Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2018/10136 E. 2021/701 K. 01.02.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/10136
KARAR NO : 2021/701
KARAR TARİHİ : 01.02.2021

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Elatmanın Önlenmesi

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup hükmün davacı vekili ve davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

K A R A R

Davacı dava dilekçesinde, kendi ve babası adına kayıtlı olduğunu beyan ettiği 26 parça taşınmaza davalıların vaki müdahalesinin önlenmesini talep etmiştir.
Davalılar, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davalı … …’nin davaya konu 175 ve 177 parsele elatmasının önlenmesine, davalı …’ın 668 parsele elatmasının önlenmesine, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmiş, hüküm, süresi içinde davacı vekili ve davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, elatmanın önlenmesi istemine ilişkindir.
1.Davalılar vekilinin süre tutum dilekçesi vermek suretiyle kararı temyiz ettiği, gerekçeli temyiz dilekçesini dosyaya sunacağını beyan etmesine rağmen , dosya içinde gerekçeli temyiz dilekçesinin yer almadığı,mahkemece davalılardan İzzettin aleyhine karar verilmediğinden,davalılar vekilinin davalı … yönünden verilen kararı temyizinde hukuki yararının olmadığı anlaşıldığından davalılar vekilinin davalı … yönünden temyiz dilekçesinin hukuki yarar yokluğundan reddine karar vermek gerekmiştir.
2.Davacı vekilinin ve davalılar vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince;
TMK’nin 683/2. maddesinde “Malik malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi her türlü haksız elatmanın önlenmesini de dava edebilir.” denilerek mülkiyet hakkına değer verileceği hükme bağlanmıştır. Ayrıca Anayasanın 35. maddesi de benzer bir düzenleme getirmiştir.
Somut olaya gelince, davacının dava dilekçesinde, 308, 310, 175, 177, 388, 392, 434, 440, 656, 437, 101, 102, 90, 777, 784, 168, 898, 648, 656, 371, 437, 668, 783, 788, 50 ve 115 parselde kayıtlı 26 parça taşınmaz için davalıların elatmasının önlenmesini talep ettiği, daha sonra dosyaya sunduğu 06.06.2014 tarihli dilekçe ile bu taşınmazlardan 388, 392, 434, 440, 656, 437, 101, 102, 90, 777, 784 parsellerde kayıtlı taşınmazları sehven bildirdiğini beyan ettiği, buna göre davaya konu taşınmazların 308, 310, 175, 177, 656, 168, 898, 648, 668, 656, 371, 788, 783, 50 ve 115 parsellerde kayıtlı taşınmazlar olup, bunlardan 175, 308, 177 ve 310 parsellerde davacının, 168, 783, 788, 648, 668 parsellerde ise davacının murisinin tam malik olduğu, 656 ve 371 parsellerde davacının murisinin ¼ payının 898 parselde ise davacının murisinin 1/3 payının bulunduğu, davaya konu bu taşınmazlarda davalıların kayıttan ya da mülkiyetten kaynaklanan haklarının olmadığı, 115 parselin kamu orta malı olarak, 50 parselin ise dava dışı … isimli kişi adına kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır.
Mahkemece, davaya konu edilen 115 ve 50 parseller hakkında davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiş ise de, davaya konu edilen diğer parseller yönünden yapılan araştırma ve incelemenin hüküm kurmaya yeterli olduğunu söyleme imkanı bulunmamaktadır. Şöyle ki, keşifte muhtarın ve davalı tanıklarının dinlendiği,davacı tanıklarının ise duruşmada beyanlarının alındığı, davacının davalılarla arasındaki husumetten dolayı güvenlik endişesi nedeniyle keşifte tanıklarını hazır edemediğini beyan ettiği, mahkemece, keşifte dinlenen muhtarın beyanı ve davacının beyanına göre karar verildiği anlaşılmaktadır.
O halde, Mahkemece yapılması gereken iş, gerekli güvenlik önlemleri alınmak suretiyle,tüm tarafların hazır bulunmasına imkan verecek şekilde mahallinde keşif yapılması, taraf tanıklarının keşif mahallinde dinlenmesi, tarafların iddia ve savunmalarına yönelik delillerinin eksiksiz toplanması, iddia ve savunma kapsamındaki bilgi ve belgeler göz önünde bulundurularak davaya konu taşınmazlardan davalıların kullanımında olan taşınmazların olup olmadığının tereddüte mahal bırakmayacak şekilde aydınlığa kavuşturulması, ondan sonra toplanmış ve toplanacak delillere göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve araştırmayla yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin ve davalılar vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile usul ve kanuna aykırı bulunan hükmün 6100 Sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, (1) numaralı bentte gösterilen nedenlerle davalılar vekilinin davalı … yönünden verilen karara yönelik temyiz itirazının reddine, taraflarca HUMK’un 440/1. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine, 01.02.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.