Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2018/15171 E. 2018/20039 K. 12.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/15171
KARAR NO : 2018/20039
KARAR TARİHİ : 12.12.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Ecrimisil

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, bir kısım davalılar yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı … vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

KARAR
Davacı vekili, müvekkilinin babası muris ………… Çelik’ten intikal eden … ili, … ilçesi, …….. mahallesi, 9196 ada, 16 parselde bulunan dubleks daire ve müvekkilinin annesi …….. Çelik’ten intikal eden … ili, … ilçesi, …….. mahallesinde bulunan yedi adet dairenin mevcut olduğunu, taşınmazların davalılar tarafından……..ya verilmesine rağmen…….. bedelinden hissesine düşen kısmın kendisine ödenmediğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 8.500,00 TL alacağın davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …, tarafların ortak murislerinden intikal eden taşınmazların baştan itibaren davacı ablası ve diğer kardeşleri tarafından kullanıldığını,paydaşların intifadan men etmedikleri müddetçe birbirlerinden ecrimisil isteyemeyeceklerini belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, davalı … yönünden davanın reddine, diğer davalılar yönünden davanın kısmen kabulü ile 15.12.2008-06.10.2010 tarihleri arasına ait 1.459,50 TL’nin davalı …’tan, 2.919,00 TL’nin …’dan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya dair talebin reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı … tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, çaplı taşınmaza yönelik ecrimisil istemine ilişkindir.
Hemen belirtilmelidir ki, paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan her zaman payına vaki elatmanın önlenilmesini ve/veya ecrimisil istiyebilir. Elbirliği mülkiyetinde de paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine ecrimisil davası açabilir.
Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa açacağı ecrimisil davasının dinlenme olanağı yoktur. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu, kesin sonuç getiren taksim veya ortaklığın satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir.
Kural olarak, men edilmedikçe paydaşlar birbirlerinden ecrimisil isteyemezler. İntifadan men koşulunun gerçekleşmesi de, ecrimisil istenen süreden önce davacı paydaşın davaya konu taşınmazdan ya da gelirinden yararlanmak isteğinin davalı paydaşa bildirilmiş olmasına bağlıdır. Ancak, bu kuralın yerleşik yargısal uygulamalarla ortaya çıkmış bir takım istisnaları vardır. Bunlar; davaya konu taşınmazın kamu malı olması, ecrimisil istenen taşınmazın (…….. gibi) doğal ürün veren yada (işyeri, konut gibi)……..ya verilerek hukuksal semere elde edilen yerlerden olması, paylı taşınmazı işgal eden paydaşın bu yerin tamamında hak iddiası ve diğerlerinin paydaşlığını inkar etmesi, paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belirli bulunması, davacı tarafından diğer paydaşlar aleyhine daha önce bu taşınmaza ilişkin, elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri davalar açılması veya icra takibi yapılmış olması halleridir. Bundan ayrı, taşınmazın getirdiği ürün itibariyle de, kendiliğinden oluşan ürünler; biçilen ot, toplanan fındık, çay yahut muris tarafından kurulan işletmenin yahut, başlı başına gelir getiren işletmelerin işgali halinde intifadan men koşulunun oluşmasına gerek bulunmamaktadır.
Yine paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belli bulunması durumunda, davacı paydaş tarafından davalı paydaş aleyhine bu taşınmaza ilişkin elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri dava açılması hallerinde yine intifadan men koşulu aranmaz.
Bu nedenle, davaya konu taşınmazlar yönünden sayılan istisnalar dışında intifadan men koşulunun gerçekleşmesi aranacak ve intifadan men koşulunun gerçekleştiği iddiası, her türlü delille kanıtlanabilecektir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27.02.2002 gün ve 2002/3-131 E, 2002/114 K sayılı ilamı)
Somut olaya gelince; dosya içeriği ve toplanan delillerden; taraflar çekişme konusu 9196 ada 16 parsel sayılı arsa vasıflı taşınmazda yer alan muris ………… Çelik’in 40/542 payına, 5123 ada 27 parsel ve aynı ada 12 parsel sayılı taşınmazlara elbirliği halinde malik oldukları anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere, elatma bir haksız eylem olup varlığı her türlü delil ile ispatlanabilir. Dava konusu taşınmaza ya da taşınmazlara haksız elatıldığını ispat yükü davacıdadır. Hal böyle olunca, davalının haksız bir kullanımının var olup olmadığının duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi gerekir. Ne var ki; dosya içeriğinden ve toplanan delillerden dava konusu taşınmazların davalı … tarafından……..ya verildiğine dair somut bir delil yer almamakla birlikte davacı tanık bildirmeyerek iddiasını tanık delili ile de kanıtlamamıştır.Her ne kadar 14/12/2012 tarihli bilirkişi raporunda dava konusu 12 parselde yer alan zemin kattaki daire ile 2. … kattaki dairelerin boş olduğu, 1. kattaki dairede……..cı bulunduğu,……..cının taşınmazı davacıdan……..ladığı belirtilmiş ise de ek bilirkişi raporu ile taşınmazın davacıdan……..ladığı ifadesi düzeltilmiş ancak kimden……..ladığı hususu açıklanmamıştır.Bu durumda dava konusu 12 parselde yer alan zemin kat ile 1. ve 2. … katın davalı … tarafından……..ya verildiği davacı tarafından ispat edilememiştir.Öte yandan anılan taşınmazların davalı … tarafından kullanıldığının kabulü halinde de yukarıda da izah edildiği üzere intifadan men şartının yerine getirilmiş olması gerekir.Somut olayda, davacının davalı …’u intifadan men etmediği sabittir.Buna göre mahkemece davalı … yönünden davanın tümden reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davalı … yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmesi isabetsizdir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı …’ın temyiz itirazlarının yerinde olduğundan kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK’un 440/1 maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, istek halinde peşin harcın temyiz edene iadesine, 12/12/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.