Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2018/13000 E. 2018/19106 K. 22.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/13000
KARAR NO : 2018/19106
KARAR TARİHİ : 22.11.2018

MAHKEMESİ : …… Asliye (…… Mah. Sıfatıyla) Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davalılardan … tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

KARAR

…… ……lığının 19.11.2012 tarih 2012/130 esas 2012/1 nolu davaname ile; …… …’ın gerçek ……sının tespit edilerek …… kaydının düzeltilmesi kamu adına talep ve dava edilmiş, Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
04.06.1958 tarihli ve 15/6 Sayılı Yargıtay …… kararı gereğince, maddi olayları açıklamak taraflara ve ileri sürülen olayları hukuken nitelemek ve uygulanacak kanun hükümlerini tespit etmek ve uygulamak görevi hakime aittir.
Eldeki dava yönünden öncelikle çözümlenmesi gereken husus; davanın ……nın reddi ve ……lığın tespiti veya …… kayıtlarının düzeltilmesi davası olup olmadığıdır.
Bilindiği üzere, …… birbirinin soyundan gelen kişiler arasındaki ilişkiyi ifade ettiğinden bu kavram içerisinde kan bağının yanında hukuki münasebetin de bulunması, diğer bir ifadeyle kan bağının hukuk düzeninin aradığı koşullar içerisinde oluşması zorunludur. Türk Medeni Kanunu’nun 282. maddesi uyarınca, …… ile ana arasında …… doğumla, …… ile arasındaki …… ise ana ile ……, tanıma veya hakim hükmüyle kurulur. …… ayrıca evlat edinme yoluyla da kurulur. Ayrıca kısaca af kanunları olarak nitelendirilen bir evlenme aktine dayanmayan birleşmelerden doğan ……ların neseplerinin düzeltilmesine ilişkin kanunlara göre de …… kurulabilir. (HGK’nin 30.01.2008 tarihli ve 2008/2-36-47 sayılı kararı) …… ile ana arasında …… doğumla kendiliğinden kurulur ve tesisi için herhangi bir hükme gerek bulunmadığından, çocuğun annesi ile …… ilişkisinin kurulması değil, çocuğu doğuran kadının kim olduğunun tespiti dava konusu edilebilir.
Öte yandan Türk Medeni Kanunu’nun 36/1. maddesine göre, kişisel durum, bu amaçla tutulan resmi sicille belirlenir. Aynı Kanunun 39. ve …… Hizmetleri Kanunu’nun 35/1. maddeleri uyarınca, kesinleşmiş mahkeme hükmü olmadıkça …… kütüklerinin hiç bir kaydı düzeltilemez ve kayıtların anlamını ve taşıdığı bilgileri değiştirecek şerhler konulamaz, ancak olayların …… kütüklerine tescili esnasında yapılan maddî hatalar …… müdürlüğünce dayanak belgesine uygun olarak düzeltilir.
Kayıt düzeltilmesi, …… kütüğüne işlenmiş kaydın bir kısmının düzeltilmesi veya değiştirilmesidir. …… kütüklerindeki doğru olmayan kayıtların düzeltilmesi için mahkemeden karar alınması zorunludur. İşte bu noktada, …… kütüğünde yer alan doğru olmayan kayıtlar, ilgilileri veya ……sı tarafından açılacak olan kayıt düzeltme davası ile gerçek durumuna uygun hale getirilebilir ki, bu dava uygulamada …… kaydının düzeltilmesi davası olarak adlandırılmakta olup zamanaşımı ve hak düşürücü süreye bağlı olmayan …… kaydının düzeltilmesine ilişkin davalarda, her türlü kanıta başvurulabilir. (YHGK, 11.02.1998, 2-87/77 sayılı kararı) ……nın reddi davası ile kayıt düzeltme davası, sonuçları (hane dışına çıkarmak) bakımından benzerlik göstermekte ise de, içerik ve yargılama kuralları açısından kendi özel hükümlerine bağlıdır. ……nın reddinde, kişisel duruma ilişkin …… kaydında yer alan bilgi doğru olarak meydana gelmiş ve kütüğe tescil edilmiştir. Ancak bu doğru daha sonra ……nın reddi davası ile teknik anlamda bir yanlışlığa dönüştürülmüştür. …… kaydının düzeltilmesi davasında ise, …… kaydının gerçek durumu yansıtmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirildiği söz konusudur. (HGK’nin 30.01.2008 tarihli ve 2008/2-36-47 sayılı kararı)
Somut olayda; davalılar …… ile ……’nin 22.12.1997 tarihinde evlendikleri, 06.04.2004 tarihinde ise boşandıkları, …… adı düzeltilmesi istenilen …… …’ın 12.02.1998 tarihinde davalılardan …… ile ……’nin …… birlikteliği içerisinde dünyaya geldiği ve 08.02.1999 tarihinde ……a tescil edildiği anlaşılmaktadır.
