Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2017/666 E. 2020/3116 K. 08.06.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/666
KARAR NO : 2020/3116
KARAR TARİHİ : 08.06.2020

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu İptali Ve Tescil

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup, hükmün dahili davalı … tarafından adli yardım talepli olarak temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacılar vekili, 672 parsel sayılı taşınmazın tapuda davalıların murisi … adına kayıtlı olduğunu, davacıların murisi …’ın taşınmazı 29.09.1971 tarihinde kayıt malikinden satın aldığını, o tarihten beri de davacıların ve murisinin zilyetliğinde olduğunu, kayıt malikinin ölümünün üzerinden 20 yıldan fazla bir süre geçtiğini açıklayarak taşınmazın tapu kaydının iptaliyle miras payları oranında davacılar adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar vekili, iddia edilen harici satışı kabul etmediklerini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen ilk karar davacılar vekili tarafından temyiz edilmiş ve Dairemizin 2.6.2014 tarihli ve 2013/20225 Esas, 2014/11244 Karar sayılı kararıyla “hüküm fıkrasında 672 sayılı parselin tapu kaydının iptaliyle tescile karar verilmesi gerekirken parsel numarası yazılmadan sadece tapu kütüğündeki cilt ve sayfa numarası yazılmak suretiyle iptal tescil kararı verilmesi, ayrıca davacı …’nin payının 1/4 olduğu gözetilerek diğer davacıların paylarının ise 3/8’er olmasına karşın, 1/3’er oranında iptal ve tescile karar verilmesi hususu da doğru değildir. Her iki halde de infazda duraksama olmaktadır. Bu husus kamu düzenine ilişkin olup mahkemece kendiliğinden gözetilir. Bir hüküm fıkrasında bulunması gereken hususlar HMK’nin 297 ve devamı maddelerinde bentler halinde gösterilmiştir. Bu maddelerin hüküm kurulurken göz önünde bulundurulması gerekir.
Bundan ayrı, dosya arasında bulunan veraset belgesine göre kayıt malikinin ismi … olduğu ve tapu kütüğünde ise … yazılı olup bu farklılık gözetilerek tapuda isim düzeltme davası açılması için davacı tarafa süre ve imkan tanınması, dava sonuçlanıp tapuda infazı sağlandıktan sonra Mehmet oğlu Halil adına kayıtlı 672 parsele ait düzeltilmiş tapu kaydının getirtilerek dosyaya eklenmesi, eldeki dosyanın bekletici mesele yapılması, ondan sonra işin esası hakkında hüküm kurulması gerekirken, infaza elverişsiz biçimde hüküm kurulması doğru değildir” gerekçesiyle bozulmuş ve Mahkemece bozmaya uyma kararı verilerek devam eden yargılama neticesinde, davanın kabulüne, AAÜT’ye göre hesap edilen 7.558 TL’nin davalılar ve dahili davalılardan müteselsilen ve müştereken tahsili ile davacılara verilmesine, 4.553,95 TL harcın davalılar ve dahili davalılardan müteselsilen ve müştereken tahsili ile hazineye irat kaydına, toplam 801,90 TL yargılama giderinin davalılar ve dahili davalılardan müteselsilen ve müştereken tahsili ile davacılara verilmesine karar verilmiş olup; hüküm, dahili davalı … tarafından adli yardım talepli olarak temyiz edilmiştir.
Dava; TMK’nin 713/2. maddesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
1. Davalı …’ın sair temyiz itirazlarının incelenmesinde; dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve uyulan bozma ilâmında açıklandığı üzere işlem yapılıp sonucu dairesinde hüküm tesis edildiğine göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddine, karar verilmesi gerekmiştir.
2. Harç, yargılama gideri ve vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarına gelince; dava, TMK’nin 713/2. maddesine dayalı tapu iptali ve tescil davasıdır. Mahkemece yargılama gideri, harç ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmiş olması doğru olmamıştır.
Dairemizin yerleşmiş uygulamalarına göre, TMK’nin 713/2. maddesine dayalı uyuşmazlıklarda davanın başarıya ulaşması halinde kayıt malikinin mirasçıları olan davalı gerçek kişiler yargılama giderlerinden sorumlu tutulamazlar. Mahkemece bu hususun gözden kaçırılarak geriye kalan harç, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalılardan alınmasına karar verilmiş olması hatalıdır. Ancak bu hatanın düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden; hüküm fıkrasının 3, 4 ve 5. bentlerinin hüküm fıkrasından çıkarılmasına, yerine 3. bent olarak; “…davanın niteliği gereği davacı taraf lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına…”, 4. bent olarak; “… peşin harcın mahsubu ile bakiye 4.553,95 TL harcın davacı taraftan alınarak Hazineye gelir kaydına…”, 5. bent olarak; “…davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına…” cümlelerinin eklenmesine ve hükmün düzeltilmiş bu şekliyle onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Dahili davalı …’ın sair temyiz itirazlarının yukarıda (1) nolu bentte yazılı nedenlerle reddine; harç, yargılama gideri ve vekalet ücretine ilişkin temyiz itirazlarının ise kabulü ile hükmün bu bölümünün yukarıda (2) nolu bentte yazılı nedenlerle, HMK’nin 370/4. maddesi uyarınca, hüküm fıkrasının 3, 4 ve 5. bentlerin hüküm fıkrasından çıkarılmasına, yerine 3. bent olarak; “…davanın niteliği gereği davacı taraf lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına…”, 4. bent olarak; “… peşin harcın mahsubu ile bakiye 4.553,95 TL harcın davacı taraftan alınarak Hazineye gelir kaydına…”, 5. bent olarak; “…davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına…” cümlelerinin eklenmesine ve hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, taraflarca HUMK’un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 08.06.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.