Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2018/13486 E. 2021/2221 K. 11.03.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/13486
KARAR NO : 2021/2221
KARAR TARİHİ : 11.03.2021

DAVA TÜRÜ : Muhdesatın Tespiti
MAHKEMESİ : Batman 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında görülen ve yukanda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Batman 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 24.10.2017 tarihli ve 2015/300 Esas, 2017/431 karar sayılı kararıyla davanın kabulüne karar verilmiş, Mahkeme hükmüne karşı davalılar …, …, …, …, … ve … vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine … Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesince davalılar …, …, …, …,… yönünden istinaf başvurusunun süre yönünden reddine, davalı … yönünden ise kısmen kabulüne karar verilmiş olup, bu kez davalılar …, …, …, …, … ve … vekilinin Bölge Adliye Mahkemesi kararını temyizi üzerine Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, dava konusu 100 parsel sayılı taşınmaz üzerinde yer alan ağaçların vekil edeni tarafından dikilip yetiştirildiğini öne sürerek muhdesatların vekil edenine aidiyetinin tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılardan …, …, …, …, …, …, … ve … davanın reddini karar verilmesi gerektiğini savunmuş, diğer davalılar usulüne uygun tebligata rağmen yasal süresinde cevap dilekçesi ibraz etmedikleri gibi duruşmalara da katılmamışlardır.
İlk Derece Mahkemesince, davanın kabulüne karar verilmiş, verilen karara karşı davalılar …, …, …, …, … ve … vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuş ve Bölge Adliye Mahkemesince …, …, …, …, … yönünden istinaf başvurusunun süre yönünden reddine, davalı … yönünden ise kısmen kabulüne karar verilmiş olup; karar, davalılar …, …, …, …, … ve … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, muhdesat tespiti istemine ilişkindir.
1.Davalı …, … ve …’in temyiz itirazlarının incelenmesinde,
Davalı …, … ve …’e gerekçeli kararın 11.01.2018 tarihinde tebliğ edildiği, davalılar adına Avukat …’nin UYAP üzerinden vekaletnamesini ve gerekçeli istinaf dilekçesini yasal iki haftalık süresi içerisinde 25.01.2018 ( UYAPTAKİ havale tarihi ve e-imza tarihi) tarihinde sunduğu, istinaf harçlarını ise 26.01.2018 tarihinde yatırdığı anlaşılmakla,Bölge Adliye Mahkemesince davalıların istinaf talebinin süresinde olduğu kabul edilerek, işin esasına girilmesi gerekirken, istinaf başvurusunun 26.01.2018 tarihinde yapıldığı kabul edilerek istinaf isteminin süre yönünden reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
2.Davalı … ve …’in temyiz itirazlarının incelenmesinde,
A) Belirtmek gerekir ki; Tebligat Kanunu’nun 10. maddesi gereği tebligat ilk olarak şahsa bilinen en son adresinde yapılır, Tebligat Kanunu’nun 21. maddesi gereğince de kendisine tebligat yapılacak kimse veya tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirir; bilinen son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi bilinen en son adresi kabul edilir ve tebligat buraya yapılır. Mernis adresine yapılan tebligatın da iade edilmesi halinde, Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesine göre tebligatın yapılması gerekir.
Somut olaya gelince; davalı …’ye gerekçeli kararın doğrudan Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesine göre tebliğ edildiği anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca; davalı …’ye gerekçeli karar tebliğinin Tebligat Kanunu hükümlerine aykırı şekilde, usulsüz yapıldığı ortadayken Bölge Adliye Mahkemesince davalının istinaf talebinin süresinde olduğu kabul edilerek, işin esasına girilmesi gerekirken, istinaf başvurusunun süreden reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
B) Tebligat Kanunu’nun 16. maddesinde “Aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçiye tebligat” kenar başlıklı 16. maddesinde, “Kendisine tebliğ yapılacak şahıs adresinde bulunmazsa tebliğ kendisi ile aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılır.” hükmünün düzenlendiği.Kanunun 16. maddesine göre yapılan tebligatın geçerli olabilmesi için, muhatabın adreste bulunmama sebebinin tespiti, muhatap ile muhatap adına tebligatın yapılacağı kimsenin aynı konutta birlikte oturan kişi veya hizmetçi/daimi çalışan olması gerekir.
Somut olaya gelince; davalı … adına çıkarılan tebligatın adreste bulunmaması nedeni ile…adlı kişiye tebliğ edildiği, tebliğ tutanağında, tebliğ yapılan kişinin muhatabın aile fertlerinden veya hizmetçilerinden birisi olduğunun açıklanmadığı, bu şekilde, usulsüz tebliğ edildiği ortadayken Bölge Adliye Mahkemesince davalının istinaf talebinin süresinde olduğu kabul edilerek, işin esasına girilmesi gerekirken, istinaf başvurusunun süreden reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
3.Davalı …’ın temyiz itirazlarının incelenmesinde,
Yukarıda 1 ve 2 nolu bentte yer alan bozma nedenlerine göre davalının temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) ve (2) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalılar …, …, …, …, … vekilinin temyiz itirazının kabulüyle, Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK’nin 371. maddesi uyarınca BOZULMASINA, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı … vekilinin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 11.03.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.