Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2018/13279 E. 2019/3969 K. 10.04.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/13279
KARAR NO : 2019/3969
KARAR TARİHİ : 10.04.2019

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesi
DAVACI (Alacaklı) : …
DAVALI (3. Kişi) :
DAVALI (Borçlu) :
DAVA TÜRÜ : İstihkak
İLK DERECE
MAHKEMESİ : Sivas İcra Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Sivas İcra Hukuk Mahkemesi hükmüne karşı, davalı üçüncü kişi vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması sonunda Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, bu kez davalı üçüncü kişi vekilinin Bölge Adliye Mahkemesi kararını temyizi üzerine Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR

Davacı alacaklı vekili, 24.05.2016 tarihli haciz esnasında borçlu şirkete ait menkullerin haczedildiğini, üçüncü kişi şirket ile borçlu şirket arasında borcun doğum tarihinden sonra yapılan ticari işletme devrinin borçtan kurtulmak ve dava açan işçilerin tazminatını ödememek amacı ile yapıldığını öne sürerek, davanın kabulü ile istihkak iddiasının reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı üçüncü kişi vekili, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Davalı borçlu vekili, öncelikle husumet itirazlarının bulunduğunu, davanın istihkak iddiasında bulunan üçüncü kişiye karşı ileri sürülmesi gerektiğini, bunun yanı sıra davanın haksız olduğunu savunarak reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonunda; üçüncü kişi şirket tarafından borçlu şirkete ait 30 adet mağaza ve deponun tüm demirbaşları, marka hakkı ve yazılım programları da dahil olmak üzere hemen hemen tüm mevcudu ile devralındığı, üçüncü kişi şirket ile borçlu şirket arasında 13.07.2015 tarihinde imzalanan sözleşmenin yedinci maddesinde işçi alacaklarına karşılık borçlu şirkete ödenmesi gereken bedelden 3.000.000,00 TL’nin mahsup edileceğinin ve bu miktar yetmediği takdirde fazla ödenecek miktarın borçlu şirket tarafından derhal ödeneceğinin öngörüldüğü, takibe konulan alacağın işçi alacağı olması nedeniyle anılan sözleşme maddesi uyarınca üçüncü kişi şirketin de borçtan sorumlu olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş, davalı üçüncü kişi vekilince İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yoluna başvurulmuştur.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesinin 04.06.2018 tarihli ve 2018/450 Esas, 2018/926 Karar sayılı kararı ile; takibe dayanak işçilik alacağına ilişkin davanın açıldığı tarihten sonra karar tarihinden ise kısa bir süre önce davalı borçlu ile davalı üçüncü kişi arasında 30 adet mağazanın tüm demirbaşları, depoları, borçlu şirketin marka hakkı, yazılım programları ile birlikte davalı üçüncü kişiye devrine ilişkin 13.07.2015 tarihli sözleşmenin düzenlendiği, sözleşmenin 7. maddesinde 13.07.2015 tarihine kadar işçilerin tüm işçilik alacaklarının davalı üçüncü kişi tarafından sözleşme maddeleri kapsamında ödenmesi kararlaştırılan toplam 3.000.000,00 TL bedelden mahsup edilmek üzere karşılanacağının belirtildiği, haczin 13.07.2015 tarihli sözleşme kapsamında devredilen iş yerlerinden birinde yapıldığı, davalı üçüncü kişinin aynı iş yerinde, aynı iş kolunda, aynı işçiler ile çalışmaya devam ettiği, bu koşullarda istihkak iddiasının kanıtlanamadığı, istihkak iddiasının alacaklıdan mal kaçırmak için danışıklı olarak ileri sürüldüğü ve muvazaalı işlemler yapıldığının kabulü gerektiği, gerekçesi ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi üzerine; istinaf kararı davalı üçüncü kişi vekili tarafından bu kez temyiz edilmiştir.
Uyuşmazlık, İİK’nin 99. maddesine dayalı alacaklının istihkak iddiasının reddi talebine ilişkindir.
1. Dosya içeriği ve UYAP kayıtlarına göre Sivas 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 06.03.2018 tarihli ve 2016/372 Esas, 2018/236 sayılı kararı ile borçlu şirketin iflasının açıldığı, kararın 02.05.2018 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
İflas davasının sonucunda verilecek iflas kararı kesinleştiğinde, borçlu hakkındaki icra takipleri düşeceği için dava konusu haciz de ortadan kalkacaktır. (İİK’nin 193/2. maddesi)
Borçlu şirket hakkında verilen iflas kararı, istihkak iddiası hakkında İlk Derece Mahkemesince verilen karardan sonra kesinleşmiştir. Bu durumda, Mahkemece, adı geçen borçlu şirket yönünden, İİK’nin 193/2 maddesi uyarınca takibin düştüğü ve hacizlerin kalktığı, dolayısıyla dava konusuz kaldığından, istihkak davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek yargılama giderleri ile maktu karar ve ilam harcı ile nispi vekalet ücretinin davanın açılmasına neden olan tarafa yükletilmesi için hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
2. Bozma neden ve şekline göre davalı üçüncü kişi vekilinin esasa dair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesi gerekli görülmemiştir.
SONUÇ; Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, 6100 sayılı HMK’nin 373/1. maddeleri uyarınca ORTADAN KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı üçüncü kişi vekilinin esasa dair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, dosyanın ilk derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 10.04.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.