Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2018/10855 E. 2020/1844 K. 26.02.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/10855
KARAR NO : 2020/1844
KARAR TARİHİ : 26.02.2020

MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İstihkak

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

KARAR

Davacı üçüncü kişi vekili, haczedilen menkullerin vekil edeni tarafından, borçludan satın alındığını, bu nedenle malların mülkiyetinin vekil edenine geçtiğini iddia ederek, davanın kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı alacaklı vekili, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Davalı borçlu, usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen duruşmalara katılmadığı gibi cevap da vermemiştir.
Mahkemece bozma öncesi 30/01/2014 tarihli kararında, sunulan faturanın her zaman düzenlenebileceği, haciz esnasında hazır bulunan şahsın, istihkak iddiasında bulunmasına rağmen, söz konusu faturayı ibraz etmediği, faturanın içeriğindeki malların, davacı 3. kişi şirketin iştigal alanı ile ilgisinin bulunmadığı, gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hükmün, davacı 3. kişi vekili tarafından temyizi üzerine Dairemizin 31.03.2016 tarihli 2014/15513 Esas ve 2016/5893 Karar sayılı ilamı ile Mahkemece toplanan deliller, yapılan araştırma ve incelemenin hüküm kurmaya yeterli olmadığı gerekçesi ile bozulmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyalarak yeniden yapılan yargılamada; mülkiyet karinesinin borçlu dolayısıyla alacaklı lehine olduğu, karinenin aksinin davacı üçüncü kişi tarafından ispat edilemediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm, davacı üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, üçüncü kişinin İİK’nin 96 ve devamı maddelerine dayalı istihkak iddiasına ilişkindir.
İİK’nin “Takibin Durması ve Düşmesi” başlıklı 193. maddesinin 1 ve 2. fıkralarında: “İflasın açılması, borçlu aleyhine haciz yoluyla yapılan takiplerle teminat gösterilmesine ilişkin takipleri durdurur. Kararın kesinleşmesi ile bu takipler düşer…” düzenlemesi yer almaktadır.

Diğer yandan istihkak davasında geçerli haczin bulunması dava şartı olup, yargılamanın her aşamasında, Mahkemece kendiliğinden (re’sen) gözetilmesi gerekir.
Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerden takip borçlusu … Tekstil ve … San A.Ş hakkında, Ceyhan 2. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından 14.02.2014 tarihli ve 2012/533 Esas ve 2014/91 sayılı Karar ile verilen ve 05.02.2018 tarihinde kesinleşmiş iflas kararı bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda, borçlu şirket yönünden İİK’nin 193/2. maddesi uyarınca takibin düştüğünün kabulü gerekir. Mahkemece borçlu hakkında verilen iflas kararının kesinleşmesinden dolayı konusuz kalan davada karar verilmesine yer olmadığına, maktu karar ve ilam harcı ile yargılama giderleri ve nispi vekâlet ücretinin davanın açılmasına neden olan tarafa yükletilmesine karar verilmesi için hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı üçüncü kişi vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün İİK’nin 366 ve 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca İİK’nin 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 26.02.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.