Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2017/16809 E. 2019/3221 K. 26.03.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/16809
KARAR NO : 2019/3221
KARAR TARİHİ : 26.03.2019

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Katılma Alacağı

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

K A R A R

Davacı … vekili, mal rejiminin tasfiyesi ile evlilik birliği içerisinde davalı adına edinilen taşınmaza ilişkin olarak fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL alacağın faiziyle davalıdan tahsilini talep etmiş, harcını yatırmak suretiyle sundukları 13.12.2010 tarihli dilekçeyle talep miktarını 94.000,00 TL’ye arttırmıştır.
Davalı … vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, verilen ilk kararda davanın kısmen kabulüne, 24.330,00 TL katkı payı alacağının karar tarihinden geçerli yasal faiziyle birlikte davalıdan alınmasına karar verilmiş; davacı vekili ve davalı vekili tarafından yapılan temyiz itirazı üzerine Dairenin 2014/13145 Esas ve 2015/9447 Karar sayılı ilamı ile dava konusu 182 ada 3 parsel sayılı taşınmazın tapuya kaydolunduğu 02.10.2006 tarihi esas alınarak davacının mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacağına ilişkin hesaplama yapılmış ise de; toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından taşınmazın 1997 senesinde parası ödenerek davalı tarafından haricen satın alındığı, ancak tapuda 10 yıl devir yasağı bulunması nedeniyle resmi devir işlemlerinin 2006 yılında gerçekleştirilebildiğinin anlaşıldığı, mal rejiminin tasfiyesi yönünden taşınmazın edinme tarihinin 1997 yılı olduğunun kabulü gerektiği, arsa üzerindeki binanın yapıldığı tarihin ise uygulanacak mal rejiminin kurallarının tespiti bakımından önem arz ettiğinden su, telefon, abonelik tarihlerinden belediye ruhsat ve muhtarlık kayıtlarından yararlanılarak, taraf tanıklarından sorularak belirlenmeye çalışılması ve belirlenecek tarihe göre hesaplamanın 743 sayılı TKM’nin yahut 4271 sayılı TMK’nin ilgili hükümlerinde açıklanan usullere göre yapılması gerektiğine işaret edilerek davalı ve davacı lehine, davacıya ait aracın değerinin davacının alacağından mahsup edilmesinin usule aykırı olduğu gerekçesiyle davacı lehine hüküm bozulmuş, her iki tarafın diğer temyiz itirazları ise reddedilmiştir.
Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde arsa gibi binanın da eşler arasında mal ayrılığı rejimi geçerli iken yapıldığı tespit edilmiş olup, davacı kadına ait SGK kayıtlarından, taşınmazın haricen satın alınıncaya ve taşınmaz üzerinde binanın yapılıp iskan edinceye kadar olan dönem içinde yıllık toplam kazanç miktarı nazara alındığında TBK’nin 50-51 maddesi kapsamında, hakkaniyet kuralları ve cevap dilekçesinde taşınmazın yarı yarıya alındığı beyanı da nazara alınarak taşınmazın üzerindeki bina ile birlikte boşanma davasının açıldığı tarih itibariyle bilirkişi raporu ile belirlenen 188.000,00 TL üzerinden %50 katkı payı karşılığı olarak 94.000,00 TL alacağı olduğu sonucuna varılarak davanın kabulüyle 10.000,00 TL alacağın dava tarihinden, bakiye 84.000,00 TL’nin ıslah tarihinden işleyen yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Hüküm, süresi içerisinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1.Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve uyulan bozma ilâmında açıklandığı üzere işlem yapılıp sonucu dairesinde hüküm tesis edildiğine göre davalı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince;
Mahkemece, davalı tarafın cevap dilekçesindeki anlatımından ve davacının gelir evraklarından yola çıkılarak davacı lehine %50 katkı oranı üzerinden yazılı şekilde katkı payı alacağına hükmedilmiştir. Ne var ki tapu kaydının incelenmesinden taşınmazın 1/2’şer hisse ile taraflar adına değil tamamının davalı adına tescil edildiği, davalının cevap dilekçesindeki “taşınmaz davalı tarafından satın alınıp, davacı ile 1/2’şer tapuya tescil ettirilmiştir” şeklindeki beyanın Mahkemece yanlış yorumlandığı anlaşılmaktadır. Bunun yanı sıra davacının katkı oranı tespitine yönelik yeterli araştırma-inceleme yapılmadan ve davalının gelir evrakları getirtilmeksizin yerleşik Daire uygulamasına ve dosya kapsamına aykırı şekilde katkı payı alacağı belirlenmesi hatalı olmuştur.
Mahkemece öncelikle yapılacak iş, davalının gelir evrakları, evlenme tarihlerinden başlayarak dava konusu taşınmazın edinildiği tarihi de kapsar şekilde getirtilmeli, davacı yönünden ise dosyada mevcut gelir evraklarından anlaşıldığı üzere evlilik birliği içinde sadece 1992 ve 1993 senelerinde çalıştığı dikkate alınarak bu dönem içerisindeki gelirleri hesaplamada gözetilmelidir. Katkı payı alacağına ilişkin dönem bakımından, kocanın 743 sayılı TKM’nin 152. maddesi hükmü uyarınca aileyi geçindirme yükümlülüğü ve tarafların sosyal konumları gereği kişisel giderleri göz önünde bulundurularak, dava konusu taşınmazın alım tarihi itibariyle eşlerin her birinin ayrı ayrı toplam gelirleri içinde yapabilecekleri tasarruf miktarı belirlenerek toplam tasarruf miktarı içerisinde davacının katkı oranı hesaplanıp ve bu oran nizalı taşınmazın dava tarihi itibariyle değeriyle çarpılarak davacının katkı payı alacağı tespit edilmelidir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2) nolu bentte gösterilen nedenlerle davalı vekilinin yazılı temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi yollaması ile HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, diğer temyiz itirazlarının yukarıda (1). bentte gösterilen nedenle reddine,taraflarca HUMK’un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine. 26.03.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.