YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/1248
KARAR NO : 2020/6793
KARAR TARİHİ : 04.11.2020
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Elatmanın Önlenmesi ve Ecrimisil
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davalılar … ve … yönünden elatmanın önlenmesine, ecrimisil isteminin ise kısmen kabulüne, diğer davalılar yönünden her iki istemin reddine karar verilmiş olup hükmün davalılar …, … ve … vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Dava dilekçesinde, davacı ile davalılara dava konusu dokuz parça taşınmazın murisleri …’ten miras olarak kaldığını, davalıların taşınmazları kullandığını, ihtar çekmesine rağmen kullanıma devam ettikleri ileri sürülerek davalıların taşınmazlara el atmasının önlenmesine ve 35.000 TL ecrimisilin davalılardan tahsilini istemiştir.
Bir kısım davalılar duruşmalardaki beyanlarında davacının iddialarını reddederek davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davalılar … ile … yönünden elatmanın önlenmesine, ecrimisil istemi yönünden talebin kısmen kabulü ile 18.313,57 TL ecrimisile hükmedilmiş, diğer davalılar yönünden davanın reddine karar verilmiş, mahkeme kararı davalılar …, … ve … … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, taraflar arasında elbirliği mülkiyet hükümlerine göre tapuda kayıtlı taşınmazlara elatmanın önlenmesi ile ecrimisil isteklerine ilişkindir.
1. Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine, takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre aşağıdaki bentler kapsamı dışında kalan davalılar vekilinin sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Davalılar vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince;
a) Bilindiği üzere: paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paşdaş veya paydaşlardan her zaman payına vaki elatmanın önlenmesini ve/veya ecrimisil isteyebilir. Elbirliği mülkiyetinde de paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan miras şirketine temsilci atamadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine ecrimisil davası açabilir. Ancak o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı yada kullanabileceği bir kısım yer varsa açacağı ecrimisil davasının dinleme olanağı yoktur. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu, kesin sonuç getiren taksim veya ortaklığın satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir.
Hemen belirtilmelidir ki, ecrimisil hesabı uzmanlık gerektiren bir husus olup, taşınmazın niteliğine uygun bilirkişi marifetiyle keşif ve inceleme yapılarak ve taleple bağlı kalınarak haksız işgal tazminatı miktarı belirlenmelidir. Alınan bilirkişi raporu, somut bilgi ve belgeye dayanmalı, tarafların ve hakimin denetimine açık değerlendirmenin gerekçelerinin bilimsel verilere ve HMK’nın 266 vd. maddelerine uygun olarak açıklanması gereklidir.
Bu nedenle, özellikle tarım arazilerinin haksız kullanımı nedeniyle ürün esasına göre talep varsa, bu konudaki resmi veriler, taşınmazın bulunduğu bölgede ekilen tarım ürünlerinin neler olduğu tarım il veya ilçe müdürlüğünden sorulmalı, ekildiği bildirilen ürünlerin ecrimisil talep edilen yıllara göre birim fiyatları ve dekara verim değerleri, hal müdürlüğünden ilgili dönem için getirtilmeli, bölgede münavebeli ekim yapılıp yapılmadığı, taşınmazın nadasa bırakılıp bırakılmadığı tespit edilmelidir.
Eğer, özellikle arsa ve binalarda kira esasına göre talep varsa, taraflardan emsal kira sözleşmeleri istenmeli, gerekirse benzer nitelikli yerlerin işgal tarihindeki kira bedelleri araştırılıp, varsa emsal kira sözleşmeleri de getirtilmeli, dava konusu taşınmaz ile emsalin somut karşılaştırması yapılmalı, üstün veya eksik tarafları belirlenmelidir.
İlke olarak, kira geliri üzerinden ecrimisil belirlenmesinde, taşınmazın dava konusu ilk dönemde mevcut haliyle serbest şartlarda getirebileceği kira parası, emsal kira sözleşmeleri ile karşılaştırılarak, taşınmazın büyüklüğü, niteliği ve çevre özellikleri de nazara alınarak yöredeki rayiçe göre belirlenir. Sonraki dönemler için ecrimisil değeri ise ilk dönem için belirlenen miktara ÜFE artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktardan az olmamak üzere takdir edilir.
Bununla birlikte hükme esas alınan inşaat bilirkişisi …’un 30.11.2015 tarihli raporunda hesaplama yapılırken davacının veraset ilamındaki payı gözetilmeden tam pay üzerinden hesaplama yapıldığı gibi, davalı …’e ait olduğu belirtilen iki katlı yapı ve eklentileri de hesaplamaya dahil edilmiştir. Ayrıca inşaat bilirkişisinin hesaplama yaptığı 104 ada 9 parsel sayılı taşınmaza ilişkin olarak ziraat bilirkişisinin de fındık bahçesi vasfı ile hesaplama yaptığı, her iki raporda aynı taşınmaza dair hesaplama yapılmış ise mükerrer hesaplama yapıldığı gibi taşınmazın vasfında da çelişki oluşturulduğu, iş bu çelişkiler giderilmeden yetersiz bilirkişi raporuna göre karar verilmiş olması,
b) Kabule göre de;
Davada kendini vekil ile temsil ettiren davalılardan … aleyhine açılan davanın tümden reddine, diğer davalılardan … yönünden ise davanın kısmen reddine karar verilmiş olmasına rağmen lehlerine vekalet ücretine hükmedilmemiş olması, doğru görülmemiştir.
Bu durumda Mahkemece, Daire ve Yargıtay uygulamalarına uygun şekilde öncelikle davalı …’e ait iki katlı yapı ve eklentilerinin bulunduğu taşınmazın tereddüte yer vermeyecek şekilde tespiti ile ziraat bilirkişi raporunda hesaplama yapılan taşınmazlar ile aynı taşınmaz olup olmadığı, mükerrer hesaplama olmaması için hükme esas alınan ziraat mühendisi …’nın 08.10.2015 tarihli raporunda hesaplama yapılan taşınmazlarla karşılaştırılması, taraflarca bildirilen veya mahkemece re’sen emsal araştırması yapılarak emsallere göre karşılaştırma yapılıp, iki katlı yapının adı geçen davalıya ait olduğu hususu da dikkate alınarak taşınmazın arsa vasfı ile davacının mirasçılık belgesindeki payı oranında ecrimisil miktarın belirlenmesi, sonucunda talep miktarı ve usulü müktesep haklar da gözetilerek sonucuna göre karar vermek olmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte gösterilen nedenlerle davalılar vekilinin yazılı temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi yollaması ile HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK’un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 04.11.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.