Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2018/12080 E. 2018/15704 K. 13.09.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/12080
KARAR NO : 2018/15704
KARAR TARİHİ : 13.09.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Ecrimisil

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın usulden reddine karar verilmiş olup hükmün davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacılar vekili, müvekkillerinin bir kısmının hissedar olduğu 763 parseldeki 7976.00 m2 yüzölçümlü taşınmaza davalı kurumca … İlkokulu inşa edildiğini, müvekkillerinin diğer kısmının hissedar olduğu 43122 ada 1 parselin de okulun bahçesi olarak kullanıldığını, dava konusu yerin halen okul olarak kullanılıp kamulaştırma kararı olmadığını, davalı kurumca taşınmazlara kamulaştırmasız, haksız ve eylemli olarak el atıldığını, müvekkillerinin 2004 yılından bu yana kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat davası açtıklarını belirterek fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak, aylık 10.000 TL den az olmamak üzere geçmiş 5 yıllık süre için ecrimisil değerlerinin tespiti ile ödenmesi gereken dönemler itibariyle yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine,şimdilik 100.000 TL tazminatın davalıdan alınıp davacılara verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, davanın husumetten reddini, dava konusu taşınmazın … tarafından okul olarak kullanıldığını, kamulaştırmasız el atma davasının açılmasından sonraki dönemler için ecrimisil istenmesinin hukuka aykırı olduğunu, talep edilen ecrimisilin de fahiş olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, 2942 Sayılı Yasa’nın geçici 6.maddesi gereği, görülmekte olan olan davalarla ilgili olarak uzlaşma hususunda yasanın yürürlüğe girmesinden itibaren 3 aylık süre içinde uzlaşma başvurusu yapabilmek üzere süre tanındığı ancak davacının bu süre içinde uzlaşma yoluna başvurmadığı tespit olunup, uzlaşma şartı yerine getirilmediğinden davanın HMK’nin 114-115/2 maddeleri gereğince usulden reddine karar verilmiş; karar, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, haksız işgal tazminatı başka bir deyişle ecrimisil istemine ilişkindir.
Hemen belirtilmelidir ki, kamulaştırma kararı almadan veya kamulaştırma işlemlerini tamamlamadan taşınmaza el koyması durumunda idare, haksız işgalci konumunda olacaktır. Bu durumda dava konusu taşınmazlardaki davacıların paylarına ilişkin kamulaştırmaların hangi tarihte yapıldığı, kamulaştırma kararlarının kesinleşip kesinleşmediği ve taşınmazların kamulaştırma kararına istinaden hangi tarihte idare adına tescil edildiğinin belirlenmesinde zorunluluk vardır. Zira mülkiyet hakkının idareye geçmesinden sonra davacılar mülkiyet hakkına sahip olmadıkları için ecrimisil isteyemeyeceklerdir. Mülkiyet hakkı davalı tarafa geçmemişse bile davalının zamanaşımı savunması da göz önünde tutularak davacılar en fazla dava tarihinden geriye doğru 5 yıllık ecrimisil isteyebilirler.
Öte yandan, kamulaştırma kararları kesinleşmemiş veya kamulaştırma kararları geçersiz ise taşınmaz mal malikinin, idarenin bu fiili durumuna razı olup, bedeli mukabilinde taşınmazın mülkiyetini idareye devretme iradesini ortaya koyduğu, eş söyleyişle kamulaştırmasız el koyma karşılığının tahsili talebiyle dava açtığı tarihe kadar idarenin taşınmaza el atması haksız fiil niteliğindedir. Sonuç olarak kamulaştırmasız elatma nedeniyle mal sahibi, taşınmazın dava tarihindeki değerini isteyebileceği gibi, ecrimisil de isteyebilir. Ancak yerin kamulaştırılması istenildikten sonra, dava tarihinde bu yerin mülkiyetini idareye devir etmeye razı olduğundan, kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat davasının açıldığı tarihten sonraki dönem için hem ecrimisil hem de faiz istenemez.
Somut olaya gelince; mahkemece yukarıda belirtilen ilkeler doğrultusunda bir inceleme ve araştırma yapıldığını söyleyebilme imkanı bulunmamaktadır. Dava konusu taşınmazlar hakkında kamulaştırmasız el atma tarihi belirlenip, buna göre dava tarihinden kamulaştırmasız el atma tarihine kadar ecrimisile hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde uzlaşma şartı yerine getirilmediği gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Davacılar vekilinin temyiz itirazları yukarıda açıklanan nedenle yerinde olduğundan kabulüyle, usul ve yasaya uygun bulunmayan hükmün 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK’un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 13.09.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.