Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2018/15048 E. 2018/19125 K. 22.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/15048
KARAR NO : 2018/19125
KARAR TARİHİ : 22.11.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiş olup hükmün davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

KARAR

Davacılar vekili; müvekkillerinin miras bırakanı …… Tosun ile davalı arasında yapılan muvafakatnameye ve kat karşılığı …… sözleşmesine göre, 2773 parsel sayılı taşınmaza …… yapılmasının kararlaştırıldığını, buna göre binanın bölümlerinin davacılar adına yaptırılıp teslim edilmesi gerektiğini ancak davalının sözleşme gereğini yerine getirmediğini, müvekkillerinin miras bırakanı …’e ait olan tarlaları davalının kullandığını fakat hisseleri oranında ……yı müvekkillerine ödemediğini, ayrıca eksik yapılmış olan binadaki 1 nolu dükkan ve 1 nolu kömürlüğü ……ya vermek suretiyle elde ettiği …… gelirinden hisseleri oranında davacılara ödemediğini iddia ederek, davalının tamamlamadığı binadan elde ettiği 5.000 TL …… gelirinin ve davacıların miras bırakanından kalan tarlaları kullanmasının karşılığı olarak 5.000 TL ecrimisil bedelinin ödenmesini talep etmiş, 12/04/2012 havale tarihli dilekçesi ile açıklama yaparak 9762, 2773, 345 parsel numaralı taşınmazlar için toplam 100.000 TL ecrimisil talebinde bulunduğunu bildirmiştir.
Davalı vekili, davalının annesi olan …… Tosun’un 2773 parselde kayıtlı arsa üzerine kendi adına 1 zemin ve 2 normal katlı bina yapılması için muvafakatname verdiğini, bina bitiminde de mirasçılarına binadan daire ve dükkan vereceğini taahhüt ettiğini, bina yapımı ile ilgilenmesi için oğlu …’a vekaletname verdiğini, ruhsatın …… Tosun tarafından alındığını ve ruhsatta …… zemin kat ve üzerine bir kat verildiğini, …… yapımından sorumlu olan davalı …’un …… Tosun adına yaptığı ……tan dükkan veya daire almadığını, davalının kat karşılığı …… sözlemesi yapmamış olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Yargılama devam etmekteyken davalı … vefat etmekle, misrasçıları davaya dahil edilmiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulüne, 15.534 TL ecrimisil alacağının davacı …’e, 3.883,51 TL ecrimisil alacağının davacı …… Tosun’a ödenmesine, 3.883,51 TL ecrimisil alacağının davacı …’ye ödenmesine, 3.883,51 TL ecrimisil alacağının davacı …’a ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmesi üzerine; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, ecrimisil isteğine ilişkindir.
Hemen belirtilmelidir ki, dava konu taşınmazda taraflar paydaştırlar. Paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan her zaman payına vaki elatmanın önlenmesini ve/veya ecrimisil isteyebilir. Elbirliği mülkiyetinde de paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine ecrimisil davası açabilir. Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa açacağı ecrimisil davasının dinlenme olanağı yoktur. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu, kesin sonuç getiren taksim veya ortaklığın satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir.
Kural olarak, men edilmedikçe paydaşlar birbirlerinden ecrimisil isteyemezler. İntifadan men koşulunun gerçekleşmesi de, ecrimisil istenen süreden önce davacı paydaşın davaya konu taşınmazdan ya da gelirinden yararlanma isteğinin davalı paydaşa bildirilmiş olmasına bağlıdır. Ancak, bu kuralın yerleşik yargısal uygulamalarla ortaya çıkmış bir takım istisnaları vardır. Bunlar; davaya konu taşınmazın kamu malı olması, ecrimisil istenen taşınmazın (bağ, bahçe gibi) doğal ürün veren ya da (işyeri, konut gibi) ……ya verilerek hukuksal semere elde edilen yerlerden olması, paylı taşınmazı işgal eden paydaşın bu yerin tamamında hak iddiası ve diğerlerinin paydaşlığını inkar etmesi, paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belirli bulunması, davacı tarafından diğer paydaşlar aleyhine daha önce bu taşınmaza ilişkin, elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri davalar açılması veya icra takibi yapılmış olması halleridir. Bundan ayrı, taşınmazın getirdiği ürün itibariyle de, kendiliğinden oluşan ürünler; biçilen ot, toplanan fındık, çay yahut muris tarafından kurulan işletmenin yahut, başlı başına gelir getiren işletmelerin işgali halinde intifadan men koşulunun oluşmasına gerek bulunmamaktadır.
Yine paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belli bulunması durumunda, davacı paydaş tarafından davalı paydaş aleyhine bu taşınmaza ilişkin elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri dava açılması hallerinde yine intifadan men koşulu aranmaz.
Bu nedenle, davaya konu taşınmazlar yönünden sayılan istisnalar dışında intifadan men koşulunun gerçekleşmesi aranacak ve intifadan men koşulunun gerçekleştiği iddiası, her türlü delille kanıtlanabilecektir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27.02.2002 günlü ve 2002/3-131 E, 2002/114 K sayılı kararı).
Mahkemece ecrimisile konu 9762 ve 2763 parsel sayılı taşınmazlar üzerinde bulunan dükkanlar yönünden …… getiren yerlerden oldukları da dikkate alınarak davacı tarafın miras payları gözetilerek usul ve yasaya uygun bilirkişi raporu doğrultusunda davacı taraf lehine ecrimisil hesaplanması ve hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Bu dükkanlara yönelik davalılar vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Ancak, tarla niteliğindeki 345 parsel sayılı taşınmaz yönünden intifadan men şartının gerçekleşmesi gerekli olup dosyada intifadan men şartı gerçekleşmediğinden, sunulan “ihtarname” başlıklı belgeler de intifadan men şartını gerçekleştirecek nitelikte bulunmadığından mirasçılar arasındaki taşınmazlar ve haklar ile ilgili paylaşım ve alacaklara ilişkin talep ve teklifleri, koşulları içerdiğinden, 345 parsel sayılı taşınmaz yönünden ecrimisil isteğinin reddine karar verilmesi gerekirken, kabule karar verilmesi yerinde olmamıştır.
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle, davalıların yukarıda belirtilen temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulü ile Yerel Mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK’un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz eden davalılara iadesine, 22.11.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.