Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2017/4017 E. 2017/15694 K. 28.11.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/4017
KARAR NO : 2017/15694
KARAR TARİHİ : 28.11.2017

MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İtirazın Kaldırılması ve Tahliye

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, itirazın kaldırılması davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, tahliye davasının kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Dava; kira alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın kaldırılması ve tahliye istemine ilişkindir. Mahkemece, itirazın kaldırılmasına dair davanın konusu bulunmadığından bu hususta esasa ilişkin karar verilmesine yer olmadığına, kiralananın tahliyesine karar verilmiş ,karar davalı borçlu vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davalı tüzel kişiliği haiz ticari şirket olup Tebligat Yasası’nın 12 ve 13, Tebligat Tüzüğünün 17 ve 18.maddeleri tüzel kişilere yapılacak Tebligat usulünü düzenlemiştir. Anılan madde hükümlerine göre tebligatın tüzel kişinin yetkili temsilcisine yapılması, yetkili temsilcinin herhangi bir sebeple orada bulunmaması veya evrakı bizzat alamayacak bir halde olması durumunda tebliğin tüzel kişinin memur ve müstahdemlerinden birine yapılması gerekir. Tebligat yetkili temsilci yerine kanunda belirtilen sıralı kişilere yapılmışsa, bunun nedenlerinin tebligat mazbatasına açıkça yazılması gerekir.
Somut olayda; dava dilekçesi ekli duruşma gününü bildirir davetiye, iş yerinde çalışan imzasına tebliğ edilmiştir. Davalı şirketin yetkili temsilcisi araştırılmadan ve işyerinde bulunup bulunmadığı belirtilmeden doğrudan çalışana yapılan tebligat, yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler gereğince usulsüz olup söz konusu tebligata dayanılarak taraf teşkili sağlandığından söz edilemez. 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 27.maddesi hükmüne göre hakim davanın taraflarını dinlemeden, onları iddia ve savunmalarını bildirmeleri için usulüne uygun olarak davet etmeden hüküm veremez. Mahkemece dava dilekçesi ve duruşma gününün davalı şirkete usulüne uygun şekilde tebliğ edilerek taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esası hakkında karar verilmesi gerekirken bu husus göz ardı edilerek karar verilmesi doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün İİK’nun 366. ve 6100 sayılı HMK’nun Geçici 3. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca İİK’nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın temyiz edene iadesine, 28/11/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.