Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2018/14742 E. 2018/19946 K. 10.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/14742
KARAR NO : 2018/19946
KARAR TARİHİ : 10.12.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün bir kısım davalılar …, …, ……………. Avinç tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

KARAR

Davacı vekili, dava konusu 180 ada 4 parsel taşınmazda tarafların iştirak halinde malik olduklarını, taşınmaz üzerindeki samanlık, ……..ve müştemilatın davacı tarafından yaptırıldığını, dava konusu taşınmazın ortaklığın giderilmesi davasına ve hali hazırda tapu iptal ve tescil davasına konu olduğunu, davalıların söz konusu taşınmazlarda hakları olmadığını, bu nedenle ……..ların davacıya ait olduğunun tespitini talep etmiştir.
Davalı …; davayı kabul etmediğini, dava konusu taşınmazın dededen kaldığını ve dededen kalan bu yere davacı tarafından ev yapılarak kullanıldığını şikayetçi olduğunu beyan etmiştir.
Davalı …. Özkara; davacının dava konusu taşınmaza hiç kimseye sormadan ev yaptığını, 30 yıldır davacı kullanımında olduğunu , davayı kabul etmediğini beyan etmiştir.
Davalı …; dava konusu taşınmaz üzerindeki ev ahır, samanlık ve kilerin davacı tarafından yıkılarak yerine ev yapıldığını, ev samanlık ve kilerin değerinin tespiti ile haklarına düşenin ödenmesi gerektiğini beyan etmiştir.
Davalı …; dava konusu taşınmazın babadan kaldığını ve babadan kalan haklarından vazgeçmediğini beyan etmiştir.
Davalılar … ve …; zeminin murise ait olduğunu, davacı tarafından izin alınmaksızın zemindeki yapıların yıkıldığını ve yeniden ev yapıldığını, ev ve yapıları yapanın davacı olduğunu beyan etmişlerdir.
Davalılar …, … ve …; süresinde verdikleri cevap dilekçesi ile davayı kabul etmişlerdir.
Davalı … süresinde verdiği cevap dilekçesinde dava konusu taşınmaz üzerindeki 3 katlı ev, ahır ve avlunun davacı tarafından yapıldığını, arsa payı, bina ve müştemilatlar konusunda mevcut haklarından davacı lehine feragat ettiğini beyan etmiştir.
Mahkemece; dava konusu taşınmaz üzerindeki eski yapıların yıkılarak dava konusu taşınmaz üzerine davacı tarafından 3 katlı alt katı ahır ve bahçe duvarı ve kapısını yaptığı gerekçesiyle davanın kabulüne, 180 ada 4 parsel sayılı taşınmaz üzerinde yer alan 3 katlı bir katı konut bir katı ahırdan oluşan yapı, bahçe duvarı ve kapısının …….. oğlu …’ya ait olduğunun tespitine, peşin alınan harcın mahsubu ile bakiye 5.888,80 TL harcın davayı kabul eden davalılar …, …, …, … dışındaki davalılardan alınarak hazineye irat kaydına, davacı tarafından yapılan yargılama giderleri olan 1.962,95 TL harç ve 1.147,40 TL diğer yargılama giderleri olmak üzere toplam 3.110,35 TL nin davayı kabul eden davalılar …, …, …, … dışındaki davalılardan alınarak davacıya verilmesine, davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden yürürlükte olan …….. göre hesaplanan 11.595,40 TL nin davayı kabul eden davalılar …, …, …, … dışındaki davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Hüküm, bir kısım davalılar …, …,……..Avinç tarafından yargılama gideri yönünden süresinde temyiz edilmiştir.
Dava; ……..ın tespiti talebine ilişkindir.
Bilindiği üzere, 6100 sayılı HMK’nin 326/1. maddesi uyarınca Kanunda yazılı haller dışında yargılama giderlerinin aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verilir. Kanunda yazılı hallerden birisi hiç şüphesiz Yasa’nın 312/2. maddesidir. Bu madde hükmüne göre davalı taraf davanın açılmasına sebebiyet vermemiş ve yargılamanın ilk duruşmasında da davacının talep sonucunu kabul etmiş ise yargılama giderinden sorumlu değildir. Hemen belirtmek gerekir ki; anılan maddenin uygulanabilirliği, bu iki koşulun birlikte gerçekleşmesine bağlıdır.
Mahkemece, yukarıda açıklanan 6100 sayılı HMK’nin 312/1., Harçlar Kanunu’nun 22., Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 6. maddeleri gereği, davacının dava dilekçesinde belirttiği ve harcını yatırdığı değer üzerinden, davalının kabul beyanı ve payına isabet edecek …….. değeri göz önünde bulundurularak, harç, yargılama gideri ve yargılama giderlerinden sayılan vekalet ücreti hakkında belirtilen kanun maddeleri ve tarife uyarınca hüküm kurulması gerekmektedir.
Somut olaya gelince; öncelikli olarak mahkemece harç, yargılama giderleri ve vekalet ücreti konusunda “davayı kabul eden davalılar …, …, …, … dışındaki davalılardan alınarak davacıya verilmesine” şeklinde genel bir ifade ile davalılar aleyhine hüküm kurulmuş olup davalıların payları gözetilmeden karar verilmesi doğru görülmemiştir. Ayrıca, iş bu davanın hukuki dayanağı olan ortaklığın giderilmesi davasında özellikle temyize getiren davalıların davacının iddiasına vermiş oldukları beyanlar tek tek gözden geçirilerek davanın açılmasına öncelikle sebebiyet verip vermediklerinin belirlenmesi ve davalıların mevcut …….. tespiti davasında davacı tarafından ……..ların yapıldığı yönündeki beyanlarının göz önüne alınması gerekirken bu hususlar yeterince irdelenmeden ve gerekçede açıklanmadan yargılama giderleri ile ilgili yazılı şekilde karar verilmesi de doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, bir kısım davalı asillerin temyiz itirazlarının kabulüyle 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi uyarınca usul ve yasaya aykırı kararın BOZULMASINA, taraflarca HUMK’un 440/1. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edenlere iadesine, 10.12.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.