Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2018/1095 E. 2019/962 K. 04.02.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/1095
KARAR NO : 2019/962
KARAR TARİHİ : 04.02.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Genel Kurul Kararının İptali ve Kayyım Atanması

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

.K.. A R A R

Davacı vekili, çoğunluk sağlanmadan yapılan 12.01.2014 tarihli genel kurulun iptaline, TMK’nin 84. maddesi ve Dernekler Kanunu’nun 27. maddesi hükmü gereğince yasa ve usule uygun biçimde genel kurul yapılıp dernek organlarının oluşturulması için kayyım atanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, genel kurulun usulüne uygun yapıldığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davalı derneğin 27.04.2014 tarihinde yeni bir genel kurul yapmış olması nedeniyle konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair verilen karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiş, Yargıtay 18. Hukuk Dairesinin 2015/21703 Esas, 2016/959 Karar sayılı ilamıyla, her iki genel kurulun gündeminin farklı olması nedeniyle davanın konusuz kalmadığını, ayrıca kayyım atanmasına yönelik talebin sulh hukuk mahkemesinde bakılması gerekeceğinden tefrik kararı verilmesi gerektiğinden bahisle karar bozulmuş, bozmaya uyan mahkeme yargılama sonunda, genel kurulun iptali talebinin reddine, kayyım atanması talebinin ise tefrikine karar vermiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, genel kurulun iptali ve kayyım atanması talebine ilişkindir.
Mahkeme kararlarında nelerin yazılacağı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297/2. maddesinde belirtilmiştir. Buna göre hüküm, tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri kapsar. Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. Hüküm gerekçesi dosya içeriğine uygun olmak zorundadır. Ayrıca, hükmün gerekçesi ile sonuç kısmı birbiri ile çelişmemelidir.
T.C. Anayasasının 141. maddesi hükmü uyarınca, duruşmaların aleniyeti kuralı gereği, tefhim edilen kısa karar ile gerekçeli kararın birbirine aykırı ve çelişik olmaması gerekir. Bu nedenle Mahkeme hükmü tek olduğundan ve kısa kararla aynı sonuçları taşıyacağından kısa karar ve gerekçeli karar arasında çelişki halinde ortada yasaya uygun bir hükmün varlığından söz edilemez. Nitekim Yargıtay İçtihatları Birleştirme Genel Kurulu’nun 10.04.1992 tarihli ve 7/4 sayılı kararında, kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili bulunmasının bozma nedeni sayılacağı belirtilmiştir.
Somut olayda mahkeme, gerekçesi daha sonra açıklanmak üzere kısa kararında davanın reddine karar vermiş ise de gerekçesinde, davacının genel kurul iptaline ilişkin talebi yönünden açılan davanın reddine, davacının kayyım atama talebi yönünden davanın ayrılarak ayrı bir esasa kaydedilmesine karar vererek çelişkiye neden olması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulü ile usul ve kanuna aykırı bulunan hükmün 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, HUMK’un 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 04/02/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.