Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2018/1146 E. 2020/5588 K. 30.09.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/1146
KARAR NO : 2020/5588
KARAR TARİHİ : 30.09.2020

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : Vakıf Üyeliğinin Ve Prim Miktarının Tespiti İstemli
İLK DERECE
MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 25. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda İstanbul Anadolu 25. Asliye Hukuk Mahkemesi hükmüne karşı, davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması sonunda İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun kabulü ile davacının davasının reddine karar verilmiş, bu kez davacı vekilince Bölge Adliye Mahkemesi kararının Yargıtayca incelenmesi duruşma istemli olarak temyiz edilmesi üzerine, duruşma istemi davanın niteliği gereği reddedilmiş olmakla, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

K A R A R

Dava dilekçesinde; davacı …’ın Türkiye İş Bankası A.Ş.’de güvenlik görevlisi olarak çalışmaya başladığı 15.07.1982 ile emekli olduğu 31.08.2002 tarihleri arası davalı Vakfa üyeliğinin ve prim borcunun tespiti istenmiş, İlk Derece Mahkemesince, davanın kabulü ile davacının 15/07/1982-31/08/2002 tarihleri arasında davalı Vakfın doğal üyesi olduğu ve davalı Vakfa ödemesi gereken prim aslının 1.661,20 TL ve işlemiş faiz tutarının 5.339,01 TL olduğunun tespitine karar verilmiştir.
Davanın kabulüne dair İlk Derece Mahkemesince verilen karar, davalı Vakıf vekili tarafından istinaf edilmiş, Bölge Adliye Mahkemesince davacının emekli olduğu tarihten itibaren dava açma tarihine kadar zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesi ile istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının düzeltilerek, davanın zamanaşımı nedeni ile reddine karar verilmesi üzerine davacı vekilince Bölge Adliye Mahkemesi kararı temyiz edilmiştir.
Dava, davalı Vakıf Senedinde 2005 yılında yapılan değişiklik sonucu davacının Vakıf üyesi olduğu ile davalı vakfa ödemesi gereken prim miktarının tespiti istemine ilişkindir.
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerin incelenmesi sonucu; davacının güvenlik görevlisi olarak 15.07.1982 tarihinde Türkiye İş Bankası A.Ş’de işe başladığı ve 31.08.2002 tarihinde emekli olduğu, Türkiye İş Bankası Mensupları Munzam Sosyal Güvenlik ve Yardımlaşma Sandığı Vakfı senedinin 4/b. maddesinde “Türkiye İş Bankası A.Ş’de veya (a) şıkkında sözü edilen her iki vakıfta (Türkiye İş Bankası A.Ş. Mensupları Emekli Sandığı Vakfı veya Türkiye İş Bankası Mensupları Munzam Sosyal Güvenlik ve Yardımlaşma Sandığı Vakfı) gündelik veya götürü olarak çalışanlar, süreli sözleşmeliler ve Banka ve Vakıflara giriş tarihinde 45 yaşını doldurmuş olanlar Vakfın yararlananı olamazlar.” hükmü getirilmiş, vakfın 30.09.2005 günlü olağan genel kurulunda kabul edilip 01.10.2005 tarihinde yürürlüğe giren Munzam Sosyal Güvenlik Hakları Yönetmeliğine eklenen geçici 3. madde ile, Türkiye İş Bankası A.Ş’de koruma ve güvenlik görevlisi olarak süreli sözleşmeli çalışmış ve 01.10.2005 tarihinden önce emekli olmak üzere Bankadaki görevinden ayrılmış ve Türkiye İş Bankası A.Ş. Mensupları Emekli Sandığı Vakfından yaşlılık, malullük aylığı veya sürekli işgöremezlik geliri bağlanmış olanlara, 30.12.2005 tarihine kadar yazılı talepte bulunmak ve gereklerini tam olarak yerine getirerek yapacakları borçlanma nedeni ile tespit edilen aidatlarının tamamını 30.12.2005 tarihine kadar ödenmesi halinde vakıftan emeklilik aylığı bağlanabileceği düzenlenmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince, zamanaşımı başlangıcı olarak emeklilik tarihi esas alınmış ise de,Yönetmeliğine eklenen geçici 3. madde ile davacı gibi güvenlik görevlilerine borçlanma ile emekli olma hakkı getirildiğinden, bu hakka ilişkin davalarda zamanaşımı başlangıcı emeklilik tarihi değil (çünkü emeklilik tarihinde böyle bir hak mevcut değil) borçlanma hakkı getiren geçici 3.maddeye göre ödemenin yapılması için gösterilen son tarih olan 30.12.2005 tarihidir. Borçlar Kanunu’nun 146. maddesine göre, bu tarihten itibaren on yıllık zamanaşımı süresi davanın açıldığı 02.03.2015 tarihi itibari ile dolmadığından, Bölge Adliye Mahkemesince, işin esasının incelenmesi gerekirken yazılı şekilde davanın zamanaşımı nedeni ile reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının yukarıda açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi (4.) Hukuk Dairesinin 05.12.2017 tarih ve 2017/1508 Esas, 2017/1666 Karar sayılı istinaf isteminin kabulü ile davanın zamanaşımı nedeni ile reddine dair hükmün 6100 sayılı HMK’nin 371. maddesi uyarınca BOZULMASINA, dosyanın HMK’nin 373/2. maddesi gereği kararı veren İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi (4.) Hukuk Dairesine gönderilmesine, peşin harcın istek halinde temyiz edene davacıya iadesine, 30.09.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.