Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2017/890 E. 2017/4704 K. 30.03.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/890
KARAR NO : 2017/4704
KARAR TARİHİ : 30.03.2017

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

KARAR

Dava dilekçesinde, genel adı ….Vakfı olarak bilinen vakıfların galle fazlasına müstahak vakıf evladı olduğunun tespiti istenmiş, mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
Hüküm, süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, galle fazlasına müstahak vakıf evladı olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
Davanın kabulüne dair mahkemenin ilk kararı …Müdürlüğü vekilinin temyizi üzerine, (Kapatılan) ….Hukuk Dairesinin 03.10.2013 gün 2013/6535-12733 sayılı bozma ilamında davacının genel adı ….. olarak bilinen dava konusu vakıfların vakıf evladı olduğu yolundaki mahkemenin tespitine yönelik bir bozma yapılmamış, dolayısı ile vakıf evladı yönündeki tespit davacı açısından usuli kazanılmış hak haline gelmiştir. Bozma sadece, ….Müdürlüğünün 27.03.2012 gün 6724 sayılı yazısına göre dava konusu ….. Vakıflarının her birinin ayrı ayrı tüzel kişiliğe sahip olup mazbut vakıf statüsünde bulundukları; bu vakıfların her birine ait olmak üzere 618 numaralı defterin 19. sayfa 4. sırasında 919 tarihli, 618/1 numaralı defterin 16. sayfa 5. sırasında …. 928 tarihli, … numaralı defterin 9. sayfa 3. sırasında 889 tarihli ve ….numaralı defterin 312. sayfa 54.sırasında 873 tarihli vakfiyelerin olduğu, bu vakfiyelerde galle fazlasının evlada verilmesi ile ilgili olarak ayrı ve özel düzenlemelerin getirildiği, mesela 889 Hicri (1484 M.) tarihli vakfiyede galle fazlasının kız erkek ayrımı yapılmadan batın şartı (ön batında sağ vakıf evladı varken sonraki batında olan evladın galle alamaması kuralı) ile evlada 919 Hicri (1513 M.) tarihli vakfiyede ise gallenin yalnızca erkek evlada bırakıldığı dikkate alınarak karar verilmesi gerektiği yönündedir.
Bilindiği üzere ve kural olarak bozma ilamına uyulmakla davanın tarafları için lehte ve aleyhte usuli kazanılmış hak doğar. Her ne kadar usuli kazanılmış hak usul hukukunda açık bir biçimde düzenlenmemiş ise de, Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kararlarıyla usuli kazanılmış hakkın varlığı uygulamada kabul edilmiştir. (04.02.1959 gün ve 13/5 YİBK ile 09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı YİBK). Bu hak mahkemelerce ve Yargıtay’ca ihlal edilemeyeceği gibi uyulan bozma ilamı çerçevesinde karar verilmesi zorunludur.
Mahkemece, (…. Hukuk Dairesinin yukarıda bahsi geçen bozma ilamına uyulduğu belirtildiği halde, bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmeden karar verilmiştir. Davacının genel adı …. Vakfı olarak bilinen dava konusu vakıfların vakıf evladı olduğu yolundaki mahkemenin tespitine yönelik bir bozma yapılmamış, sadece her bir vakfın ayrı tüzel kişiliği olduğu, vakfiyelerde galle fazlasının evlada verilmesi ile ilgili olarak ayrı ve özel düzenlemelerin bulunduğu, buna göre galle konusunda vakıflardan galle olan evlat listesi ve dayanakların evrakın …Müdürlüğü’nden davacıya ait gidebildiği kadar üst soylarını gösterir nufüs kayıtlarının ilgili nüfus müdürlüğünden getirtilip her bir vakıf ve vakfiye şartlarının ayrı ayrı olmak üzere uzman bilirkişiye incelettirilerek oluşacak sonuç doğrultusunda bir karar verilmesi gerektiğine işaret edilmesine rağmen, mahkemece, bozma ilamı dışına çıkılıp, hükme esas alınan bilirkişi ek raporu sonuç kısmının (1) numaralı parağrafı da gözardı edilerek, …’da kurulu 618 numaralı defterin 19.sayfasının 4.sırasında kayıtlı … …. müstakil bir vakfiyede yazılı ve 919 H. Tarihli ve aynı defterin 16.sayfasının 5.sırasında kayıtlı …’da köprü yapan namıyla meşhur Kemaleddin Hoca Hüseyin’e ait gurrei Muharrem 928 H.tarihli vakıfların …. sayılmayacağı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK’nın Geçici 3. maddesi ve 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK’un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 30.03.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.