Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2017/3181 E. 2019/2920 K. 19.03.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/3181
KARAR NO : 2019/2920
KARAR TARİHİ : 19.03.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup, hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtayca incelenmesi davalılar … ve … vekili ile duruşma talepsiz olarak davalılar … ve müşterekleri tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 19.03.2019 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden ..ve … vekili Avukat … … Akın geldi. Karşı taraftan gelen olmadı. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı vekili, ortaklığın giderilmesi davasına konu 7351 ada 2 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan 4 katlı binanın vekil edeni tarafından inşa edildiğini belirterek, bahse konu binanın vekil edenine ait olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
Davalılardan Saliha Zoroğlu Dağ ile … vekili, dava konusu edilen binanın davacı tarafından yapılmadığını, tarafların ortak mirasbıranları olan anne ve babaları tarafından yapıldığını belirterek davanın reddini savunmuş, diğer bir kısım davalılar davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile 7351 ada 2 nolu parsel (imar uygulaması öncesi 607 ada,98 nolu parsel) olarak tapuda kayıtlı taşınmaz üzerinde bulunan 4 katlı betonarme evin, bilirkişi kurulunun 19/01/2016 havale tarihli raporda belirtildiği gibi yeni yapı oranı olan 0,8374’lik kısmının davacı tarafından yaptırıldığı tespit edildiğinden,binanın 0,8374’lik kısmının davacının mülkiyetinde olduğunun tespitine karar verilmiş, hüküm duruşma talepli olarak davalılar … ve … vekili ile duruşma talepsiz olarak davalılar Adem Akçey ve müşterekleri tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, muhdesatın tespiti isteğine ilişkindir.
Tüm dosya içeriği ve toplanan delillerden, dava konusu 7351 ada 2 parsel sayılı taşınmazın, arsa niteliği ile davacı ile davalıların murisleri adına tapuda kayıtlı olduğu, Mahkemece yapılan keşif sonrası alınan bilirkişi raporuna göre taşınmaz üzerinde zemin, üç normal kat ve çatı katından oluşan bir bina olduğu anlaşılmaktadır.
Somut olayda, Mahkemece, tanık beyanlarına göre, dava konusu binanın genelinde 0,1626’lik kısmının bir kısım davalıların murisi … tarafından yapıldığı, binanın 0,8374’lik kısmının ise davacı … tarafından yapıldığı tespit edilerek yazılı olduğu üzere karar verilmiş ise de, dosya kapsamına göre dinlenen tanık beyanları yetersiz olduğu gibi,taraf tanıklarının taşınmazın bulunduğu yerde keşifte değil, duruşmada dinlenmeleri, diğer yandan beyanları arasındaki çelişkilerin de giderilmemesi hatalı olup, yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli değildir.
Şu halde Mahkemece, yerel bilirkişi ve taraf tanıklarının HMK’nin 243, 244, 259 ve 290. maddeleri gereğince davetiyeyle keşif yerine çağırılmaları, uyuşmazlığın niteliği gözetilerek keşif yerinde dinlenmeleri, binanın kim tarafından inşa edildiğinin tespiti için yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından özellikle “dava konusu binanın yapımı sırasında davacıya ait gelirlerin mi, yoksa davacı ile bir kısım davalıların ortak murislerinin gelirlerin mi kullanıldığının, yine ortak murislerin dava konusu binayı yapabilecek maddi gücü olup-olmadığı ” hususlarının sorulması, binanın tamamı veya bir kısmının kim veya kimler tarafından inşa ettirildiğinin tereddüte yer vermeyecek ve denetime olanak sağlayacak biçimde belirlenmeye çalışılması, beyanlar arasındaki çelişkinin yüzleştirilmek suretiyle giderilmesi (HMK mad.261), tanık beyanlarında bildirilecek hususların tapu fen memuru yetki ve yeteneğini haiz uzman bilirkişiye düzenlettirilecek ölçekli kroki ve rapora yansıttırılması, ondan sonra bütün deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
SONUÇ: Davalılar … ve … vekili ile davalıla… ve müştereklerinin temyiz itirazları yukarıda açıklanan nedenle yerinde olduğundan kabulüyle, usul ve yasaya uygun bulunmayan hükmün 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma sebebine göre davalıların yargılama gideri ve vekalet ücretilerine yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, Yargıtay duruşmasının yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi hükümleri uyarınca 2.037,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak Yargıtay duruşmasında avukat marifetiyle temsil olunan davalıya verilmesine, taraflarca HUMK’un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine, 19/03/2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.