YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/15158
KARAR NO : 2019/322
KARAR TARİHİ : 14.01.2019
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Ecrimisil
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K. A R A R
Davacı vekili, tarafların murisine ait olan taşınmazlar hakkında daha önce ortaklığın giderilmesi davası açılarak satışa karar verildiğini ancak henüz infaz edilmediğini, ecrimisil davası açıldığını, davanın reddine karar verilmiş ise de. davacı lehine kararın Yargıtay tarafından bozulduğunu, daha sonra işlemden kaldırıldığını, söz konusu taşınmazların davalılar tarafından kullanıldığını belirterek, 24/12/2006 tarihinden dava tarihine kadar ecrimisil talebinde bulunmuştur.
Davalılar vekili, zamanışımı ve hakdüşürücü süre itirazında bulunmuş, davacının mirastan haberi olmasına rağmen yıllarca ilgilenmediğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davanın reddine dair verilen karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, ecrimisil istemine ilişkindir.
Gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere, ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, ecrimisilin hüküm altına alınabilmesi için, davalının kötüniyetli müdahalesinin duraksamaya yer vermeyecek şekilde ispatı gerekir.
Somut olayda; davacı taraf dava konusu taşınmazların davalılar tarafından kullanıldığını, davalılar ise davacının murisin vefat etmesinden sonra yıllarca ilgilenmediğini, taşınmazların ipotek borçlarının, gübre ve kuyu paralarının kendileri tarafından verildiğini, dava konusu dükkanların boş ve bakımsız olduğunu belirtmişlerdir. Mahkemece, davalıların davacının kullanımına ne şekilde engel olduğu hususu da açıklığa kavuşturulmuş değildir. Davacı vekili tarafından tanık listesi sunulmuş, davalılar vekili cevap dilekçesinde tanık deliline dayanmıştır. O halde, Mahkemece taraf tanıkları usulüne uygun davet edilip dinlenerek dava konusu taşınmazların kim tarafından kullanıldığı, davacının kullanmasına elverişli yer olup olmadığı, davacının kullanımına engel olunup olunmadığı araştırılmadan, eksik araştırma ile karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulü ile usul ve kanuna aykırı bulunan hükmün 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK’un 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 14.01.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.