TMK’nin ……lık karinesini düzenleyen 285. maddesi gereğince …… devam ederken veya evliliğin sona ermesinden başlayarak üçyüz gün içinde doğan çocuğun ……sının …… olduğu karine olarak kabul edilmiştir. Bu karine uyarınca, …… devam ederken veya evliliğin sona ermesinden başlayarak üçyüz gün içinde doğan …… ile o ……te …… arasında …… kurulacaktır.
TMK’nin 286. maddesi gereği ……lık karinesinin çürütülmesi ……nın reddi davası açılarak ortadan kaldırılabilir. Bunun dışında …… ile …… arasında kurulan ……nın ortadan kaldırılması imkânı bulunmamaktadır. Bir diğer deyişle Asliye Hukuk Mahkemesinde açılacak kayıt düzeltme davası ile …… adının düzeltilerek ……nın reddi imkânı bulunmamaktadır. Ancak burada dikkat edilmesi gereken husus şudur: ……nın reddi davası ancak ……lık karinesinin kapsamında yer alan, dolayısıyla ……lık karinesinden faydalanan ……ların ……nın ortadan kaldırılmasını sağlayan bir davadır. ……lık karinesinden faydalanma söz konusu olmaksızın, ……nın …… kütüğüne kaydedilen ……la …… arasında ……nın kurulması söz konusu olmadığı için, böyle bir durumda …… ile …… arasında ……nın bulunmadığının tespitine yönelik olarak açılacak dava, ……nın reddi davası değil, yanlış kaydın düzeltilmesi amacına yönelik kayıt düzeltme davasıdır.
Yukarda açıklanan hususlar dikkate alındığında; …… davaları ile …… kaydının düzeltilmesi davaları arasında, görevli mahkeme, davanın tarafları, dava açma süreleri ve ispat kuralları bakımından ciddi ayrımlar bulunduğu açık olup, somut uyuşmazlıkta iki ayrı talebin bulunduğu, bunlardan ilkinin kanun gereği …… içinde doğan çocuğun ……sı doğum tarihi itibari ile anne …… ile evli olan … olduğundan, bu karinenin çürütülmesine yönelik istem, TMK’nin 286. maddesi kapsamında ……nın reddi davası, ikinci talep ise çocuğun ……sının … olduğu yönündeki iddia açısından, ………’in doğumundan sonra da evlenmedikleri dikkate alınarak TMK’nin 301. maddesi kapsamında ……lığın hükmen tespiti davasıdır. Bu sebeplerle mahkemenin nitelediği gibi açılan dava 5490 sayılı …… Hizmetleri Kanunun 36. maddesi kapsamında …… kayıt düzeltim davası değildir.
……nın reddi ile ……lık davasını kimler açabilir sorusu açısından;
……nın reddi davası, TMK’nin 286. maddesine göre ancak …… ve …… tarafından açılabilir. TMK’nin 291.maddesinde ise, belirli şartlarla …… ve …… dışındaki kişilere de ……nın reddi davası açma hakkı tanımaktadır. Anılan hüküm çerçevesinde ……nın reddi davası açma hakkı tanınan ……nın altsoyu, anası, ……sı ve çocuğun gerçek ……sı olduğunu iddia eden kişi, ancak dava açma süresinin geçmesinden önce ……nın ölmesi veya gaipliğine karar verilmesi ya da sürekli olarak ayırt etme gücünü kaybetmesi hâllerinde dava açabileceklerdir.
Çocuğun ……sının mahkeme tarafından belirlenmesi davası ise uygulamada ……lığın hükmen tespiti olarak nitelendirilmekte olup, TMK’nin 301. maddesi kapsamında …… ile …… arasındaki ……nın mahkemece belirlenmesini ana ve …… isteyebilirler. Dolayısı ile TMK’nin ……na ilişkin hükümleri dikkate alındığında, Kanun koyucunun ……sına ……yla ilgili herhangi bir dava açma yetkisi tanımadığı açıktır.
Mahkemece açıklanan hususlar gözönünde bulundurularak ……nın reddi ile ……lığın hükmen tespitine yönelik davanın, ……sının aktif husumet ehliyetinin yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın …… kaydının düzeltilmesi davası olarak nitelenip red kararı verilmesi doğru değil ise de, bu husus yeniden yargılama yapmayı gerektirmediğinden ve hükmün redde ilişkin bölümü sonucu itibari ile doğru görüldüğünden, HUMK’un 438/7 maddesi uyarınca, hükmün gerekçesinin açıklanan şekilde değiştirilerek kararın düzeltilmiş şekliyle onanması uygun görülmüştür.
SONUÇ: Davalı …’ın yazılı temyiz itirazlarının reddi ile, yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün gerekçesi düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, taraflarca HUMK’un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 22.11.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.