Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2018/15217 E. 2018/19973 K. 11.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/15217
KARAR NO : 2018/19973
KARAR TARİHİ : 11.12.2018

MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı 3.kişi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

KARAR

Davacı alacaklı vekili, borçlu şirketin faaliyet gösterdiği adreste haciz yapıldığını, mahcuzların borçluya ait olduğunu, borçlu ve üçüncü kişi arasında organik bağ bulunduğunu, borçluya ait işletme adının muvazaalı olarak değiştirildiğini belirterek, davanın kabulü ile istihkak iddiasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı üçüncü kişi vekili, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, taraflar arasında organik bağ bulunduğu, borçluya ait işletme adının değiştirilmesi suretiyle muvazaalı işlem yapıldığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmesi üzerine hüküm, davalı üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, alacaklının İİK’nin 99. maddesine dayalı istihkak iddiasının reddi talebine ilişkindir.
Bu tür davaların dinlenebilmesi için ön koşul, malın üçüncü kişi elinde haczedilmesi üzerine üçüncü kişi tarafından haczedilen mal üzerinde mülkiyet veya rehin hakkı gibi sınırlı bir ayni hakka vs. dayanarak istihkak iddiasında bulunulmasıdır. İstihkak iddiası tüzel kişilerde tüzel kişiyi temsile yetkili organlarca, gerçek kişilerde ise ya kendisi tarafından ya da bu kişiyi temsile yetkili kişilerce ileri sürülebilir. Tüzel kişiyi veya gerçek kişiyi temsil yetkisi olmayan kişinin yaptığı iddia geçerli bir istihkak iddiası sayılmaz.
Somut olayda, dava konusu 17/03/2014 tarihinde yapılan haciz sırasında 3. kişi yararına istihkak iddiasında bulunan …….. Yalçın’ın üçüncü kişinin annesi olduğu, anılan şahsın üçüncü kişi yararına istihkak iddiasında bulunmaya yetkili olmadığı sabittir. Davalı üçüncü kişi tarafından hacizden itibaren İİK’nin 96/3. maddesinde belirtilen 7 günlük süre içerisinde yapılmış bir istihkak iddiası da bulunmamaktadır.
Hal böyle olunca, davacı alacaklının İİK.99.maddesi hükümlerine göre istihkak davası açmakta hukuki yararı bulunmadığından, davanın HMK’nin 114/4 ve 115/2 maddeleri uyarınca dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın kabul edilmesi doğru değildir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı 3.kişi vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, taraflarca İİK’nin 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 11.12.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.