YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/13808
KARAR NO : 2018/17360
KARAR TARİHİ : 16.10.2018
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı 3. kişi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı alacaklı vekili, 07.05.2013 tarihinde haczedilen mallarla ilgili olarak davalı 3. kişinin …… iddiasında bulunduğunu, …… iddiasının hukuka aykırı olduğunu, alacaklılardan mal kaçırmak kastı ile yapıldığını belirterek davanın kabulü ile 3. kişinin …… iddiasının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı 3. kişi, dava konusu malların, dava devam ederken cebri satış yoluyla mülkiyetinin üçüncü şahsa geçtiğinden dolayı davanın konusuz kaldığını savunmuştur.
Mahkemece; borçlanmanın muvazaalı olduğu, bu şekilde alacaklıdan mal kaçırıldığı, davalı …… iddia edenin yediemini olduğu mahcuzları alacağına karşılık olarak almış olmasının hayatın doğal akışına aykırı olduğu ve muvazaa iddiasını güçlendirdiği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş, kararı davalı 3. kişi vekili temyiz etmiştir.
Dava, alacaklının İİK’nin 99. maddesine dayalı 3. kişinin …… iddiasının reddi talebine ilişkindir.
Bu tür davaların dinlenebilmesi için ön koşul, malın üçüncü kişi elinde haczedilmesi üzerine üçüncü kişi tarafından haczedilen mal üzerinde mülkiyet veya rehin hakkı gibi sınırlı bir ayni hakka vs. dayanarak …… iddiasında bulunulmasıdır. …… iddiası, tüzel kişilerde tüzel kişiyi temsile yetkili organlarca, gerçek kişilerde ise ya kendisi tarafından ya da bu kişiyi temsile yetkili kişilerce ileri sürülebilir. Tüzel kişiyi veya gerçek kişiyi temsil yetkisi olmayan kişinin yaptığı iddia, geçerli bir …… iddiası sayılmaz.
Somut olayda, dava konusu 07.05.2013 tarihinde yapılan haciz sırasında 3. kişi yararına …… iddiasında bulunan borçlunun amcasının üçüncü kişi yararına …… iddiasında bulunmaya yetkili olmadığı sabittir. Davalı üçüncü kişi tarafından hacizden itibaren İİK’nin 96/3. maddesinde belirtilen 7 günlük süre içerisinde yapılmış bir …… iddiası da bulunmamaktadır.
O halde davacı alacaklının İİK’nin 99. maddesi hükümlerine göre …… davası açmakta hukuki yararı bulunmadığından, 6100 sayılı HMK’nin 114/ h ve 115/2 maddeleri uyarınca, davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
2-Bozma neden ve şekline göre davalı 3. kişi vekilinin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesi gerekli görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle hükmün İİK’nin 366 ve 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı 3. kişi vekilinin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, taraflarca İİK’nin 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine,
peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 16.10.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.