Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2018/15286 E. 2018/20081 K. 12.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/15286
KARAR NO : 2018/20081
KARAR TARİHİ : 12.12.2018

MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddine karar verilmiş olup hükmün davalı 3.kişi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

K A R A R

Davacı alacaklı vekili, hacze konu mahcuzun borçluya ait olduğunu, istihkak iddiasında bulunan 3.kişinin menkullerin satıldığına dair noterden satış sözleşmesi veya fatura ve alım satım sözleşmesi sunamadığını açıklayarak 3.kişinin istihkak iddiasının reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı 3.kişi vekili, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, 3.kişinin haczin yapıldığı taşınmazın mülkiyetini davalı borçlu şirketten takipten yaklaşık 12 gün önce 14/03/2014 tarihinde devir aldığı, borcun doğum tarihinde söz konusu haciz yapılan adresin borçlu şirkete ait faaliyet adresi olduğu, karinenin aksinin davalı 3.kişi tarafından ispatlanması gerektiği, satış bedellerinin tamamının ödenmediği, satış işlemlerinin takibe konu borcun doğum tarihinden ve haciz işlemlerinden 1 ay öncesinde toplu olarak yapıldığı, davalılara ait firmaların bu satışlar başladıktan sonra kurulduğu,satış ve devirlerin alacaklılardan mal kaçırmaya yönelik muvazaalı işlemler olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş, karar davalı 3.kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Öncelikle, davacı alacaklı, … 12. İcra Müdürlüğünün 2014/ 4559 sayılı takip dosyasından yazılan talimat uyarınca …… İcra Müdürlüğünün 2014/223 talimat dosyasında 28.3.2014 tarihinde farklı adreslerde yapılan hacizlerle ilgili olarak istihkak iddiasında bulunan davalı … ve …’e yönelttiği davanın yargılaması sırasında, Mahkemece 26.5.2015 tarihinde davalı … yönünden tefrik kararı verilmiş olup, yine davalı 3.kişi …… Orhan’ın istihkak iddiasında bulunduğu hacze konu ……lara yönelik davadan alacaklı tarafından feragat edilmiş olduğundan feragat nedeni ile davanın reddine karar verilmiştir. Buna göre, temyize konu dava, alacaklının İİK’nin 99. maddesine dayalı olarak 1 adet hidromek 35S60100 şase nolu yükleyici kazıcıya yönelik davalı 3.kişi …’ın istihkak iddiasının reddi talebine ilişkindir.
Haczin 3. kişinin ticaret sicilinde kayıtlı iş yeri adresinde yapıldığına, borçlu şirkete ödeme emrinin tebliğ edildiği adreste yapılmadığına, haciz sırasında borçlu şirket ortağı ya da yetkilisi hazır olmadığı gibi, borçluya ait herhangi bir belge bulunmadığına, ayrıca borçlu ile 3.kişi arasında organik bağ olmadığına göre, mülkiyet karinesi davalı 3. kişi lehine olup, mülkiyet karinesinin aksinin davacı alacaklı tarafından inandırıcı ve güçlü delillerle ispat edilmesi gerekir.
Devredilen işletmede haciz yapılabilmesi, devrin muvaazalı olduğunun iddia ve ispat edilmesine bağlıdır. Muvazaa iddiasının bulunmaması halinde alacaklının, tasarrufun iptali davası açarak alacağına kavuşma imkanı bulunduğu gibi, TBK ve TTK hükümlerine göre açılacak davalarda da devri yargılama konusu yapabilir.
Ayrıca, İİK’nin 44.maddesinde yer alan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi işletmenin devrini sakatlamaz. Anılan hükmün yalnız cezai yaptırımı vardır. (İİK mad. 337/a) Aktiflerin devredenin malvarlığından çıkmamış kabul edilmesini, yani haczedilmesini sağlayacak tek yol, muvazaanın iddia ve ispat edilmesidir.
Bu bilgilere göre, temyize konu olayda davalı 3. kişi ile borçlu arasında danışıklı işlem olduğu, davalı alacaklı tarafından iddia edilmesine rağmen, muvazaa iddiası ispatlanamamıştır.
O halde, Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözönüne alınarak, davanın reddi yerine oluşa ve dosya içeriğine uygun düşmeyen gerekçe ile kabulüne yönelik hüküm kurulması doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı 3. kişi vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün İİK’nin 366 ve HUMK’un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca İİK’nin 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 12.12.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.