Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2018/14129 E. 2020/3454 K. 15.06.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/14129
KARAR NO : 2020/3454
KARAR TARİHİ : 15.06.2020

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İtirazın İptali

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Davacı vekili, vekil edeninin murislerinden intikal eden dava konusu taşınmazda 1/2 paya sahip olduğunu, söz konusu parselde 3 adet apartman dairesi ile 3 adet dükkan bulunduğunu, dairelerin birinde davalının, birinde davalının annesi …’nin oturduğunu ve diğer daireyi …’nin kiraya verdiğini, binada bulunan dükkanlardan bir tanesinin davalı tarafından iş yeri olarak kullanıldığını, davalının iş yerini kullanım karşılığı müvekkiline hiçbir bedel ödemediği için icra takibi başlattıklarını, davalının icra takibine itiraz ettiğini belirterek Küçükçekmece 1. İcra Müdürlüğünün 2012/4205 Esas dosyasına yapılan itirazın iptaline, takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, davacının iddia ettiği dükkanı kendisinin kullanmadığını, davacının miras payının iddia ettiği gibi 1/2 değil 1/4 oranında olduğu, taşınmaz üzerinde bulunan 3 adet apartman dairesi ve 3 adet dükkandan oluşan binanın ölü babası … … tarafından yaptırıldığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, Küçükçekmece 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 23.06.2014 tarihinde kesinleşen 25.04.2014 tarihli ve 2013/46 Esas, 2014/166 Karar sayılı kararı ile davaya konu dükkanın bulunduğu binanın davalıların murisi … tarafından yaptırıldığının tespitine karar verildiği, bu hali ile davacı tarafın söz konusu taşınmaz bakımından davalı taraftan ecrimisil/kira talep edebilme hakkının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş olup; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, paydaşlar arasında ecrimisil istemine ilişkindir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; dava konusu 2788 parselin 72.866,25 m2 tarla niteliğinde olduğu kök muris …, … ve davalının murisi … …’nın ayrıca dava dışı çok sayıda kişinin değişen oranlarda paylı malik olduğu, davacı tarafından davalı aleyhine başlatılan icra takibinde 2012 Haziran dahil 1 yıllık kira payının takip konusu yapıldığı anlaşılmıştır.
Hemen belirtilmelidir ki, dava konu taşınmazda taraflar paydaştırlar. Paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan her zaman payına vaki elatmanın önlenilmesini ve/veya ecrimisil isteyebilir. Elbirliği mülkiyetinde de paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine ecrimisil davası açabilir. Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa açacağı ecrimisil davasının dinlenme olanağı yoktur. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu, kesin sonuç, getiren taksim veya ortaklığın satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir.
Kural olarak, men edilmedikçe paydaşlar birbirlerinden ecrimisil isteyemezler. İntifadan men koşulunun gerçekleşmesi de, ecrimisil istenen süreden önce davacı paydaşın davaya konu taşınmazdan ya da gelirinden yararlanmak isteğinin davalı paydaşa bildirilmiş olmasına bağlıdır. Ancak, bu kuralın yerleşik yargısal uygulamalarla ortaya çıkmış bir takım istisnaları vardır. Bunlar; davaya konu taşınmazın kamu malı olması, ecrimisil istenen taşınmazın (bağ, bahçe gibi) doğal ürün veren yada (işyeri, konut gibi) kiraya verilerek hukuksal semere elde edilen yerlerden olması, paylı taşınmazı işgal eden paydaşın bu yerin tamamında hak iddiası ve diğerlerinin paydaşlığını inkar etmesi, paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belirli bulunması, davacı tarafından diğer paydaşlar aleyhine daha önce bu taşınmaza ilişkin, elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri davalar açılması veya icra takibi yapılmış olması halleridir. Bundan ayrı, taşınmazın getirdiği ürün itibariyle de, kendiliğinden oluşan ürünler; biçilen ot, toplanan fındık, çay yahut muris tarafından kurulan işletmenin yahut, başlı başına gelir getiren işletmelerin işgali halinde intifadan men koşulunun oluşmasına gerek bulunmamaktadır.
Yine paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belli bulunması durumunda, davacı paydaş tarafından davalı paydaş aleyhine bu taşınmaza ilişkin elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri dava açılması hallerinde yine intifadan men koşulu aranmaz. Bu nedenle, davaya konu taşınmazlar yönünden sayılan istisnalar dışında intifadan men koşulunun gerçekleşmesi aranacak ve intifadan men koşulunun gerçekleştiği iddiası, her türlü delille kanıtlanabilecektir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27.02.2002 tarihli ve 2002/3-131 E, 2002/114 K sayılı kararı).
Her ne kadar Küçükçekmece 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 23/06/2014 tarihinde kesinleşen 25/04/2014 tarihli ve 2013/46 Esas, 2014/166 Karar sayılı ilamıyla dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan binanın davalının murisi …’e ait olduğu sabit olsa da, muhdesatın davalıya/murisine ait olması, davacının arsa payı üzerinden ecrimisil istemesine engel teşkil etmeyecektir. Mahkemece yukarıda açıklandığı şekilde davacının paydaş olan diğer davalıdan arsa payına karşı ecrimisil isteyebilmesi için gereken şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği üzerinde durularak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve hatalı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile usul ve kanuna aykırı bulunan hükmün 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HUMK’un 440/III-1, 2, 3 ve 4. bentleri gereğince ilama karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 15.06.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.