Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2017/9376 E. 2019/2666 K. 13.03.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/9376
KARAR NO : 2019/2666
KARAR TARİHİ : 13.03.2019

MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonucunda Mahkemece verilen davanın açılmamış sayılmasına dair kararın davacı üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairenin 05.12.2016 tarihli ve 2014/25350 Esas, 2016/16490 Karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmişti. Davacı üçüncü kişi vekili tarafından süresinde kararın düzeltilmesi istenmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

KARAR

Davacı üçüncü kişi vekili, 15.07.2008 tarihinde mülkiyeti müvekkiline ait malların haczedildiğini öne sürerek istihkak iddiasının kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı alacaklı vekili, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, dosyanın 6100 sayılı HMK’nin yürürlüğe girdiği tarih sonrasında 03.05.2012 ve 17.04.2014 tarihlerinde işlemden kaldırıldığı gerekçesi ile HMK’nin 320/4. maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş, karar davacı üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dairemizin 05.12.2016 tarihli ve 2014/25350 Esas, 2016/16490 Karar sayılı ilamı ile hükmün onanmasına karar verilmiş, davacı üçüncü kişi vekili tarafından karar düzeltme isteğinde bulunulmuştur.
Dava, üçüncü kişinin İİK’nin 96. vd. maddelerine dayalı istihkak iddiasına ilişkindir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Tarafların Duruşmaya Gelmemesi, Sonuçları ve Davanın Açılmamış Sayılması” başlığını taşıyan 150. maddesinin 2. fıkrasında “Usulüne uygun şekilde davet edilmiş olan taraflardan biri duruşmaya gelir, diğeri gelmezse, gelen tarafın talebi üzerine, yargılamaya gelmeyen tarafın yokluğunda devam edilir veya dosya işlemden kaldırılır. Geçerli bir özrü olmaksızın duruşmaya gelmeyen taraf, yokluğunda yapılan işlemlere itiraz edemez.” hükmüne, 320. maddesinin 4. fıkrasında; “Basit yargılama usulüne tabi davalarda, işlemden kaldırılmasına karar verilmiş olan dosya, yenilenmesinden sonra takipsiz bırakılırsa, dava açılmamış sayılır” hükmüne yer verilmiştir.
6100 sayılı Kanun’un “hukuki dinlenilme” başlıklı 27. maddesi, Anayasa’nın hak arama hürriyetini düzenleyen 36. maddesi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin adil yargılanma hakkına ilişkin 6. maddesi nazara alındığında davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler. Yargılama ile ilgili bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını mahkemenin açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini içeren bu hakkın ve yargılamanın aleniliği ilkelerinin gerçekleşmesinin en önemli aracı duruşma yapılmasıdır. Duruşma günü celseye katılma imkanı olmayan taraf buna ilişkin mazeretini bildirip, belgeleyerek duruşmanın ertelenmesini isteme olanağına sahiptir. O halde, 6100 sayılı Kanun’un 150. maddesi kapsamında duruşma tayin edilerek, usulüne uygun şekilde davet edilmiş olan taraflardan yalnız biri duruşmaya katılırsa gelmeyen tarafın geçerli mazeret gönderip göndermediği incelenerek; mazeretin kabulü ya da reddine göre dosyanın işlemden kaldırılıp kaldırılmayacağına karar verilecektir.
Ayrıca, 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 11. ve Tebligat Kanunu’nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 18. maddeleri gereğince; vekil ile takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılması zorunludur.
HMK’nin 81. maddesi uyarınca vekilin azli veya istifasının, mahkeme ve karşı taraf bakımından hüküm ifade edebilmesi için, bu konudaki beyanın dilekçeyle bildirilmesi veya tutanağa geçirilmesi ve gerektiğinde ilgilisine yapılacak tebligat giderinin de peşin olarak ödenmesi zorunludur. HMK’nin 82. maddesinde ise; istifa eden vekilin vekâlet görevinin, istifanın müvekkiline tebliğinden itibaren iki hafta süreyle devam edeceği öngörülmüştür.
Somut olayda, 29.03.2012 tarihli duruşmada taraf vekilleri mesleki mazeret dilekçesi sunmuş ve Mahkemece tarafların mazereti kabul edilerek duruşmanın 03.05.2012 gününe bırakılması ile taraf vekillerinin duruşma gün ve saatini UYAP sistemi üzerinden öğrenmeleri yönünde ara karar oluşturulmuştur. 03.05.2012 tarihli duruşmaya davacı üçüncü kişi vekili katılmamış, davalı alacaklı vekili de davayı takip etmeyeceğini bildirince Mahkemece dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmiştir. 6100 sayılı Kanun’un 150/2. maddesi gereğince, dosyanın işlemden kaldırılabilmesi için davacı tarafın usulüne uygun olarak Duruşmaya davet edilmiş ve mazeretsiz şekilde duruşmaya katılmamış olması gerekir. 29.03.2012 tarihli duruşma için mazeret dilekçesi veren davacı vekilinin mazereti Mahkemece kabul edildiğine göre, bir sonraki duruşma gününün usulüne uygun bir tebligatla bildirilmesi gerekir. Duruşma gün ve saatinin kalemden ya da UYAP sisteminden öğrenilmesine karar verilemez. Belirtilen sebeple, davacı vekili 03.05.2012 tarihli duruşmaya usulüne uygun şekilde davet edilmediğinden, 6100 Sayılı Kanun’un 150/2. maddesi gereğince 03.05.2012 tarihinde dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmesi doğru olmamıştır.
Bundan ayrı olarak,ilk işlemden kaldırma kararından sonra davacı üçüncü vekilinin 14.05.2012 tarihli yenileme dilekçesi üzerine yargılamaya devam olunduğu, 21.11.2013 tarihli celsede duruşmanın 20.02.2014 tarihine bırakılmasına karar verildiği, tayin olunan duruşma gününden önce davacı üçüncü kişi vekilinin 28.11.2013 tarihinde pul ihtiva eden vekillikten çekilme dilekçesi ibraz ettiği, Mahkemece 20.02.2014 tarihli duruşmada davacı vekilinin istifa ettiğinin ve davacıya çıkarılan duruşma davetiyesinin bila tebliğ iade edildiğinin tutunağa geçirildiği, 17.04.2014 tarihli celsede de HMK’nin 320/4. maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği görülmüştür. Vekilin istifa dilekçesinin davacı asile tebliği gerektiğinden HMK’nin 82. maddesinde düzenlenen kanun hükmü yerine getirilmeden HMK’nin 150/1 ve 320/4. maddeleri hükmü uygulanamaz. Dosyada gider avansının olmaması, davanın 6100 sayılı HMK’nin yürürlüğünden önce açılmış olması da nazara alındığında tek başına tebligat yapmama gerekçesi olamaz. Kaldı ki, gider avansını tamamlatmak üzere de usulüne uygun bir tebligat yapılmamıştır.
O halde, Mahkemece gerekirse suç üstü ödeneğinden ileride haksız çıkacak taraftan tahsil edilmek kaydıyla, taraflara usulüne uygun yeni duruşma günü tebliğ edilerek yargılamaya devam edilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi doğru olmadığından hükmün bozulması gerekirken onandığı anlaşıldığından yukarda açıklanan onama kararının kaldırılarak hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Davacı üçüncü kişi vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile; Dairemizin 05.12.2016 tarihli ve 2014/25350 Esas, 2016/16490 Karar sayılı onama kararının kaldırılmasına, hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle İİK’nin 366 ve 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde karar düzeltme isteyene iadesine, 13.03.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.