Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2018/13597 E. 2018/17138 K. 11.10.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/13597
KARAR NO : 2018/17138
KARAR TARİHİ : 11.10.2018

MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı 3. kişi vekili tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine duruşma istemi gider olmadığından reddedilmiş olmakla, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

K A R A R

Davacı üçüncü kişi vekili, haczin yapıldığı yerin tapusunun 3.kişi şirkete ait olduğunu, 3. kişinin ticaret sicilde kayıtlı adresinin haciz yapılan adres olduğunu, 3.kişinin 2003 yılından bu yana haciz adresinde faaliyet gösterdiğini, borçlu ile 3.kişi şirket arasında organik bağ olmadığını, haczedilen malların finansal kiralama ile alındığını belirterek davanın kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı alacaklı vekili, mahcuzların finansal kiralamaya konu olduğunun davacı tarafından ispatlanması gerektiğini, sözleşmenin özel sicile tescili gerektiğini açıklayarak davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, haczin takip konusu senetler ile dayanağı olan sözleşmelerde belirtilen borçlu adresinde yapıldığı, aynı adreste faaliyet gösteren davacı adına borçlu şirketin eski ortağı ve yöneticisi haciz mahallinde hazır bulunan …… Taşdemir tarafından istihkak iddiasında bulunulduğu, davacı ve borçlunun haciz mahallini ticaret sicil adresi olarak kullandıkları, her iki şirketin de aynı konuda faaliyet gösterdikleri gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı 3. kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, üçüncü kişinin İİK’nin 96 ve devamı maddelerine dayalı istihkak iddiasına ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmişse de, toplanan deliller, yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli değildir. Şöyle ki;dosya kapsamında yer alan yoklama fişinde 3.kişinin maliki olduğu haciz mahallinin 20 m2 lik kısmını borçluya kiraladığı, borçlu tarafından bu kısmın kullanıldığı belirtilmiştir. Ne var ki, mahkemece bu konuda araştırma yapılmamıştır. Bu sebeple, öncelikle; haciz mahallinde borçlunun kullandığı belirtilen 20 m2 lik kısımda keşif yapılarak bu kısmın ayrı ve bağımsız bir işyeri vasfı, mahiyeti, görüntüsü ve kullanım şekli ( ayrı bir giriş kapısı bulunup bulunmadığı gibi vs.) olup olmadığının belirlenmesi , gerektiğinde kroki ve resimlerle bu hususun ortaya konulması, keşif sonucu elde edilecek bilgilerle dosyadaki diğer deliller birlikte değerlendirilerek somut olayda mülkiyet karinesinin hangi taraf yararına olduğunun duraksamaya yer verilmeyecek şekilde belirlenmesi gerekmektedir. Ayrıca, haciz mahallinde haciz tarihinden itibaren geriye doğru kimlerin hangi tarihler arasında faaliyet gösterdiğinin ilgili …… Dairesinden sorulması, borçlu şirketin ticaret sicil adresinde ve haciz adresinde halen faaliyet gösterip göstermediğinin kolluk marifetiyle araştırılması, öte yandan hacze konu mahcuzların özellikleri makine mühendisi bilirkişi eliyle tespit edilerek, davacı 3. kişi tarafından sunulan fatura ve sözleşmedeki mahcuzla uyumlu olup olmadığının tespit edilmesi, bu yollardan elde edilecek bilgi ve belgeler ile dosyadaki diğer bilgi ve belgeler de dikkate alınarak uyuşmazlık hakkında bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı 3. kişi vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün İİK’nin 366 ve 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA,taraflarca İİK’nin 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 11.10.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.