Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2018/12975 E. 2018/18879 K. 20.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/12975
KARAR NO : 2018/18879
KARAR TARİHİ : 20.11.2018

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı … vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

K A R A R

Davacı … vekili, 29 parsel sayılı taşınmazın maliklerinin ……… mirasçıları olduklarını, yapılan araştırmada maliklerin tanınmadıklarını, …… veya sağ olduklarının bilinmediğini ileri sürerek taşınmazın hissedarlarına 3561 Sayılı Kanun uyarınca kayyım atanmasını istemiş; mahkemece, davanın reddine dair verilen karar davacı … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, 3561 Sayılı Kanun’a dayalı olarak açılan kayyım atanması istemine ilişkindir.
3561 Sayılı ………… Kanun’un amacı birinci maddesinde, bir kimsenin uzun süre bulunamaması veya oturduğu yerin bilinememesi sebebiyle mal varlıkları üzerinde … menfaatinin korunmasını sağlamak üzere, mahallin en büyük mal memurunun kayyım olarak atanmasına ilişkin usul ve esasları düzenlemek olarak tarif edilmiş; 2/4 maddesinde ise, kayyımlıkla ilgili işlemlerin, her türlü ……, katkı payı gibi mali yükümlülüklerden müstesna olduğu hükme bağlanmıştır.
3561 Sayılı Kanun’un 24.07.2008 tarih ve 5793 Sayılı Kanun’la değişiklikten önce bu hüküm “kayyım tayin edilen mal memurunun 492 Sayılı Harçlar Kanunu’nun 1 ve 3 sayılı tarifelerine göre bütün işlemleri hakkında aynı Kanun’un 13.maddesinin (j) bendi hükmü uygulanır ” şeklinde düzenlendiğinden, 5793 Sayılı Kanun’la gerçekleşen 24.07.2008 tarihli değişikliğe kadar buradaki açık kanun hükmü gereğince 3561 Sayılı Kanun gereğince kayyım atanması için … tarafından açılan davalarda dava harcı (yargı harcı) alınmıyordu.
Oysa, 5793 Sayılı Kanun’la değişik 3561 Sayılı Kanun’un 2. maddesinde yargı harcından muafiyetle ilgili hükme yer verilmemiş, yerine kayyımlıkla ilgili işlemlerin, her türlü ……, katkı payı gibi mali yükümlülüklerden müstesnadır düzenlemesiyle yetinilmiştir.
23.12.1976 tarih ve 1976/7-6 sayılı Yargıtay……… Kararında açıklandığı üzere harç, adli ve idari hizmetlerde ve bu hizmetlerin gerektirdiği masrafları karşılamak mülahazasıyla gerçek ve tüzel kişilerden Hazinece alınan bir paradır. Buna göre, bir hizmetin harç konusu olabilmesi için kişilerin bir …… kurumundan yararlanmaları, kişilere …… eliyle özel bir yarar sağlanması ve …… idaresinin kişilerin özel bir işiyle uğraşması gerekmektedir.
Bir …… hizmetinden dolayı harç alınabilmesi, bu hizmetin kanunla belirlenmesine ve bu hususla ilgili harç alınmasına ilişkin düzenlemelerin de kanunda yer almasına bağlıdır.
Nitekim T.C. ……sı’nın 73. maddesinde “…… vb. mali yükümlülükler kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır” hükmü öngörülmüştür.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 12.04.2017 tarih 2017/1-1201 Esas ve 2017/716 Karar sayılı içtihatında açıklandığı üzere; Yargı harcı devletin mahkemeler aracılığıyla yaptığı hizmete ondan yararlananların katkısıdır. Kanunla açıkça yargı harçlarından muaf olduğu ya da işleminin müstesna olduğuna ilişkin düzenleme yapılmamış olan herkes, bu harçları ödemekle yükümlüdür.
3561 Sayılı Kanun’un 2/4 maddesinde kayyımlıkla ilgili işlemlerin, her türlü ……, katkı payı gibi mali yükümlülüklerden müstesna olduğu belirtilmiş ise de, burada yargı harçlarından istisnaya ilişkin özel bir düzenleme bulunmamaktadır. Hal böyle olunca, Kanunda kayyımlıkla ilgili işlemlerin parasal yükümlülüklerden müstesna olduğu belirtilmiş, ancak yer verilmeyen yargı harcının bu istisna içerisinde olduğunun kabulüne imkan yoktur.
Dosya kapsamından, eldeki dava açılırken başvurma harcı ile peşin maktu harcın yatırılmadığı, mahkemece bu harçların daha sonra ikmal edilmesine ilişkin bir ara kararı da bulunmadığı gibi, tahsile ilişkin bir bilgi ve belgenin olmadığı anlaşılmaktadır.
Yukarıda açıklanan maddi ve hukuki vakıalar karşısında; 3561 Sayılı Kanun uyarınca … vekilinin mülkiyeti Hazineye ait olmayan dava konusu taşınmazda, Hazinenin hak ve menfaatlerinin korunması yanında nerede ve kim oldukları tespit edilemeyen gerçek kişi maliklerin hak ve menfaatlerinin de korunması sonucunu doğuracak şekilde mahallin en büyük mal memurunun yönetim kayyımı atanması için açtığı davada yargı harçlarını ödeme yükümü altında olduğu anlaşıldığına göre, başvurma harcıyla maktu peşin harç ödenmedikçe, eldeki davaya devam etme imkanı bulunmamaktadır. Mahkemece, bu husus gözetilmeksizin, dava açılırken usulünce yargı harcı yatırılmadan yargılamaya devamla davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle usul ve yasaya uygun bulunmayan hükmün 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, HUMK’un 440/III-1, 2, 3 ve 4. bentleri gereğince ilama karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna 20/11/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.