Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2018/14153 E. 2018/18970 K. 21.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/14153
KARAR NO : 2018/18970
KARAR TARİHİ : 21.11.2018

MAHKEMESİ :…… Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş olup hükmün davalı alacaklı vekili ve davacı 3. kişi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

K A R A R

Davacı 3. kişi vekili, hacze konu iş makinesinin borçlu ile müvekkilinin …… tesisleri inşaatı nedeni ile kurmuş oldukları adi ortaklık adına alınmış olduğunu, iş makinesinin adi ortaklığın malı olduğunu, ortağın şahsi borcu nedeni ile haczedilemeyeceğini belirterek istihkak iddiasının kabulü ile haczin kaldırılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı alacaklı vekili, borçlu ile davacı şirketler arasındaki adi ortaklığın sona erdiğini, ortaklığın bitmesine rağmen yıllardır mahcuzun borçlu elinde bulunduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece yapılan ilk yargılama sonucunda, davanın reddine ilişkin verilen karar, esası yönünden davacı 3. kişi vekili tarafından, yargılama giderleri ve tazminat yönünden ise davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiş, Dairemizin 27.2.2015 tarihli ve 2014/ 23257 Esas 2015/ 5321 Karar sayılı ilamı ile davalı borçlu hakkında ……ın açılmasına karar verildiği ve …… işlemlerinin … 8……. Müdürlüğünün 2011/1 …… dosyası üzerinden devam ettiği,…… kararının kesinleşmesi ile de bu takipler düşeceğinden …… dosyası getirtilerek ……ın takip üzerindeki etkisi tartışılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden bahisle karar bozulmuştur. Mahkemece bozma ilamı doğrultusunda gerekli işlemin yapıldığı, dosyanın karar verme aşamasında olduğu, dosyanın gereksiz yere taraf vekillerinin mazeretleri nedeniyle sürüncemede kaldığı anlaşıldığından, karar celsesinde taraf vekillerinin delillendirilmeyen ve belgelendirilmeyen mazeretlerinin ayrı ayrı reddine karar verildiği, bu itibarla dosyanın 23/03/2017 tarihli celse itibariyle 2. kez takipsiz bırakıldığı gerekçesi ile 6100 Sayılı HMK’nin 320/4 hükmü uyarınca, basit yargılama usulüne tabi davalarda dosyanın yenilenmesinden sonra takipsiz bırakılması nedeniyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş, karar davacı vekili ve vekalet ücreti yönünden davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyulmuş olup, bozma ilamında Mahkemeye izlenecek yol detaylı olarak açıklanmış ve Mahkemece bozma ilamında belirtilen araştırmalar yapılmıştır. Bu durumda, bozma ilamında belirtilen borçlunun ……ı ile ilgili hususun açıklığa kavuştuğu, davacı vekili de 16.3.2017 ve 23.3.2017 tarihli dilekçeleri ile yokluğunda karar verilmesini istediği, yine davalı vekilinin 23.3.2017 tarihli dilekçesi ile dava dosyasına emsal teşkil edeceğine ilişkin Yargıtay kararları ekleyerek yokluklarında karar verilmesini talep ettiği görülmüştür. Bu durumda, borçlu şirketin 1.4.2011 tarihinde ……ına karar verildiği, 30.1.2012 tarihinde …… kararının kesinleştiği dosya kapsamından anlaşıldığına göre, Mahkemece dosya sürüncemede bırakılmayarak bozma doğrultusunda dosyanın karara bağlanması, borçlu şirket yönünden, İİK’nin 193/2 maddesi uyarınca takibin düştüğü ve hacizlerin kalktığı, dolayısıyla dava konusuz kaldığından, istihkak davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek yargılama giderleri ile maktu karar ve ilam harcı ile nispi vekalet ücretinin davanın açılmasına neden olan tarafa yükletilmesi gerektiğinden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı 3. kişi vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle yerel Mahkeme hükmünün İİK’nin 366 ve HUMK’un 428.maddeleri gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, taraflarca İİK’nin 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 21/11/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.