Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2017/912 E. 2017/4765 K. 30.03.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/912
KARAR NO : 2017/4765
KARAR TARİHİ : 30.03.2017

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

K A R A R

Davacı vekili, dava dilekçesinde; … mütevellisi …’nun Vakıflar Kanunu 10. Maddesi gereği, vakfı gereksiz yere yükümlülük altına soktuğu, ihmal ve basiretsiz işlemleri nedeniyle vakfı zarara uğrattığından , mütevellilikten azli ve danışmanlık ücreti olarak ödenen 135.000 TL’nin, ödeme tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte mütevelliden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece zarar istemine ilişkin dava tefrik edilmiş, yöneticinin azli istemine ilişkin olarak ise, davalının dava dilekçesine konu eyleminde kusuru mevcut ise de madde 10’da bahsedildiği üzere ağır ihmal ve kasıttan bahsedilemeyeceği hususu dikkate alınarak vakıf yöneticisinin azlini gerektirecek şartlar oluşmadığından davanın reddine karar verilmiştir.
Dava, vakıf yöneticisinin azli istemine ilişkindir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak;
Mahkemenin gerekçesine dayanak alınan kanıtlardan biri olan bilirkişi raporunda,mütevellinin kusurlu olduğu kanaatine uluşıldığı,danışmanlık sözleşmesinin yapılmasında işin tanımı bakımından aksaklıkların bulunduğu,mütevellinin tenkit edilecek durumda olduğu,nihai sonucun mahkeme tarafından yapılacak değerlendirmeye bağlı olduğu açıklanmış,raporun son bölümünde ise direk görüş bildirerek kusurun derecesini açıklamış ve mütevellinin ağır bir kusurunun bulunmadığını bildirmiştir. Bu açıklamalar ışığında rapor kendi içinde çelişkili olup, işin uzmanlarından omluşan bir bilirkişi kurulundan, tüm dosya kapsamını birlikte değerlendiren yeni bir rapor alınarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yetersiz araştırma ve eksik inceleme ile davanın reddi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK’nun 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 30.03.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.