Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2018/12515 E. 2018/18757 K. 15.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/12515
KARAR NO : 2018/18757
KARAR TARİHİ : 15.11.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Paydaşlar Arasında Ecrimisil Alacağı

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiş olup hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

KARAR

Davacı vekili, davaya konu 2 nolu bağımsız bölümün tarafların ortak murisi …… Çetinkaya adına kayıtlı olduğunu, murisin vefatından beri davalının taşınmazı tek başına kullandığını, … 6.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2007/1526 Esas sayılı dosyası ile ortaklığın giderilmesi davası açıldığını, davalının, 11.11.2011 tarihinde vekil edeninin payını ödediği için satışın düştüğünü açıklayarak, ortaklığın giderilmesi davasının açıldığı tarih olan 25.7.2007 tarihi ile ortaklığın sona erdiği 11.11.2011 tarihine kadar olan dönem için fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile 1.000,00 TL ecrimisilin davalıdan alınmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalı taraf, dava konusu taşınmaza tarafından bakım, onarım, iyileştirme ve güzelleştirmelerin yapıldığını, davacının talebinin iyiniyetli olmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, “256,00 TL’nin 11.11.2007 tarihinden, 960,00 TL’nin 11.11.2008 tarihinden, 1.080,00 TL’nin 11.11.2009 tarihinden, 1.200,00 TL’nin 11.11.2010 tarihinden, 1.350,00 TL’nin 11.11.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine” karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
Dava, paydaşlar arasında ecrimisil isteğine ilişkindir.
1. Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere; ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarihli 22/4 sayılı …… Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu …… sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı …… geliri karşılığı zarardır.
Hemen belirtelim ki, ecrimisil hesabı uzmanlık gerektiren bir husus olup, taşınmazın niteliğine uygun bilirkişi marifetiyle keşif ve inceleme yapılarak ve taleple bağlı kalınarak haksız işgal tazminatı miktarı belirlenmelidir. Alınan bilirkişi raporu, somut bilgi ve belgeye dayanmalı, tarafların ve hakimin denetimine açık değerlendirmenin gerekçelerinin bilimsel verilere ve 6100 sayılı HMK’nin 266. vd. maddelerine uygun olmalıdır.
Eğer, özellikle arsa ve binalarda …… esasına göre talep varsa, taraflardan emsal …… sözleşmeleri istenmeli, gerekirse benzer nitelikli yerlerin işgal tarihindeki …… bedelleri araştırılıp, varsa emsal …… sözleşmeleri de getirtilmeli, dava konusu taşınmaz ile emsalin somut karşılaştırması yapılmalı, üstün veya eksik tarafları belirlenmelidir.
İlke olarak, …… geliri üzerinden ecrimisil belirlenmesinde, taşınmazın dava konusu ilk dönemde mevcut haliyle serbest şartlarda getirebileceği …… parası, emsal …… sözleşmeleri ile karşılaştırılarak, taşınmazın büyüklüğü, niteliği ve çevre özellikleri de nazara alınarak yöredeki rayiçe göre belirlenir. Sonraki dönemler için ecrimisil değeri ise ilk dönem için belirlenen miktara …… artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktardan az olmamak üzere takdir edilir.
Somut olaya gelince; Mahkemece mahallinde keşif yapılması neticesinde alınan bilirkişi raporlarının hüküm vermeye yeterli olmadığı, uzman bilirkişi heyeti oluşturulmadığı, taraflar arasında görülen ortaklığın giderilmesi davasında dava dilekçesinin tebliğ tarihi itibariyle intifadan men şartının gerçekleşeceği gözardı edilerek, hesaplamada, ortaklığın giderilmesi davasının açılış tarihinin esas alındığı, taşınmazın dava konusu ilk dönemde mevcut haliyle serbest şartlarda getirebileceği …… parasının tespiti ile, belirlenen miktara …… artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle sonraki dönemlerin ecrimisil bedelinin tespiti gerekirken, 2011 yılındaki …… bedeli tespit edilmek sureti ile geriye doğru hesaplama yapıldığı anlaşılmaktadır.
Hâl böyle olunca, yukarıda belirlenen ilkeler ve açıklanan olgular çerçevesinde inceleme ve araştırma yapılması, oluşturulacak uzman bilirkişi kurulundan, hüküm vermeye ve denetime elverişli rapor alınmak suretiyle hüküm tesis edilmesi gerekirken, bu hususlar göz ardı edilerek yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir.
SONUÇ: Davalı vekilinin temyiz itirazları yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenle yerinde olduğundan kabulüyle, usul ve yasaya uygun bulunmayan hükmün 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle reddine, taraflarca HUMK’un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 15.11.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.