Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2018/14748 E. 2018/18936 K. 20.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/14748
KARAR NO : 2018/18936
KARAR TARİHİ : 20.11.2018

MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

KARAR

Davacı alacaklı 01.04.2010 başlangıç tarihli yazılı kira akdine dayanarak 06.04.2015 tarihinde haciz ve tahliye talepli olarak başlattığı icra takibi ile 01.04.2013 – 30.11.2014 tarihleri arası kira farkı alacağı 2.494,16 TL’nin faiziyle tahsilini talep etmiş, ödeme emri davalı borçluya 08.04.2015 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı borçlu 13.04.2015 tarihli itiraz dilekçesinde, adına ihtarname gönderilmediği halde kira farkından dolayı mal sahibinin kendisini borçlu gösterdiğini, gerekli artışları yaptığını, hiçbir borcunun bulunmadığını beyan ederek takibe itiraz etmiştir. Ödeme emrine davalı borçlu tarafından itiraz edilmesi üzerine, davacı alacaklı icra mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılması ve tahliye isteminde bulunmuştur.
Mahkemece verilen ilk kararında, davalının iddiası kira artışı konusunda kendisine ihtarname gönderilmediği yönünde olup, ödediği konusunda bir iddiası olmadığı gibi herhangi bir delil de bildirmediği, davacı beyanlarına itibar edilerek, kira fark bedelinin hesabı için dosyanın bilirkişiye tevdi edildiği, bilirkişinin 01/04/2013 -31/03/2014 döneminde ve 01/04/2014 – 30/11/2014 tarihleri arasında kiracı tarafından aylık bedelinin ne miktarda ödendiğinin beyanı istenmiş olup, davacının belirtilen dönemlerde davalı tarafından aylık 1.400 TL olarak kira bedelinin ödenmiş olduğunu beyan ettiği, bilirkişinin usul ve yasaya uygun bulunan 19/11/2015 tarihli raporuna göre 2.037,35 TL asıl alacak ve 188,15 TL işlemiş faiz yönünden itirazın kaldırılmasına ve temerrüt nedeni ile taşınmazdan tahliyesine karar verilmiştir.
Dava, kira alacağının tahsili için başlatılan takibe itirazın kaldırılması ve kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın kabulüne dair verilen ilk kararın davalı tarafça temyizi üzerine Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 13.02.2017 tarih ve … E. 2017/1589 K. sayılı ilamı ile; “Davacı vekilinin 27.10.2015 günlü beyan dilekçesinde, belirtilen tüm dönemlerde davalı tarafından 1.400 TL aylık kira bedelinin ödendiği beyan edilmiş, bilirkişi tarafından hesaplama bu aylık ödeme miktarı kabul edilerek 06.04.2013 ile 06.10.2014 arası kira artış farkı alacağı belirtilmiştir. Davalı tarafından sunulan Halk Bankası’na ait havale ödeme belgelerinde, 06.04.2014 tarihinden, 06.10.2014 tarihine kadar aylık kira bedelinin 1600 TL olarak yatırıldığı görülmektedir. Bu durumda, davalının banka aracılığıyla yapmış olduğu ödemelere ilişkin banka ekstreleri getirtilerek davalı savunması üzerinde durulması ve gerektiğinde bilirkişiden ek rapor alınması, varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyulmak suretiyle yapılan yargılama sonunda, davalı tarafın ödeme yapıldığı yönündeki beyanı üzerine Halk Bankası’nın hesap hareketlerinin getirtildiği ve bilirkişiden ek rapor alınarak 06/08/2013 tarihli 4.200,00 TL ödemenin davalı … tarafından yapıldığının anlaşıldığı ve yapılan mahsup sonucunda takip tarihi itibari ile 802,65 TL fazladan ödeme ve 49,11 TL işlemiş faiz miktarının tespit edildiği, yasal süre sonu itibari ile toplam 753,54 TL fazladan ödeme yapıldığı anlaşılmakla davalı tarafın işlemiş kira ve faiz borcunun bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı tarafından 06.04.2015 tarihinde başlatılan icra takibinde 01.04.2013 – 31.03.2014 tarihleri arası aylık 79,80 TL’den, 01.04.2014 – 30.11.2014 tarihleri arası aylık 192,07 TL’den toplamda 2.494,16 TL kira farkı alacağının işlemiş faiziyle tahsili istenilmiştir. İcra takibinde ve davada dayanılan, hükme esas alınan 01.04.2010 başlangıç tarihli üç yıl süreli aylık 1.400,00 TL bedelli kira sözleşmesi konusunda taraflar arsında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Sözleşmenin 5. maddesi ile, kiracı mecurdan istifade etmeye devam ettiği müddetçe, kiranın her kira dönemi başında TEFE-TÜFE ortalaması oranında arttırılacağı kararlaştırılmıştır. Özgür irade ile kararlaştırılmış olan bu şart geçerli olup tarafları bağlar ve yenilenen kira dönemlerinde de geçerliğini sürdürür. Öte yandan, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe girdiği de göz önünde bulundurularak, kanunun yürürlük tarihi itibariyle TBK’nin 344. maddesi hükmü gözetilerek ÜFE artış oranını geçmemek üzere sözleşme hükmü doğrultusunda aylık kira bedeli ve kira artış farkı belirlenecektir. Kira ödemelerinin yapıldığı hesap özeti incelendiğinde bir kısım ödemelerde hangi aya ilişkin yapıldığına dair açıklama bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda sözleşmenin başlangıç tarihinden itibaren yapılan ödemeler dikkate alınarak ve takip ile kira farkı alacağının tahsilinin talep edildiği hususu göz önünde bulundurularak buna göre rapor düzenlenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, bu hususlar dikkate alınmadan, aynı aylar için yapılan birden fazla ödeme olduğu kabul edilerek yazılı şekilde eksik ve hatalı bilirkişi raporuna dayanılarak karar verilmesi doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile İİK’nin 366. maddesi ve 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3. Maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, taraflarca İİK’nin 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 20.11.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.