Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2018/10438 E. 2020/4932 K. 08.09.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/10438
KARAR NO : 2020/4932
KARAR TARİHİ : 08.09.2020

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : İstihkak

İLK DERECE
MAHKEMESİ : İstanbul 10. İcra Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda İstanbul 10. İcra Hukuk Mahkemesinin 04.07.2017 tarihli ve 2014/347 Esas, 2017/690 Karar sayılı kararıyla davanın reddine karar verilmiş, Mahkeme hükmüne karşı davacı üçüncü kişi vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine şeklinde hüküm kurulmuş olup, bu kez davacı üçüncü kişi vekillerinin Bölge Adliye Mahkemesi kararını temyizi üzerine Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı üçüncü kişi vekili, müvekkili şirketin mahcuzları borcun doğum tarihinden önce borçlu şirketten fatura karşılığı bedelini ödeyerek satın aldığını, borçlu şirket ile üçüncü kişi şirket arasında ticari ilişki bulunduğunu açıklayarak, davanın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı alacaklı vekili, borçlu şirket yetkilisinin haciz mahallinde hazır olduğunu, haciz mahallinde borçlunun adının geçtiği belgeler bulunduğunu, davacı şirketin kurucusunun borçlu şirketin çalışanı olduğunu, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Borçlu vekili, müvekkili şirketin haczedilen makinelerin de içinde bulunduğu bir takım makine ve teçhizatları fatura karşılığında 30/01/2012 tarihinde davacı şirkete sattığını, yapılan satışın borcun doğum tarihinden önce gerçekleştirildiğini, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davacı şirket ortağı Ömer Demir’in borçlu şirketin çalışanı olduğu, haciz sırasında davacı şirket yetkilisinin, borçlu şirket yetkilisi Veysel Ümit Kızılateş’i tanıdığını, normalde orada bulunduklarını, ancak haciz yapılırken yemekte olduğunu beyan ettiği, borçlu firmaya ait belgelerin de haciz mahallinde bulunduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş davacı üçüncü kişi vekilince İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yoluna başvurulmuştur.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesinin 22.2.2018 tarihli ve 2017/2203 Esas, 2018/ 358 Karar sayılı kararı ile; üçüncü kişi şirketin kuruluş tarihi ile satışın aynı zaman dilimine tekabül etmesi, ayrıca hacizli malların satın alma bedelinin banka vasıtası ile ödenmediği, elden ödendiği hususlarının davacı yararına olan karineyi hükümden düşüren önemli etkenler olduğu, aynı zamanda muvazaa ilişkisini kuvvetlendiren ve derinleştiren olgular olduğu anlaşıldığından Mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesi ile davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi üzerine; istinaf kararı davacı üçüncü kişi vekili tarafından bu kez temyiz edilmiştir.
Dava, üçüncü kişinin İİK’nin 96. vd. maddelerine dayalı istihkak iddiasına ilişkindir.
1. Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, yapılan yargılama ve uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında yazılı gerekçelere, hukuki ilişkinin nitelendirmesine göre davacı üçüncü kişi vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2. Davacı üçüncü kişi vekilinin vekalet ücretine yönelik temyiz itrazlarına gelince,
Davanın esasına yönelik karar verildiğine göre, karar tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hacizli malların değeri ile alacak miktarından hangisi az ise onun üzerinden hesaplanacak nispi vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekir. Somut olayda, takibe konu alacak miktarı, hacizli malların değerinden az olduğundan avukatlık ücretinin takibe konu alacak miktarı üzerinden hesap edilmesi gerekirken, davalı taraf yararına daha fazla miktarda vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
Ne var ki, yapılan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 6100 sayılı HMK’nin 370/2. maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Davacı üçüncü kişi vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile, yukarıda 2. maddede yazılı sebeplerden dolayı temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fırkasının 2. bendindeki “….18.550,00 TL nispi vekalet ücretinin…” ibarenin yerine “….11.150,00 TL nispi vekalet ücretinin…” eklenmesine, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 08.09.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.