Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2018/15332 E. 2018/20436 K. 18.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/15332
KARAR NO : 2018/20436
KARAR TARİHİ : 18.12.2018

MAHKEMESİ :…… Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

KARAR

Davacı alacaklı vekili, 13.06.2014 tarihinde borçlu şirketin ticaret sicil kayıtlarında yer alan adresinde borçlu şirkete ait malların haczedildiğini, yine ödeme emrinin borçlu şirkete haciz adresinde tebliğ edildiğini, aynı borçlu şirkete karşı aynı haciz adresinde … 28. …… Müdürülüğünün 2013/15011 Esas sayılı takip dosyası uyarınca 28.04.2014 tarihinde gerçekleştirilen haciz esnasında birçok evrak bulunduğunu öne sürerek …… Müdürlüğünün haczin İİK 99. maddesi uyarınca yapılmış sayılmasına ilişkin kararının kaldırılarak, haczin İİK 96-97. maddeleri uyarınca yapılmış sayılmasına ve 3. kişi şirketin haksız istihkak iddiasının reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı 3. kişi şirket yetkilisi duruşmada alınan beyanında,davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece; her ne kadar 3. kişi şirket ile borçlu şirketin ticaret sicil kayıtlarında yer alan adresleri haciz adresi ise de, ödeme emrinin TK.’nın 35. maddesi uyarınca tebliğ edildiği, haciz esnasında borçlu şirket yetkilisi hazır olmadığı gibi borçlu şirkete ait evrakada rastlanmadığı, mülk sahibinin işyerini borçlu şirket boşalttıktan sonra 3. kişi şirkete kiraya verdiğini beyan ettiği, …… Müdürlüğünce İİK’nin 99. maddesi uyarınca işlem yapılmasının yerinde olduğu, mülkiyet karinesinin aksinin davacı alacaklı tarafça kesin ve inandırıcı delillerle ispat edilemediği gerekçesi ile davanın ve şikayetin reddine karar verilmiş, hükmü davacı alacaklı vekili temyiz etmiştir.
Dava, alacaklının memur muamelesini şikayeti ile İİK’nin 99. maddesine dayalı istihkak iddiasının reddi talebine ilişkindir.
1. Davalı alacaklı vekilinin şikayet talebine ilişkin temyiz itirazlarının incelemesinde; …… mahkemesi kararlarından hangilerinin temyiz olunabileceği özel hükümlerle ve genel olarak da İİK’nin 363. maddesinde birer birer açıklanıp gösterilmiştir. Bunların dışında kalan mahkeme kararları kesindir. Yargıtayca incelenmesi istenen karar bu maddelerle tespit edilen kararlar arasına girmeyip kesin nitelikte bulunduğundan temyiz dilekçesinin reddine,
2. Davalı alacaklı vekilinin istihkak davasına yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere göre; dava konusu haczin, borçlu şirkete ödeme emrinin tebliğ edildiği adreste yapıldığı, ticaret sicil kayıtlarına göre her iki şirketin haciz adresinde birlikte faaliyet gösterdikleri anlaşılmıştır. Buna göre, İİK’nin 97/a maddesinde öngörülen mülkiyet karinesi borçlu dolayısıyla alacaklı yararına olup, mülkiyet karinesinin aksinin davalı 3. kişi tarafından inandırıcı ve güçlü delillerle ispat edilmesi gerekir. Davanın İİK mad. 99 gereğince alacaklı tarafından açılması ispat yükünün yer değiştirmesine neden olmaz.
Davalı 3. kişi tarafından yasal süresi içerisinde cevap dilekçesi ibraz edilip delil bildirilmediğinden davalı 3. kişinin mülkiyet karinesinin aksini ispatlayamadığını kabulü gerekir.
O halde, Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözönüne alınarak, davanın kabulü yerine oluşa ve dosya içeriğine uygun düşmeyen gerekçe ile reddine yönelik hüküm kurulması doğru olmamıştır.
Kabule göre de; 492 sayılı Harçlar Kanunu’na bağlı (1) sayılı tarifenin (III) kısmının ikinci bendinin (a) fıkrasında davanın reddi halinde maktu harç alınacağı belirtilmektedir.
Somut uyuşmazlıkta, davacı dava açtığı sırada 25,20 TL peşin harç yatırmıştır. Dava reddedildiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereği 27,70 TL maktu karar ve ilam harcının davacıdan tahsili gerekir. Bu durumda “384,66 TL” nispi harcın davacıdan alınmasına ve kendisini vekille temsil ettirmeyen davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmamıştır.
Bunlardan ayrı olarak, davalı 3. kişi şirket…… İnş. İhr. Tic. Ltd. Şti olmasına rağmen, dava dilekçesinde …. Paz. İml….Ltd. Şti. olarak gösterildiği, davalı 3. kişi şirket adına çıkarılan tüm tebligatların dava dilekçesinde gösterilen ünvanı ile haciz adresinde, haciz sırasında hazır olup yetkili olduğunu beyan eden kişiye tebliğ edildiği,Mahkemece 29.01.2015 tarihli celsede 3. kişi şirketin doğru ticari ünvanı ile …… sistemine işlenmesine karar verildiği anlaşıldığından, karar başlığında “….” yazılması mahallinde düzeltilebilecek maddi hata kabul edilmiş,ayrıca bozma nedeni yapılmamıştır.
SONUÇ: Davalı alacaklı vekilinin şikayete ilişkin temyiz dilekçesinin yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle İİK’nin 363, 365/3, Ek 1. maddeleri uyarınca reddine; istihkak davasına ilişkin temyiz itirazlarının (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle kabulü ile hükmün İİK’nin 366 ve 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca İİK’nin 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 18.12.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.