Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2018/13652 E. 2021/1763 K. 01.03.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/13652
KARAR NO : 2021/1763
KARAR TARİHİ : 01.03.2021

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Eski Hale Getirme, Yıkım, Ecrimisil, Müdahalenin Men’i

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı vekili ve davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı vekili; müvekkillerinin …, Merkez … Mah 353 ada 5 parsel sayılı taşınmazın maliki olduklarını, davalıların ise bitişik 4 nolu parselin maliki olduklarını, davalı tarafın müşterek sınırı ihlal ederek müvekkilinin parselinin bir kısmını kullandığını, davalıların ruhsatsız olarak yaptığı garaj-kömürlüğün müvekkilinin parseline tecavüzlü olarak yapıldığını, … 1. Noterliğinden gönderilen 31.07.2013 tarihli ve 14327 yevmiye numaralı ihtara rağmen müdahaleye son verilmediğini, davalıların müvekkillerinin parseline yaptığı müdahalenin men’ini, davalılar tarafından önceki doğru sınır duvarının haksız şekilde yıkılmış olması sebebiyle duvarın eski haline getirilmesini, dava konusu parselde yer alan davalılarca yapılmış olan sınır duvarının yıkılmasını, müvekkilinin parselinde kalan davalılarca ruhsatsız olarak yapılan garaj-kömürlüğün kal’ini ve ecrimisil talep etmiştir.
Davalılar vekili; müvekkillerinin 29.07.2002 tarihinde …, Merkez, … Mah. 352 ada 4 parsel sayılı taşınmazı satın aldıklarını, talep edilen ecrimisilin fahiş olduğunu, taşınmazlar arasında müvekkillerinin duvar yapmadan önce sınır olduğunu gösteren sadece birkaç tuğla bulunduğunu, davacıların daha önce burada bir duvar olduğu iddiasının asılsız olduğunu, müvekkillerinin kömürlük yaptıklarını, kömürlüğün dışında ayrıca bir garaj yapmadıklarını, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece yapılan yargılama sonrasında müdahalenin men-i, eski hale getirme, duvar, garaj ve kömürlüğün yıkılması taleplerinin konusuz kalması nedeniyle esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 4.303,20.-TL ecrimisilin dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine şeklinde karar verilmiş, hüküm her iki tarafça temyiz edilmiştir.
Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 2017/1548 Esas, 2017/1690 Karar sayılı ilamı ile “davada ileri sürülen isteklerden elatmanın önlenmesi ve yıkım istekleri ile ilgili tespit edilecek dava değeri üzerinden peşin harcın alınması, bu zorunluluk yerine getirildiği takdirde davaya devam edilmesi gerekirken, anılan husus gözardı edilerek işin esası bakımından hüküm kurulması doğru değildir. ” gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyulmuş ve yapılan yargılama neticesinde; davacıların elatmanın önlenmesi ve kal davasının konusuz kaldığı anlaşıldığından konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, ecrimisil davasının kısmen kabulü ile 424,06 TL ecrimisilin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, davacıların fazlaya ilişkin taleplerinin reddine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili ve davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; müdahalenin meni, ecrimisil, kal, eski hale getirme talebine ilişkindir.
1. Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre davalı vekilinin ve davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde değildir.
2. İlke olarak, kira geliri üzerinden ecrimisil belirlenmesinde, taşınmazın dava konusu ilk dönemde mevcut haliyle serbest şartlarda getirebileceği kira parası, emsal kira sözleşmeleri ile karşılaştırılarak, taşınmazın büyüklüğü, niteliği ve çevre özellikleri de nazara alınarak yöredeki rayiçe göre belirlenir. Sonraki dönemler için ecrimisil değeri ise ilk dönem için belirlenen miktara ÜFE artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktardan az olmamak üzere takdir edilir.
Somut olayda; Mahkemece, davalı tanıklarının, davacının gözetiminde kazıkların çakıldığı beyanıyla, davacının dava konusu taşınmazı davalının kullanımına ihtar tarihine kadar rızasının bulunduğunun kabul edilmesi doğru değildir. Talep edilen dönem itibariyle ecrimisile karar verilmesi gerekirken ihtar tarihinin esas alınması doğru değildir.
Kabule göre de; ecrimisil değeri ilk dönem için belirlenen miktara ÜFE artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktardan az olmamak üzere takdir edilmesi gerekirken, son dönem hesaplanıp geriye doğru ÜFE uygulanması doğru olmamıştır. Müdahalenin meni, kal ve eski hale getirme konusuz kaldığından davacının dava açmadaki haklılık durumu değerlendirilip, vekalet ücretinin müdahale edilen yerin değeri, kali istenen yapıların değeri ve ecrimisil bedeli toplamı üzerinden verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi de yanlış olmuştur.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda (2) numaralı bentte açıklanan nedenle 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi yollaması ile HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının (1.) bentte yazılı nedenlerle reddine, taraflarca HUMK’un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine 01.03.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.