Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2018/11744 E. 2019/5069 K. 15.05.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/11744
KARAR NO : 2019/5069
KARAR TARİHİ : 15.05.2019

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, asıl davanın ve karşı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiş olup hükmün davacı-birleşen davada davacı-karşı davada davalı vekili ile davalı-birleşen davada davalı-karşı davada davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

KARAR

Davacı-birleşen davada davacı-karşı davada davalı … vekili, asıl davada dava dilekçesinde belirtilen malvarlıkları nedeniyle mal rejiminin tasfiyesi ile alacak isteğinde bulunmuş, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmasına karar verilmesini istemiş ve dava değerini 10.000 TL göstererek bu değer üzerinden peşin harç yatırmış, birleşen davada 12.196,26 TL nin davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmasına karar verilmesini talep etmiş, karşı davanın reddini savunmuştur.
Davalı-birleşen davada davalı-karşı davada davacı …, mal rejiminin tasfiyesiyle davacı-karşı davalı … adına açılan banka hesabına gönderdiği doların karşılığı için 10.000 TL, 43 aylık kira bedeli için 2.000 TL, yine 43 aylık maaşın karşılığı olan 4.000 TL ve ev eşyaları nedeniyle 4.000 TL alacak isteğinde bulunmuş, sonradan 43 ay karşılığı olan kira paraları ve maaş nedeniyle açılan alacak davalarından vazgeçmiş, ıslah dilekçesiyle bankadaki dolar hesabı karşılığı talep miktarını 39.871 TL’ye, ev eşyaları için olan talep miktarını da 20.200 TL’ye çıkarmıştır.
Mahkemenin davacının davalıdan 22.196,26 TL talep edebileceği belirlenmekle birlikte taleple bağlı kalınarak davanın kabulü ile 10.000 TL’nin karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, karşı davanın reddine dair ilk kararı, davacı-birleşen davada davacı-karşı davada davalı vekili ile davalı-birleşen davada davalı-karşı davada davacının temyizi üzerine Daire’nin 27.05.2015 tarihli ve 2014/2068 Esas, 2015/11772 Karar sayılı ilamı ile tarafların sair temyiz itirazlarının reddi ile “ … 2- …Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, banka kayıtlarına göre davalı-karşı davacı …’ın İş Bankası Maltepe Şubesi’ndeki 4212 571025 nolu hesabında mal rejiminin sona erdiği boşanma dava tarihi itibariyle 98.462,41 TL’nin bulunduğu anlaşılmaktadır. Hükme esas alınan 29.09.2012 tarihli asıl ve 27.07.2013 tarihli ek raporlarda söz konusu para miktarı gözönünde bulundurulmamıştır. Mahkemece yeniden önceki bilirkişilerden ayrı olarak tespit edilen banka ve muhasebe işlerinden anlayan üç kişilik bilirkişi kurulundan müşterek ve davalı-karşı davacı adına kayıtlı tüm banka kayıtları gözönünde bulundurularak, yeniden denetime açık rapor aldırılmasına, önceki raporla arada çelişki bulunması durumunda karşılaştırılmak suretiyle giderilmesine çalışılmasına, bundan sonra talep miktarı ve fazlaya ilişkin hakkın saklı tutulmasının istenildiği gözönünde bulundurularak davacı- karşı davalının değer artış payı ve katılma alacağının belirlenmesi gerekirken eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır. 3- Davacı-karşı davalı tasfiyesini istediği 3 adet araç için toplam 2.000 TL istekte bulunmuş olup, bu isteğini sonradan ıslah yoluyla artırmadığı gibi hangi araç için ne kadar miktar talepte bulunduğunu açıklamamış, mahkemece de açıklattırılmamıştır. Yargıtay’ın ve Dairemizin uygulamalarına göre bu gibi durumlarda dava konusu yapılan her mal varlığı için eşit miktarda istekte bulunulduğu kabul edilmektedir. Buna göre; davacı-karşı davalının 06 EH 238 plakalı araç için 666,66 TL talepte bulunduğunun kabulü gerekir. Mahkemece kabul edilen 10.000 TL’nin ne miktarının plakası belirtilen araç, ne miktarının bankadaki hesaplar için olduğu açıklanmadan yazılı şekilde karar verilmesi de doğru olmamıştır. 