Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2017/1847 E. 2017/5404 K. 11.04.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/1847
KARAR NO : 2017/5404
KARAR TARİHİ : 11.04.2017

MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İcra Takibine İtirazın Kaldırılması

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddine karar verilmiş olup hükmün davacı ve davalı vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı alacaklı 11.06.2011 başlangıç tarihli yazılı kira akdine dayanarak 16.12.2013 tarihinde haciz ve tahliye talepli olarak başlattığı icra takibi ile sözleşmenin 15/3.maddesi uyarınca ödenmeyen 2013 yılı Kasım ayı kirasını takip eden ve muaccel olan 12 aylık asgari kira bedeli 25.757,04 Euro’nun işlemiş faiziyle tahsilini talep etmiş, ödeme emri davalı borçluya 18.12.2013 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı borçlu vekili 24.12.2013 tarihli itiraz dilekçesinde, müvekkilinin alacaklı olduğunu iddia eden karşı tarafa kira borcu bulunmadığını, müvekkili şirketin takibe konu kira sözleşmesini … 3. Noterliği’nin 11.09.2013 tarihli ihtarnamesi ile fesih ettiğini ve kiralananı tahliye ederek davacı şirkete teslim ettiğini, kiraya verenin kiralananın anahtarlarını teslim almaktan imtina ettiğinden … 3. Noterliği’nin 11.12.2013 tarihli emanet tespit tutanağı ile kiralanana ait anahtarların Noterliğe teslim edildiğini, bu nedenle müvekkilinin kira borcu oluşmadığını bildirerek borca, faize ve ferilerine itiraz etmiştir. Ödeme emrine davalı borçlu tarafından itiraz edilmesi üzerine, davacı alacaklı İcra Mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılması ve tahliye isteminde bulunmuştur. Davalı vekili cevap dilekçesi ile davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece verilen ilk kararında; kiralayanın 2013 Eylül, Ekim ve Kasım ayı kira bedellerini 3. İcra Müdürlüğü’nün 2013/27818 Esas sayılı dosyasında takibe koyduğu ve kiraların ödendiği, davacı tarafın kira bedellerinin takipten sonra ödenmesi nedeniyle kira sözleşmesinin 15/3 maddesi gereğince 12 aylık kiranın muaccel olacağından bahisle talepte bulunduğu, davalının taşınmazı tahliye edeceğini 11.10.2013 tarihinde noter kanalı ile davacıya ihtar ettiği ve tevdii mahalli belirlenip tevdii mahalli olarak belirlenen noterliğe tutanak ile kiralananın anahtarlarının teslim edildiği, bu halde alacağın varlığın çekişmeli olup yargılamayı gerektirdiği gerekçesiyle davalının itirazın kaldırılması talebinin reddine karar verilmiştir.
Dava, kira alacağının tahsili için başlatılan takibe itirazın kaldırılması ve tahliye istemlerine ilişkindir.
Mahkemece davanın reddine dair verilen ilk kararın davalı ve davacı tarafça temyizi üzerine Yargıtay…. Hukuk Dairesinin 25.03.2015 tarih ve 2015/2827 Esas, 2015/2995 Karar sayılı ilamı ile; “Davalı … …. olduğundan sözleşmede yer alan muacceliyet şartı geçerlidir. Ne var ki kiralananın 19.12.2013 tarihi itibariyle tahliye edildiği anlaşıldığından mahkemece 19.12.2013 tarihine kadarki ödenmeyen kira bedeli üzerinden itirazın kaldırılmasına, muaccel olan diğer kısım yönünden ise uyuşmazlık tazminat hukukuna ilişkin olup yargılama gerektirdiğinden itirazın kaldırılması isteğinin reddine karar verilmesi gerekir” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyulmak suretiyle kiralananın tahliye edildiği 19.12.2013 tarihine kadar kira sözleşmesine göre muaccel olan ve ödenmeyen Aralık ayı kira bedeli açısından itirazın kaldırılmasına karar verilmiş, muaccel olduğu iddia edilen diğer kısım yönünden uyuşmazlık tazminat hukukuna ilişkin olup yargılamayı gerektirdiğinden itirazın kaldırılması talebinin reddine, reddedilen 23.610,00 Euro asıl alacağın %20’si oranında tazminatın davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmiş, karar davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya kapsamına, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerekçelere göre temyiz eden davacı alacaklı vekili ve davalı borçlu vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacı alacaklı vekilinin icra inkar tazminatına ilişkin temyiz itirazları yönünden;
Tahliye tarihinden sonraki dönem kira alacağının varlığı ve miktarı yargılamayı gerektirdiğinden ve bu nedenle reddedilen miktar yönünden ortada likit bir alacağın varlığından söz edilemeyeceğinden, reddine karar verilen kısım için davalı lehine icra inkar tazminatına karar verilmesi doğru görülmemiştir.
3-Davalı borçlu vekilinin alacağa yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Dosyada mevcut belgelere göre kiralananın 19.12.2013 tarihi itibariyle tahliye edildiği anlaşılmaktadır. İcra Mahkemelerinde davalı kiracı ancak tahliye tarihine kadar olan kira parası ödemesi ile sorumlu tutulabilir. Tahliye tarihinden sonraki alacak tazminat hukukunu ilgilendirdiğinden ve alacağın tespiti yargılamayı gerektirdiğinden, dar yetkili icra mahkemesinde tahliye sonrasına ilişkin istemin reddine karar verilmelidir. Bu durumda mahkemece tahliye tarihi olan 19.12.2013 tarihine kadar doğan kira alacağı hesap edilerek sonucuna göre itirazın kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken, 2013 yılı Aralık ayı kira bedelinin tamamı üzerinden itirazın kaldırılmasına karar verilmesi doğru değildir.
SONUÇ; Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin ve davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, 2 nolu bentte yazılı nedenle davacı vekilinin icra inkar tazminatına ilişkin temyiz itirazları ile 3 nolu bentte yazılı nedenlerle davalı vekilinin alacağa yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.’na 6217 sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nun 428 ve İİK.nun 366.maddesi uyarınca kararın BOZULMASINA, taraflarca İİK’nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 11.04.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verilmiştir.