Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2018/14753 E. 2019/7405 K. 11.09.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/14753
KARAR NO : 2019/7405
KARAR TARİHİ : 11.09.2019

MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
DAVACI/BİRLEŞEN
DAVACI (3. Kişi) :
DAVALI (Alacaklı) : …
(Borçlular) :
DAVA TÜRÜ : İstihkak

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonucunda Mahkemece verilen davanın reddine dair kararın davacı üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairenin 05.06.2018 tarihli ve 2018/9927 Esas, 2018/13700 Karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmişti. Davacı üçüncü kişi vekili tarafından süresinde kararın düzeltilmesi istenmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

KARAR

Davacı üçüncü kişi vekili; şirketlerinin köklü bir şirket olduğunu farklı il ve ilçelerde eğitim kurumları açtıklarını, haciz adresinin de yine şube olarak açıldığını, haciz mahallinde tüm evraklarını sunmalarına ve daha önce yapılan hacizdeki mahcuzların haciz mahallinde olmadığı icra memurunca tespit edilmesine rağmen, haksız olarak haciz yapıldığını belirterek haczin kaldırılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı alacaklı vekili; daha önce aynı adreste yapılan hacizlerde borçlular adına çok sayıda evrak bulunduğunu, ticaret sicil kayıtları incelendiğinde üçüncü kişinin şubesinin olmadığının anlaşılacağını, sunulan vergi levhasındaki adresin haciz mahalline ait olmadığını, faturaların ayırt edici özelliğinin bulunmadığını, yine sunulan kira sözleşmesindeki kiraya verenlerin ayrı kişiler olduğunu belirterek, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, daha önce haciz yapılan adreste borçluya ait evraklar bulunduğu, davacının dayandığı kira sözleşmesinde mecurun adresi olarak geçen yerin, haciz adresini işaret etmediği, üçüncü kişinin tesktil alanında faaliyet göstermesine rağmen, eğitim alanında faaliyet gösteren bir yeri devraldığını ifade etmesinin hayatın olağan akışına uymadığı gerekçesi ile davanın reddine karar vermiş, hüküm, davacı üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir, Dairemizin 05.06.2018 tarihli ve 2018/9927 Esas, 2018/13700 Karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmiş olup, onama kararına karşı davacı 3. kişi vekili tarafından karar düzeltme talebinde bulunulması üzerine dosya yeniden incelenmiştir.
Dava, üçüncü kişinin İİK’nin 96. vd. maddelerine dayalı istihkak iddiasına ilişkindir.
Mahkemece ret gerekçesinde, üçüncü kişinin dayandığı kira sözleşmesindeki adres ile haciz adresinin aynı yer olmadığına değinilmiş ise de, üçüncü kişinin dayandığı 01.07.2014 başlangıç tarihli kira sözleşmesinde kiralanan yerin adresi” İstanbul İli, … ilçesi, …Mahallesi, 69/1 pafta, 818 ada, 3 parsel nolu gayrımenkul” olarak belirtilmiştir. Dosya kapsamında 25.04.2014 tarihinde yapılan hacizde dava dışı …Şirketinin sunduğu kira sözleşmesinde ise mecurun adresi, “İstanbul ili, … ilçesi, …Mahallesi no: 66, 818 ada 3 parselde kayıtlı gayrımenkul” olarak ifade edilmiştir. Haciz ise, “… Cd. No:66 …” adresinde yapılmıştır. Üçüncü kişinin kira sözleşmesi dışında dosyaya sunduğu Milli Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğünün İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatı konulu dilekçesinde, davacı üçüncü kişinin, “G. … Cd. No:66 …” adresinde özel okul açmasına yönelik ruhsat verildiği anlaşılmaktadır. Ayrıca … Belediyesinin Emlak ve İstimlak Müdürlüğünün 25.08.2014 tarihli yazına göre de, … ilçesi … Mah. 69/1 pafta 818 ada (eski 752) yeni 3 parsel sayılı taşınmazın adresinin …Mah. .. Cd. No: 66 ….” olarak düzenlenip numaralandığı belirtilmiş olup, davacı üçüncü kişinin dilekçesine eklediği birçok belgede adres, E-5 karayolu Cd. No: 66 olarak geçmektedir. Bu açıklamalar ışığında, Mahkemece her ne kadar adreslerin aynı olmadığı belirtilmiş ise de, olanak bulunması halinde icra memurunun da refakate alınarak haczin yapıldığı yerin ve adresinin tereddüte yer vermeyecek şekilde belirlenmesi gerekir. Ayrıca davacı üçüncü kişi beş ayrı yerde şubesi olduğunu belirtmiştir. Bu durumda Ticaret Sicil Müdürlüğünden davacıya ait şube bilgilerinin istenmesi, haciz mahalline ilişkin adres netleştikten sonra, taraflarca sunulan diğer delillerin de ona göre değerlendirilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik incelemeye dayalı hüküm kurulması yerinde görülmediğinden, hükmün bozulması gerekirken onanması nedeniyle, karar düzeltme talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı üçüncü kişi vekilinin karar düzeltme itirazlarının kabulü ile, Dairemize ait 05.06.2018 tarihli ve 2018/9927 Esas, 2018/13700 Karar sayılı onama kararının kaldırılarak, yerel Mahkeme hükmünün BOZULMASINA, 11.09.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.