4- Davalı-karşı davacının temyiz itirazlarına gelince; davacı-karşı davalı …’nun Türkiye İş Bankası Ümitköy Şubesin’deki 4278 0127684 nolu hesabına davalı-karşı davacı tarafından 06.02.2006 tarihinde 50.000 USD gönderilmiştir. Sonradan 08.02.2006 tarihinde davacı-karşı davalı tarafından aynı şubedeki kendi adına olan 4278 0128040 nolu hesaba virman yapmıştır. Mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı 01.10.2007 tarihi itibariyle virman yapılan bu hesapta 51.452,59 USD bulunmaktadır. TMK’nin 222. maddesi uyarınca belirli bir malın eşlerden birine ait olduğunu iddia eden kimse, iddiasını ispat etmekle yükümlüdür. Bir eşin bütün malları aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal kabul edilir. Dosya içeriğine, toplanan delillere göre banka hesabındaki söz konusu paranın davacı- karşı davalının kişisel malı olduğu kanıtlanamamıştır. Edinilmiş mal olduğu kabul edilen 51.452,59 USD’den davalı-karşı davacının mal rejiminin tasfiyesi sonucunda katılma alacağı hakkı bulunmaktadır. Mahkemenin bu hususu gözardı ederek davanın reddine karar verilmiş olması doğru olmamıştır.” gereğine işaret edilerek bozulmuştur. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucu, asıl dava yönünden, davacının ev eşyaları talebinin reddine, davacının 06 Z 0839 plakalı araç yönünden talebinin reddine, davacının 06 BT 4672 plakalı araç yönünden talebinden vazgeçtiğinden vazgeçme nedeniyle talebinin reddine, davacının eve ilişkin yapılan tadilat ve diğer giderleri yönünden talebinin reddine, davacının bankadaki paralar yönünden talebinin kabulüne, bilirkişi raporu doğrultusunda 282.153,74 TL alacaktan taleple bağlılık ilkesi gereğince 10.000 TL alacağın davalıdan tahsiline, karşı dava yönünden, karşı davacı kira bedeli ve 43 aylık maaşla ilgili alacak taleplerinden vazgeçtiğinden vazgeçme nedeniyle talebinin reddine, karşı davacının ev eşyaları talebinin reddine, karşı davacının bankadaki paralar yönünden talebinin kabulüne, ıslah ve taleple bağlılık kapsamında 10.000 TL alacağın dava tarihinden, kalan 29.871 TL yönünden ıslah tarihinden itibaren toplam 39.871 TL karşı davalıdan tahsiline karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı-birleşen davada davacı-karşı davada davalı vekili ile davalı-birleşen davada davalı-karşı davada davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı-birleşen davada davacı … vekili tarafından Daire’nin yukarıda belirtilen bozma ilamından önce 26.12.2013 tarihinde davalı-birleşen davada davalı … aleyhine ilk kararda tespit edilen 22.196,26 TL’den hüküm altına alınan 10.000 TL düşüldükten sonra kalan bakiye 12.196,26 TL için ek dava açıldığı, anılan davanın Daire’nin yukarıda belirtilen bozma ilamından sonra … 3. Aile Mahkemesinin 15.06.2015 tarihli ve 2013/1688 Esas, 2015/406 Karar sayılı kararı ile asıl dosya ile birleştirilmesine karar verildiği anlaşılmaktadır. Birleşen dava dosyası ile ilgili herhangi bir tefrik kararı bulunmamasına rağmen birleşen bu dava dosyası hakkında mahkemece olumlu olumsuz herhangi bir karar verilmemiştir. Hakim tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır (HMK mad. 26/1). Hükmün sonuç kısmında taleplerden her bir hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenilen borç ve tanınan hakların açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir. (HMK mad. 297/2) Durum böyleyken, mahkemece … 3. Aile Mahkemesinin 2013/1688 Esas, 2015/406 Karar sayılı birleşen dava ile ilgili bir karar verilmemiş olması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Davacı-birleşen davada davacı-karşı davada davalı vekili ile davalı-birleşen davada davalı-karşı davada davacının temyiz itirazlarının yukarıda yazılı nedenlerle kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, taraflarca HUMK’un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine, 15.05.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.