Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2018/11669 E. 2021/1650 K. 24.02.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/11669
KARAR NO : 2021/1650
KARAR TARİHİ : 24.02.2021

MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : Elatmanın Önlenmesi, Muarazanın Giderilmesi
İLK DERECE
MAHKEMESİ : Mersin 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mersin 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 23.11.2017 tarihli ve 2016/143 Esas, 2017/679 Karar sayılı kararıyla davanın reddine karar verilmiş, Mahkeme hükmüne karşı taraf vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Adana Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince istinaf başvurularının esastan reddine şeklinde hüküm kurulmuş olup, bu kez taraf vekillerinin Bölge Adliye Mahkemesi kararını temyizi üzerine Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı vekili, davacı tarafından işletilen Cep Sinema ve Kafeteryaya ilişkin usulüne uygun tahliye süreci yürütülmediğini, tesadüfen öğrenilen yıkım kararının hukuka aykırı olduğunu, davalı belediyenin bu yeri kendisinin yapıp kendisinin kiraladığını, kendisinin izni ile cep sineması yapıldığını, ilçe belediyesinin yetkisini aşarak gecekondu diyerek yıkım kararı almasının hatalı olduğunu, dava konusu yerin 775 sayılı Kanun’un 18. maddesindeki yapılardan olmadığını, Hazinenin de bu yönde bir talebinin bulunmadığını, taşınmazın Yenişehir İlçe Belediye sınırlarında olduğunu, davalının yetkisinin olmadığını, bu nedenlerle davalının haksız müdahalesinin men’ini, yıkım ve tahliye işleminin durdurulmasını, muarazanın bu şekilde giderilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili; davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; davacı tarafından davaya dayanak yapılan 11.09.1998 ve 05.06.2003 tarihli iş yeri açma ve çalışma ruhsatlarının davacı şirkete değil dava dışı … … Ltd. Şti.’ne ait olduğu, yine davacı vekilince sunulan kira sözleşmesinin davalı … ile dava dışı … … Ltd. Şti. arasında yapıldığı, dava konusu yerin denizden doldurulmak suretiyle kazanılan dolgu alanı ile birlikte kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığı, devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğu, Mersin 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/480 Esas, 2010/596 Karar sayılı ilamı ile davacı Hazine tarafından açılan elatmanın önlenmesi ve kâl davasının kabulüne karar verildiği, davacı Hazineye ait kıyı kenar çizgisi içerisinde kalan ve davalı … tarafından cep sineması olarak faaliyette olan 1.500,68 m2’lik kısıma müdahalenin men’ine, üzerindeki inşaat ve yapıların kâl’ine karar verildiği, kararın yargıtay denetiminden geçerek 13.05.2014 tarihi itibariyle kesinleştiği, böylece davacı şirketin dava konusu cep sineması ve cafeterya olarak işletilen yeri kullanmasına dayanak olacak hukuki bir nedenin bulunmadığı, davacıya ait olmayan hazinenin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kesinleşmiş mahkeme kararı ile davacı şirketin sahibi hakkında elatmanın önlenmesi ve yıkım kararı verilen yer hakkında elatmanın önlenmesi talebinde bulunulamayacağı, bu nedenle davanın sübut bulmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hükme karşı davacı vekili ve davalı vekili istinaf talebinde bulunmuştur. Adana Bölge Adliye Mahkemesince Mersin 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 23.11.2017 tarihli ve 2016/143 Esas, 2017/679 Karar sayılı kararı, usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan, taraf vekillerinin istinaf başvurusunun, 6100 sayılı HMK’nin 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir. Hüküm davacı vekili ve davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
Dava; elatmanın önlenmesi, yıkım ve tahliyenin durdurulması bu şekilde muarazanın giderilmesi talebine ilişkindir.
1. Davacı vekilinin temyiz itirazlarının tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında yazılı gerekçelere, hukuki ilişkinin nitelendirmesine göre yerinde görülmemiştir.
2. Davalı vekilinin temyiz itirazlarına gelince; dava elatmanın önlenmesi, yıkım ve tahliyenin durdurularak muarazanın giderilmesi talebine ilişkin olup mahkemece davacının davasının reddine karar verildiğine göre davalı vekili lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken bu hususta olumlu olumsuz hüküm kurulmamış olması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 2. bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesinin davalı vekilinin istinaf talebine yönelik vermiş olduğu esastan ret kararının 6100 sayılı HMK’nin 373/1 maddesi uyarınca kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nin 371. maddesi uyarınca BOZULMASINA, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının ise yerinde görülmediğinden REDDİNE, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 35,90 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 23,40 TL’nin temyiz eden davacıdan alınmasına, 24.02.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.