Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2017/2446 E. 2017/10594 K. 13.09.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/2446
KARAR NO : 2017/10594
KARAR TARİHİ : 13.09.2017

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

KARAR

Davacı … vekili, davacının çocuklarının velisi ve babası Mahmut Irkat’ın vefatından sonra velayetlerinin kendisine tevdii edilmesi için dava açtığını, yargılama sırasında Ünye Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 05.02.2014 tarih, 2013/1236 esas-2014/200 karar sayılı vasi tayini kararından haberdar olduğunu, velayet davasının incelenmesi için mahkemece vasilik kararının kaldırılması için süre verildiğini, vasilik kararının hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek davacının çocuklarına …’ın vasi olarak atanmasına dair verilen kararın kaldırılmasını talep etmiş davalı … ise davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, velayet görevi kendisine bırakılan babanın ölümü üzerine, çocuklar üzerindeki velayetin doğrudan anneye geçmeyeceği, ne velayet ne de vesayet altında bulunmayan küçüklerin medeni haklarını kullanmalarının imkansız hale geleceği, bu süre zarfında okula giden küçüklerin menfaatleri doğrultusunda vasi atanması gerektiğinden vasi olarak atanan …’ın bu görevini iyi bir şekilde yerine getirdiği ve ayrıca küçüklerin de dedelerinin yanında kalmak istedikleri, küçüklerin yaşamında vasi olan dede …’ın yer alması gerektiği ve çocukların babanın ölümü neticesinde yaşadıkları boşluğun hayatta kalan diğer ebeveyn anne yerine vasi olan dede …’ın ilgi ve bakımı ile doldurulabileceği düşüncesiyle davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyanın incelenmesinden TMKnun 404/1.maddesi gereğince yaşının küçüklüğü nedeniyle kendisine vasi atanan …’ın 16.10.1998 doğumlu olduğu ve temyiz incelemesinin yapıldığı tarih itibariyle 18 yaşını doldurduğu anlaşıldığından TMKnun 404.maddesi uyarınca hakkındaki vesayet kararı kendiliğinden sona ermekle, … .yönünden davanın konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesi için hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
2-Diğer çocuklar … ve … yönünden yapılan inceleme sonucunda;
Dosyanın incelenmesinden çocukların anneleri Selda ile babaları Mahmut’un boşanmaları neticesinde velayetlerinin babaya bırakıldığı, velayet kendisine bırakılan baba
-//-
Mahmut’un 06.11.2013 tarihinde…. Mahkemesi’nin 05.02.2014 tarih, 2013/1236 Esas-2014/200 Karar sayılı kararı ile çocukların TMKnun 404.maddesi gereğince vesayet altına alınmasına ve kendilerine dedeleri …’ın vasi olarak atanmasına karar verildiği; anne Selda’nın ise Denizli 3.Aile Mahkemesi’nin 2013/865 esas sayılı dosyası ile velayetin kendisine tevdii hususunda dava açtığı anlaşılmaktadır. Her ne kadar Mahkemece yukarıda yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmişse de; yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya yeterli değildir. Şöyle ki; Türk Medeni Kanununun 336.maddesine göre boşanma halinde velayet, çocuk kendisine bırakılan tarafa ait olup velayet hakkı sahibinin ölümü durumunda çocuğun velayeti doğrudan sağ eşe geçmez. Velayet altında bulunmayan çocuk vesayet altına alınır ise de aslolan velayet olup sağ olan annenin velayetin kendisine tevdii hususunda dava açtığı anlaşıldığından, öncelikle bu davada, annenin velayet görevini layıkıyla yerine getirip getirmeyeceğinin, çocuğun üstün yararı gözetilerek belirlenmesi gerekir. Aile Mahkemesince davacıya, vesayetin kaldırılması için süre verilmekle birlikte, aslolanın velayet olması nedeniyle, annenin velayetin tevdii hususunda açtığı davanın sonuçlandırılması, verilen kararın mahiyetine göre Mahkemece, bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK’nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, HUMK’nun 440/III-1, 2, 3 ve 4. bentleri gereğince ilama karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna, 13.09.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

NE