Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2018/14627 E. 2018/19535 K. 29.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/14627
KARAR NO : 2018/19535
KARAR TARİHİ : 29.11.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddine karar verilmiş olup hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

KARAR

Davacı vekili, tarafların kardeş olduğunu, muris … Çelik’in, sağlığında davalıya karşı … 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/365 esas sayılı dosyası ile sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak davası açtığını, ölümü ile mirasçıların davayı takip ettiğini, davalının 61.383,67 TL borçlu olduğunun tespit edildiğini, ancak Mahkeme tarafından taleple bağlı kalınarak 40.000,00 TL’ye hükmedildiğini, bakiye 21.383,67 TL’nin tahsili için … 12……. Müdürlüğünün 2011/9868 Esas sayılı doyası ile …… takibi başlatıldığını, ancak davalı / borçlunun takibe itiraz ettiğini açıklayarak, davalı/borçlunun takibe itirazın iptaline ve alacağın %20’sinden az olmamak üzere …… inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı taraf, talebin zamanaşımına uğradığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, “Davanın kısmen kabulü ile, 9.503,50 TL’nin davalıdan alınarak eşit paylarla davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, …… inkar tazminatına yönelik talebin de reddine” karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
Dava; tapulu taşınmazlara el atılması nedeniyle ecrimisil alacağı ve davalının, murisin ……dan almakta olduğu maaşlarını rıza dışı tahsil etmesi nedeniyle sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak isteklerine yönelik olarak, daha önce açılan davada saklı tutulan fazlaya ilişkin hakların tahsiline yönelik başlatılan …… takibine davalı /borçlu tarafından yapılan itirazın iptali talebine ilişkindir.
Bilindiği üzere, zamanaşımı, alacak hakkının belli bir süre kullanılmaması yüzünden dava edilebilme niteliğinden yoksun kalmasını ifade eder. Bu tanımdan da anlaşılacağı üzere zamanaşımı, alacak hakkını sona erdirmeyip sadece onu “eksik bir borç” haline dönüştürür ve “alacağın dava edilebilme özelliği”ni ortadan kaldırır.
Bu itibarla zamanaşımı savunması ileri sürüldüğünde, hakkın dava edilebilme niteliği ortadan kalkacağından, artık mahkemenin işin esasına girip onu incelemesi mümkün değildir.
Türk Borçlar Kanunu’nun 154. maddesi (818 Sayılı BK 133/2) uyarınca, alacaklının dava açmasıyla zamanaşımı kesilir. Ancak zaman aşımının kesilmesi sadece dava konusu alacak için söz konusudur.
6098 Sayılı TBK 154. maddesinin 2. fıkrası uyarınca, dava açılması veya …… takibi yapılması zamanaşımını kesen nedenlerdendir. Kanunun 156. maddesi ise, zamanaşımının kesilmesi halinde yeni bir sürenin işlemesi gerektiğini açıkça belirtmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca benimsenmiş ilkeye göre, kısmi davada fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmuş olması, saklı tutulan kesim için zamanaşımını kesmez, zamanaşımı, alacağın yalnız kısmi dava konusu yapılan miktar için kesilir.
Zamanaşımı, dava devam ederken iki tarafın yargılamaya ilişkin her işleminden ve hâkimin her emir ve hükmünden itibaren yeniden işlemeye başlar ve kesilmeden itibaren yeni bir süre işler.
25.05.1938 tarih ve 29/10 sayılı Yargıtay …… Kararı ve Yargıtay’ın aynı yoldaki yerleşmiş içtihatları uyarınca ise, ecrimisil davaları beş yıllık zamanaşımına tabi olup bu beş yıllık süre dava tarihinden geriye doğru işlemeye başlar.
Aynı şekilde, Türk Borçlar Kanunu’nun 82. maddesine göre, sebepsiz zenginleşmeden doğan istem hakkı, hak sahibinin geri isteme hakkı olduğunu öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve her hâlde zenginleşmenin gerçekleştiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar.
Somut olayda, davacıların murisi tarafından, … 6. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2006/365 Esas sayılı dosyası ile 07.08.2006 tarihinde açılan davada, 2002 – 2006 dönemleri arası için ecrimisil alacağı talebinde bulunulduğuna, davacı tarafından başlatılan …… takibinde ve eldeki davada ise ilk davada saklı tutulan fazlaya ilişkin kısım talep edildiğine, aynı şekilde, … 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/365 Esas sayılı dosyasında, davalının, 2003-2005 yılları arasında murisin maaşından çektiği miktarların hüküm altına alındığına, davacı tarafından başlatılan …… takibinde ve eldeki davada bu bedellerin saklı tutulan kısmı talep edildiğine göre, az yukarıda yapılan açıklamalar ışığında, talebin zamanaşımına uğradığı ve davalı tarafın da süresinde zamanaşımı definde bulunduğu anlaşıldığından, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken işin esasının incelenerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Davalı vekilinin temyiz itirazları yukarıda açıklanan nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle, usul ve yasaya uygun bulunmayan hükmün 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı tarafın sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, taraflarca HUMK’un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 29.11.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.