… 2. İcra Müdürlüğünün 2014/560 Esas sayılı dosyası ile takibe konulduğunu, davalının vekille temsil edilmediğini, dolayısıyla vekalet ücreti adı altında bir alacağının da olmadığını, bu nedenle davacıların borçlu olmadıklarının tespiti ile takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere lehe kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili; kesinleşmiş ilama dayalı vekalet ücreti alacağı olduğunu, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; …… Asliye Hukuk Mahkemesi 2012/156 Esas 2012/589 Karar sayılı ilamı ile … kendisini vekil ile temsil ettirmediği halde sehven vekalet ücretine hükmedildiğinin açık olduğu, dolayısıyla hükmün genişletilip değiştirilemeyeceği, hakkın başkası lehine yorumlanamayacağı gerekçesi ile davanın kabulüne …… 2. İcra Müdürlüğünün 2014/560 Esas sayılı takip dosyası ile yapılan icra takibinde davacıların davalı …’e borçlu olmadıklarının tespitine, asıl alacağın %20’siolan 602,60 TL kötüniyet tazminatının davalıdan alınarak davacılara verilmesine karar verilmiştir. Hüküm davalı vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
Dava; menfi tespit talebine ilişkindir.
…… 2. Asliye Hukuk Mahkemesi 2012/156 esas sayılı dosyanın davacısı … ve müşterekleri davalıları ise …… Küçük ve … olup davalılara karşı muhtelif taşınmazlara ilişkin olarak elatmanın önlenmesi davası açılmıştır. Bu davada …… Küçük kendisini vekil ile temsil ettirirken diğer davalı …’ün vekalet verdiğini gösterir herhangi bir bilgi ve belgeye rastlanılmamıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda 459 parsel sayılı taşınmaz hakkındaki davanın, davacı tarafça takip edilmediği ve bu taşınmazın başkasına temlik edilmesi ile bu taşınmaz açısından davanın konusuz kaldığı anlaşıldığından bu taşınmaz hakkındaki talep yönünden esas hakkında bir karar verilmeye yer olmadığına, 470 parsel sayılı taşınmaz hakkında davanın her iki davalı yönünden kabulü ile; bu parselde bulunan ve fen bilirkişisi …… Koçak’ın 10/10/2012 tarihli raporu ekindeki krokide B harfi ile gösterilen ev ile D – E ve F harfleri ile gösterilen ahırlarda, davalılar … ile …… Küçük’ün, gerek fiilen, gerekse muaraza yaratmak şeklinde gerçekleştirdikleri el atmalarının önlenmesine, bu yerlerin davacıya teslimine, 462 ve 467 parsel sayılı taşınmazlar hakkındaki davanın davalı …… küçük yönünden kabulü ile, bu taşınmazlara davalı …… Küçük’ün gerek fiilen, gerekse muaraza yaratmak şeklinde gerçekleştirdiği el atmanın önlenmesine, bu parseller yönünden davalı … hakkındaki davanın reddine, … “Davalı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, bu davalı yönünden reddedilen bölüm üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesince hesaplanan 3.012,76 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’ye verilmesine,” şeklinde hüküm kurulmuştur. Hüküm Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 23.09.2013 tarihli 2013/12041 Esas ve 2013/13136 Karar sayılı ilamıyla onanmış olup taraflarca karar düzeltme yoluna başvurulmadan 21.12.2013 tarihinde kesinleşmiştir. Hükümdeki vekalet ücretine istinaden sadece …… Küçük vekili olduğundan öncelikle …… Küçük alacaklı gösterilerek ilam vekalet ücreti takibe konulmuşsa da takibe konu hak ilamda dosya alacaklısı adına olmadığından takibin iptaline karar verilmiştir. Bunun üzerine … alacaklı gösterilerek ilam vekalet ücreti takibe konulmuş iş bu davanın davacıları takip dosyasının ise borçluları tarafından takibin resen iptali talep edilmiş ve fakat İcra Müdürlüğünce vekilin olup olmadığı hususunu değerlendirme yetkisi bulunmadığından talebin reddine karar verilmiş, nihayetinde huzurdaki dava açılmış ve davanın kabulüne karar verilmişse de verilen karar bütünüyle usul ve yasaya aykırı bulunmaktadır.
Her ne kadar …… 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012 /156 Esas ve 2012/589 Karar sayılı ilamının hüküm kısmının 7. fıkrasında vekili olmayan … lehine vekalet ücretine hükmedilmişse de bu hüküm fıkrası Yargıtay incelemesinden geçerek onanmış ve kesinleşmiş olup bu kesinleşmiş ilama dayalı olarak takip başlatılmıştır. Dolayısıyla …… 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin kesinleşmiş bu ilamı, maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmekte olup, mevcut görülmekte olan dava ile kesinleşmiş …… 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin hüküm fıkrasını değiştirecek yönde bir karar verilemez. Mahkemece, …… 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/156 Esas ve 2012/589 Karar sayılı ilamının maddi anlamda kesin hüküm teşkil ettiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçelerle davanın kabulü doğru görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüne, usul ve yasaya aykırı olan hükmün 6100 Sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 Sayılı HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK’un 440/1. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 17.12.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.