Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2018/14174 E. 2018/20433 K. 18.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/14174
KARAR NO : 2018/20433
KARAR TARİHİ : 18.12.2018

MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı 3.kişiler vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

KARAR
Davacı 3.kişiler; 07.04.2014 tarihinde yapılan …… esnasında mülkiyeti kendilerine ait malların haczedildiğini öne sürerek istihkak iddialarının kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
Davalı alacaklı vekili davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, …… işleminin takip borçlusu tarafından borcun doğumundan sonra 3.kişiye kira verilen adreste yapıldığı, kira sözleşmesi ile aynı tarihte borçluya ait bir kısım menkullerin 3. kişiye satılarak devredildiği, davacı 3. kişinin borcun doğumundan sonra borçlu ile aynı konuda ticari faaliyete başladığı, bu durumda, İİK’nin 97/a maddesinde öngörülen mülkiyet karinesinin borçlu dolayısı ile alacaklı yararına olduğunun ve borçlu ile 3.kişi arasında alacaklıdan mal kaçırmaya yönelik muvazaalı işlemler yapıldığının kabul edilmesi gerektiği, yapılan bu işlemlerin alacaklının haklarını etkilemeyeceği, diğer yandan üçüncü kişi dernek ve borçlu şirket arasında ortaklık yapısı itibarı ile de organik bağ olduğu, ispat yükü altında olan ve karinenin aksini her türlü delille kanıtlama olanağına sahip olan üçüncü kişinin sunduğu vergi levhası ve kira sözleşmesi adi nitelikte olup her zaman temini mümkün belgelerden olduğu, mahcuzlara ilişkin olarak sunulan faturalara konu eşyaların ayırt edici özellikleri yer almadığından mahcuzlar ile karşılaştırılmasının mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın reddine, İİK’nin 97/13. maddesi uyarınca teminatsız tedbir kararı verildiğinden davacı 3. kişilerin müteselsilen ……li malların değerinin %20’si oranında tazminata mahkum edilmesine karar verilmiş, karar, davacı 3. kişiler vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, üçüncü kişilerin İİK’nin 96. vd. maddelerine dayalı istihkak iddialarına ilişkindir.
1.Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı 3. kişiler vekilinin aşağıdaki bendin dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2.Davacı 3. kişiler vekilinin hükmolunan tazminata ilişkin temyiz itirazları yönünden;
İİK’nin 97/13.maddesinde, istihkak davası üzerine takibin talikine karar verilip de neticede dava reddolunursa alacaklının alacağından bu dava dolayısıyla istifası geciken miktarın % 20’den aşağı olmamak üzere davacıdan tazminat alınmasına hükmolunacağı düzenlenmiştir.
6100 sayılı HMK’nin 26. maddesi ise ; “Hakim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir.” hükmünü içermektedir.
Mahkemece, davalı alacaklı yararına tazminata hükmedilmişse de, davacı 3. kişiler dava dilekçesinde mahcuzların teminat karşılığında kendilerine teslim edilmesi şeklinde tedbir talebinde bulunmuş, Mahkemece 21.07.2014 tarihli ara karar ile ……li malların teslimine ilişkin talep reddedilmiş, bundan öncesinde ise talep aşılarak 16.04.2014 tarihli tensip zaptı ile mahcuzların satışlarının dava sonuçlanıncaya kadar tedbiren durdurulmasına karar verilmiştir. Açıklanan bu hususlar karşısında alacaklının alacağına geç kavuşmasından davacı 3. kişiler sorumlu tutulmamalıdır. Bu sebeple, Mahkemece, cevap dilekçesinde tazminat talebi bulunmayan davalı alacaklı yararına İİK’nin 97/13 maddesine göre tazminata hükmedilmesi doğru olmamıştır.
Ne var ki, bu yanılgıların giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirir nitelikte görülmediğinden 6100 sayılı HMK’nin ek Geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK’un 438/7. maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı 3. kişiler vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı 3. kişiler vekilinin tazminata yönelik temyiz itirazının kabulü ile kararın hüküm fıkrasının 2. paragrafındaki “İİK 97/13 uyarınca; teminatsız tedbir kararı verildiğinden, davacıların müteselsilen ……li mallar değerinin %20’si oranında icra-inkar tazminatına mahkum edilmesine” ibaresinin hüküm fıkrasından çıkarılmasına, hükmün düzeltilen bu şekli ile ONANMASINA, taraflarca İİK’nin 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 18.12.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.