Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2017/1830 E. 2017/4941 K. 03.04.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/1830
KARAR NO : 2017/4941
KARAR TARİHİ : 03.04.2017

MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İcra Takibine İtirazın Kaldırılması

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddine karar verilmiş olup hükmün davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

KA R A R

Davacı alacaklı 01.07.2012 başlangıç tarihli yazılı kira akdine dayanarak 25.04.2014 tarihinde haciz ve tahliye talepli olarak başlattığı icra takibi ile 03.09.2013 – 03.04.2014 tarihleri arası 8 aylık kira alacağı 26.400,00 TL ve 832,00 TL damga pulu vergisinin faiziyle tahsilini talep etmiş, ödeme emri davalı borçlulara 09.10.2014 ve 08.10.2014 tarihlerinde tebliğ edilmiştir. Davalı borçlular vekili 13.10.2014 tarihli itiraz dilekçesinde, müvekkillerinin alacaklıya herhangi bir sebepten dolayı borcu bulunmadığını, talep edilen faiz oranının da oldukça yüksek ve fahiş olduğunu bildirerek borca, faize ve ferilerine itiraz etmiş davacı alacaklı İcra Mahkemesi’ne başvurarak itirazın kaldırılması ve tahliye isteminde bulunmuş, davalı taraf davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, sözleşmenin 01.07.2012 tarihli ve 1 yıl süreli olması nedeniyle kefilin sorumluluğunun 01.07.2013 tarihine kadarki dönemi içerdiği, takip konusu kira alacağı 03.09.2013 – 03.04.2014 tarihleri arasındaki döneme ilişkin olmakla, kefilin belirtilen bu dönemlerde sorumluluğunun bulunmadığı gerekçesiyle davalı … yönünden davanın reddine, davalı kiracı … yönünden davanın kısmen kabulüne, davalının 18.600,00 TL asıl alacak ve 609,60 TL işlemiş faize itirazının kaldırılmasına, takibin bu miktarlar üzerinden devamına, ancak yasal 30 günlük ödeme süresi beklenmeden 28.10.2014 tarihinde dava açıldığı, temerrüt koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle tahliye talebinin reddine karar verilmiş, karar davalı kiracı … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kira alacağının tahsili için başlatılan takibe itirazın kaldırılması ve tahliye istemlerine ilişkindir.
Türk Borçlar Kanunu’nun 315. maddesi uyarınca temerrüt nedeniyle tahliyeye karar verilebilmesi için istenen kira parasının veya yan giderin muaccel (istenebilir) olması ve kira bedeli ile yan giderin verilen sürede ödenmemiş bulunması, ihtarnamede verilen süre
içerisinde kira parasının ödenmemesi halinde akdin feshedileceğinin açıkça belirtilmesi gerekir. Kiracıya verilecek süre konut ve çatılı işyeri kiralarında en az otuz gün, ürün kiralarında en az altmış gün, diğer kira ilişkilerinde ise en az on gündür. Kira parası götürülüp ödenmesi gereken borçlardan olduğundan kiralayana götürülüp elden ödenmesi veya gideri kiracıya ait olmak koşuluyla konutta ödemeli olarak….. kanalıyla gönderilmesi gerekir. Bundan ayrı, sözleşmede özel bir koşul kabul edilmişse bu hususta göz önünde tutulmalıdır. Açıklanan şekilde yapılmayan ödemeler yasal ödeme olarak kabul edilemez. Ancak teamül haline gelmiş bir ödeme şekli varsa bu şekilde yapılan ödemede geçerlidir.
Takipte dayanılan ve karara esas alınan 01.07.2012 başlangıç tarihli 1 yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Kira sözleşmesi ile aylık kira bedeli 3.000,00 TL olmakla, ayın ilk beş gününde banka hesabına ödeneceği kararlaştırılmıştır. Mahkemece hesap özetinin dosya arasına alınmasının ardından dosya bilirkişiye tevdi edilmiş olup, hükme esas alınan bilirkişi raporunda; takibe konu edilen 03.09.2013 – 03.04.2014 tarihleri arasında yapılan ödemeler hesap edilmiş ve bu dönemde yapılan 7.800,00 TL ödeme düşüldüğünde bakiye kira alacağının 18.600,00 TL olduğu, işlemiş faizinin ise 609,60 TL olduğu bildirilmiştir. Ancak hesap özetinin incelenmesinde davalı tarafından ödeme emrinin tebliğinden itibaren hangi ay kirasına ilişkin olduğu belirtilmeden dava tarihi olan 28.10.2014 tarihine kadar yaptığı ödemeler olduğu gibi dava tarihinden sonra da yapılan ödemeler olduğu ve davacının bu süre içerisinde yapılan ödemelerin takip konusu dönemden öncesine ilişkin olduğuna dair bir itirazının da olmadığı anlaşılmaktadır. Her dava açıldığı tarihteki şartlara göre değerlendirilir. Bu durumda Mahkemece ödeme emrinin tebliğinden itibaren yapılan ödemeler değerlendirilerek bu hususta bilirkişiden ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca kararın BOZULMASINA, taraflarca İİK’nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın temyiz edene iadesine, 03/04/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.