Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2018/15221 E. 2018/20053 K. 12.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/15221
KARAR NO : 2018/20053
KARAR TARİHİ : 12.12.2018

MAHKEMESİ : Asliye Hukuk (……..) Mahkemesi

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, fazlaya ilişkin istemin reddine, birleşen davanın kısmen kabulüne, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş olup hükmün davacı-birleşen dosyada davalı ile davalı-birleşen dosyada davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

KARAR

Davacı-birleşen dosyada davalı …, davalı ile müşterek kazançları olan dairenin satımından elde edilen 36.000 TL’nin davalının bankada zati hesabında olduğunu, yine kendisinin kullandığı ………… plakalı aracın davalı adına kayıtlı olduğunu açıklayarak mal rejiminin tasfiyesine karar verilmesini istemiş, harca esas değeri 44.000 TL göstermiş ve bu değer üzerinden peşin harç yatırarak dava açmıştır.
Davalı-birleşen dosyada davacı … vekili, davanın reddini savunmuş, birleşen dava dosyasında ise davacı …’in evlilik birliği içinde edinilen ve birleşen dosya davalısı …….. adına kayıtlı olup dava dilekçesinde belirtilen 5 adet taşınmazın edinilmesine çalışarak katkıda bulunduğunu açıklayarak, mal rejiminin tasfiyesi ile fazlaya ilişkin haklar olmak üzere 50.000 TL’nin tahsiline karar verilmesini istemiş, harcını da tamamladığı 09.10.2017 havale tarihli dilekçe ile talebini 146.650 TL’ye yükseltmiştir.
Mahkemenin davanın reddine dair ilk kararı, davacının temyizi üzerine ………… 2.Hukuk Dairesi’nin 17.03.2008 tarih, 2007/3067 esas-2008/3522 karar sayılı kararı ile “…Davacının isteği katkı payı alacağına ilişkindir. Taraflar 6.5.1978’de evlenmişler 13.9.2006 tarihinde boşanmışlardır. Dava konusu araç 21.7.1997, taşınmaz ise 1.6.2001 tarihinde edinilmiştir.Eşlerden biri diğerine ait bir malın edinilmesine, iyileştirilmesine veya korunmasına hiç ya da uygun bir karşılık almaksızın katkıda bulunmuşsa, tasfiye sırasında bu malda ortaya çıkan değer artışı için katkısı oranında alacak hakkına sahip olur. (TMK. mad. 227) Delillerin bu çerçevede değerlendirilmeksizin mal ayrılığı rejimi döneminde edinilen mallara yapılan katkının talep edilebileceği de gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir….” gereğine işaret edilerek bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde 2008/257 esas sayılı asıl davada davacının davasının kısmen kabulü ile 21.500 TL katkı payı alacağının davalı …’den tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine, 2013/57 esas sayılı birleşen davada davacının davasının kısmen kabulü ile 50.000 TL alacağın davalı …’dan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı-birleşen dosyada davalı ile davalı-birleşen dosyada davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1) Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davacı-birleşen dosyada davalının tüm, davalı-birleşen dosyada davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2) Davalı-birleşen dosyada davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince;
a) Mahkemece birleşen dosyada davacının birleşen 2013/57 esas sayılı dosyada talebinin 50.000 TL olduğu, her ne kadar davasını 146.650 TL olarak ıslah etmişse de, ıslahın bozmadan sonra yapıldığı gerekçesiyle davanın 50.000 TL olarak kısmen kabulüne, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmişse de, bu karara katılma olanağı bulunmamaktadır. Şöyle ki; birleşen dosyada davacı vekili, 05.02.2013 tarihinde harcı da yatırılmak suretiyle açılan birleşen davada, fazlaya ilişkin haklar saklı olmak üzere 50.000 TL’nin tahsiline karar verilmesini istemiş, harcını da tamamladığı 09.10.2017 havale tarihli dilekçe ile talebini 146.650 TL’ye yükseltmiştir. ………… 2.Hukuk Dairesi’nin bozma ilamı 17.03.2008 tarihli olup, birleşen dava bu tarihten sonra 05.02.2013 tarihinde ayrı bir dava olarak açılmış ve asıl dava ile birleştirilmiştir. Dolayısıyla davacı tarafça 09.10.2017 tarihinde yapılan işlem bozmadan sonra ıslah niteliğinde değildir. Kaldı ki, birleşen dava tarihi itibariyle belirsiz alacak davası niteliğindeki birleşen davada harcının da tamamlandığı 09.10.2017 tarihli dilekçe ıslah dilekçesi değil talep arttırım dilekçesi niteliğindedir. Bu itibarla mahkemece, birleşen dava dosyasında davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, bu hususlar göz ardı edilerek dosya kapsamına uygun düşmeyen gerekçelerle yazılı şekilde davanın kısmen kabulüne, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş olması doğru değildir.
b) Mahkemece, tarafların dilekçelerinde faiz talebi olmadığı gerekçesiyle hüküm altına alınan alacaklara faiz yürütülmediği belirtilmişse de, bu görüşe katılma olanağı da bulunmamaktadır. Şöyle ki; birleşen dosyada davacı vekilinin, birleşen dava dilekçesinde “fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla, evliliğin devamı esnasında edinilmiş ve iyileştirilmiş mallara katkı nedeni ile uğranılmış 50.000 TL zararın yasal faizi ile birlikte tahsili” demek suretiyle faiz isteğinde bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu itibarla, birleşen dosyada davacının faiz talebi olduğu halde hatalı değerlendirme ile faiz talebi olmadığı görüşünden hareketle yazılı şekilde karar verilmesi de doğru olmamıştır.
c) 2008/257 esas sayılı asıl davada, davacı tarafça 44.000 TL harca esas değer üzerinden dava açılışı sırasında yatırılan peşin harç 594,00 TL olup, bu miktarın alınması gereken harçtan mahsubu ile bakiyesinin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına, ayrıca davacının peşin yatırdığı 594 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmesi gerekirken hatalı olarak hükmün 1-a ve 1-b bentlerinde yazılı olduğu şekilde karar verilmesi de hatalıdır.
SONUÇ: Davalı-birleşen dosyada davacı vekilinin temyiz itirazlarının yukarıda (2)a-b ve c) nolu bentlerde yazılı nedenlerle kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, davacı-birleşen dosyada davalının tüm, davalı-birleşen dosyada davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının yukarıda (1) nolu bentte yazılı nedenlerle reddine, taraflarca HUMK’un 440/I maddesi gereğince ………… Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 853,88 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 2.597,52 TL’nin davacı-birleşen dosya davalısından alınmasına, davalı-birleşen dosya davacısından peşin alınan harcın da istek halinde iadesine 12.12.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.