Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2017/9972 E. 2020/3096 K. 08.06.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/9972
KARAR NO : 2020/3096
KARAR TARİHİ : 08.06.2020

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Muhdesatın Tespiti

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup, hükmün davalılar … ve … vekili ile davalı …, …, … ve … vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı vekili, 39 parsel sayılı taşınmazın müşterek maliki olup taşınmaz üzerinde davacı tarafından inşaasına 1997 yılında başlayıp 1999 depremi öncesi tamamlanan muhdesatın mevcut olduğunu, taşınmaz üzerinde bulunan muhdesatın davacı tarafından inşa edildiğinin tespitine karar verilmesini istemiştir.
Davalılardan …, … ve … vekili cevap dilekçesiyle taşınmaz üzerindeki binanın davacı tarafından yapıldığının kabulünde olup taşınmaz üzerindeki diğer yapıların da müvekkilerine ait olduğunun davacının kabulünde bulunduğunu, bu durumun 2. Sulh Hukuk Mahkemesi dosyasında mevcut olduğunu, tarafların uzlaşma sağladığını belirterek vekalet ücreti ve mahkeme masrafı takdir edilmemesini talep etmiştir.
Davalılar …, … ve … kendisini vekille temsil ettirmişler, aynı şekilde taraflar uzlaşma sağlamışlardır.
Davalılar …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, … kendisini vekilİ cevap dilekçesinde; aynı taşınmaz üzerinde bulunan diğer binalara ilişkin olarak Kocaeli 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/962 ve Kocaeli 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/915 Esas sayılı dosyaları ile mülkiyet tespiti davaları açıldığını, bu davaların birleştirilmesini, davacı tarafın taşınmaz üzerinde bulunan muhdesattaki mülkiyet iddiasını kabul ettiğinden masraf ve vekalet ücreti takdir edilmemesini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmesi üzerine; hüküm, davalılar … ve … vekili ile davalı … vekili tarafından aleyhlerine yüklenen harç ve diğer yargılama giderleri yönünden temyiz edilmiştir.
Dava, muhdesatın tespiti isteğine ilişkindir.
6100 sayılı HMK’nin 326. maddesi hükmünde, kural olarak yargılama giderlerinin aleyhine hüküm verilen taraftan alınacağı, davanın kısmen kabulüne karar verilmesi halinde ise yargılama giderlerinin davada haklılık oranına göre taraflar arasında paylaştırılacağı açıklanmıştır. Bu genel hükmün ayrığı olan aynı Kanun’un 327. maddesi hükmünde de, davanın esası hakkında lehine hüküm verilmiş olan tarafın davayı uzatması, gereksiz masraf yapılması ya da kendi elinde olup da verilecek hükme etkisi olan belgeleri zamanında karşı tarafa bildirmemesi halinde yargılama giderlerinin tamamı veya bir kısmı ile sorumlu tutulabileceği, aynı kanunun 312. maddesi hükmünde ise feragat veya kabul eden tarafın aleyhine hüküm verilmiş gibi yargılama giderlerini ödemeye mecbur olduğu, davalının hal ve vaziyeti ile aleyhine dava açılmasına sebebiyet vermemiş olması ve ilk duruşma oturumuna kadar davayı kabul etmiş olması halinde yargılama giderlerinden sorumlu tutulamayacağı belirtilmiştir.
Somut olaya gelince, davanın kabulü ile eldeki davada davayı kabul beyanı bulunmadığı değerlendirilen davalılar İsmet …, …, …, …, … ve …’den yargılama gideri ve davacı lehine hükmedilen vekalet ücretinin alınmasına karar verilmiştir.
Davalı … vekilinin yargılama giderleri ve vekalet ücreti konusundaki temyiz itirazlarına gelince; 25.12.2014 tarihli cevap dilekçesinde, muhtesatlarda hak sahibi olmayıp zeminde hak sahibi olduklarını, bu kabul beyanlarının Kocaeli 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2013/276 esas sayılı ortaklığının giderilmesi dosyasında da mevcut olduğu iddiası da gözetilerek ortaklığın giderilmesi dava dosyasının getirtilerek dava konusu muhtesata ilişkin bir kabul beyanları bulunup bulunmadığı üzerinde durulması gerekirken mahkemece bu konuda bir araştırma yapılmadan bu davalının yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmasına karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Ayrıca, davalılar … ve … vekilinin yargılama giderleri ve vekalet ücreti konusundaki temyiz itirazlarına gelince; karar başlığının 28. sırasında … T.C. Kimlik numaralı … ile 16. sırasında T.C. Kimlik numarası belirtilmeden … isimli kişinin davalı olarak olarak gösterildiği, dosya kapsamında ve tapu kayıt maliklerinin mirasçıları arasında … T.C. Kimlik numaralı … isimli davalının bulunduğu, dosya kapsamında davalı olarak bir başka …’in bulunmadığı, yine karar başlığının 27. sırasında T.C. Kimlik numarası belirtilmeden İsmet … isimli kişinin davalı olarak olarak gösterildiği, dosya kapsamında ve tapu kayıt maliklerinin mirasçıları arasında bu isimli bir şahsın tespit edilemediği, dosya kapsamında davalı sıfatlarının bulunmadığı tespit edilen … ile İsmet …’ün yargılama gideri ve ücreti vekaletten sorumlu tutulmasına karar verilmesi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar … ve … vekili ve davalı … vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK’un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalılar … ve …’e iadesine, 08.06.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.