Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2018/11922 E. 2021/1013 K. 09.02.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/11922
KARAR NO : 2021/1013
KARAR TARİHİ : 09.02.2021

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : Elatmanın Önlenmesi
İLK DERECE
MAHKEMESİ : … 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda … 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 02.05.2017 tarihli ve 2016/155 Esas, 2017/145 Karar sayılı kararıyla davanın kabulüne karar verilmiş, Mahkeme hükmüne karşı davalılar vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesince davalılar vekilinin istinaf talebinin kabulü ile Yerel Mahkeme kararının kaldırılmasına, davalı … yönünden davanın pasif husumet ehliyeti eksikliği nedeniyle reddine, davalı … yönünden davanın kabulü ile; davalının … … … Mah. … Mevkiinde kain 120 ada 7 parsel sayılı 2 katlı ahşap evin 2.katına yaptığı müdahalenin men’ine şeklinde hüküm kurulmuş olup, bu kez davacı vekilinin Bölge Adliye Mahkemesi kararını temyizi üzerine Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü:

KARAR

Davacı vekili, vekil edenine ait dava konusu 120 ada 7 parsel sayılı taşınmaz üzerinde yer alan iki katlı binanın alt katına davalılar tarafından haksız şekilde müdahale edildiğini belirterek elatmanın önlenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulü ile “..120 ada 7 parsel sayılı taşınmaza davalıların vaki elatmanın önlenmesine, davalıların taşınmazdan tahliyesi ile taşınmazın davacıya teslimine,” karar verilmiş olup; hükme karşı davalıların vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuş ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesince, davalılar vekilinin istinaf talebinin kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yeniden hüküm kurulmasına, davalı … yönünden davanın pasif husumet ehliyeti eksikliği nedeniyle reddine, dava reddedildiğinden, AAÜT’ye göre 2.180,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’a verilmesine, davalı … yönünden davanın kabulü ile; davalının … … … Mah. … Mevkiinde kain 120 ada 7 parsel sayılı 2 katlı ahşap evin 2. katına yaptığı müdahalenin men’ine dair verilen karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, mülkiyete dayalı elatmanın önlenmesi istemine ilişkindir.
Mülkiyet hakkı gerek Anayasa ve yasalarla gerekse Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve ek protokolleri ile kabul edilmiş temel haklardandır. Eşyaya bağlı ayni haklardan olan mülkiyet hakkı herkese karşı ileri sürülebileceği gibi, hakka yönelik bir müdahale durumunda ne zaman gerçekleştiğine bakılmaksızın, ileri sürüldüğü andaki hak sahibi tarafından her zaman koruma istenebileceği de kuşkusuzdur. Anılan korumanın istenmesi durumunda da hakkın kötüye kullanıldığından söz edilebilmesine hukuken olanak yoktur. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 683. maddesinde; malikin hukuk düzeninin sınırları içerisinde o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, tasarrufta bulunma, yararlanma yetkilerine sahip olduğu, malını haksız olarak elinde bulunduran kişiye karşı her türlü elatmanın önlenmesi davası açabileceği öngörülmüştür.
İİK’nin 276. maddesinin 1.fıkrası; “Tahliyesi istenen yerde kiracıdan başka bir şahıs bulunur ve işgalde haklı olduğuna dair resmi bir vesika gösteremez ise derhal tahliye olunur.”, son fıkrası ise; “Borçlunun nesep ve sebepten usul ve füruu, karı ve kocası ikinci dereceye kadar kan ve sıhri hısımları ve iş ortakları ile borçluya tebaan mecurda oturdukları anlaşılan diğer şahıslar bu madde hükmünün tatbikinde üçüncü şahıs sayılmazlar.” hükmünü içermektedir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; dava konusu 120 ada 7 parsel sayılı taşınmaz davacı adına tapuda kayıtlı olup, davalıların kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir hakkı bulunmamaktadır.
Yukarıda izah edilen madde hükmü tahliyesi istenen yerde kiracıdan başka kişi ile karşılaşılması halinde icra memurunun uyması gereken usulleri düzenlenmektedir. Ayrıca icranın infazı aşamasında dikkate alınması gereken ilgili maddenin paydaş dahi olmayan davalılar yönünden uygulanması da mümkün değildir.
Somut olayda, dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan iki katlı binanın alt katının davalıların kullanımında olduğu sabit olduğuna göre Bölge Adliye Mahkemesince, “ davalı …’nin diğer davalı …’in karısı olması sebebiyle İİK’nin 276/son maddesi hükmü gözetildiğinde davalı …’nin …’e tebaan oturduğunun kabulü gerekir. Öyleyse, …’in fiilen kullanmak suretiyle çekişmeli bölüme elattığı Mahkemece belirlenerek, hakkında elatmanın önlenmesine karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Ancak, davalılardan Asiye’nin diğer davalı …’in eşi olduğu gözetildiğinde, İİK’nin 276/son maddesi hükmü uyarınca Asiye hakkındaki davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile davanın kabulüne karar verilmesi doğru değildir.” gerekçesiyle davalı … yönünden davanın pasif husumet ehliyeti eksikliği nedeniyle reddine karar verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulüyle HMK’nin 371. maddesi gereğince Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine, karardan bir suretin de İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 09.02.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.